ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad; Suriye ve halkının maruz kaldığı durumun, kendisine ve halkına karşı uluslar arası bir savaşa benzediğini ifade etti.
Portekiz Televizyonu ile röportajında el Esad; Suriye’nin önündeki yegane seçeneğin teröre karşı zafer olduğunu vurgulayan el Esad; terör, cihatçılar ya da radikalleri herhangi bir siyasi ajanda için edat olarak kullanılmalarının kesinlikle ahlaki olmadığının altını çizdi.
Herhangi Bir Çözümü Aleni Olarak Reddettiler
Halep’te binlerce sivil insanın zor koşullar altında kalmalarına rağmen doğu semtlerden çıkmayı reddetme nedenlerine ilişkin soruya cevabında el Esad; bu bağlamda kastedilen sivil insanların Halep Kentinin doğusunda üç yıldan fazla süredir teröristlerin bulunduğu bölgelerde yaşadıklarını söyledi.
El Esad bu teröristlerin de bulundukları bölgelerde masum sivil insanları canlı kalkan olarak kullandıklarına dikkat çekti. Suriye hükümetinin iki temel görevi bulunduğunu ifade eden el Esad; ilkinin terörle mücadele edip teröristlerin bulundukları bölgeleri sivil ahalisiyle birlikte kurtarmak olduğunu söyledi. Aynı zamanda da söz konusu bu bölgeden teröristlerin çıkarılması için çözüm sağlamak olduğunu kaydeden el Esad; teröristlerin de ulusal uzlaşma çerçevesi altında af kararından faydalanmaları ve silahlarını teslim etmeleri ya da o bölgeyi terk etmeleri gerektiğini belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad Suriye’nin bulunduğu bir diğer durumun ise sivil insanlara ya da af kararından faydalanmak isteyen silahlılara insani geçitler temin edip tüm ihtiyaçlarının karşılandığı güvenli bölgelere tahliye edilme fırsatı vermek olduğuna dikkat çekti. Buna eş zamanlı olarak insani geçitlerden de doğu semtlerde kalan insanlara yardım konvoylarının geçirilmeye çalışıldığını belirten el Esad; teröristlerin ise bu ya da herhangi bir çözümü aleni bir şekilde reddettiklerine vurgu yaptı.
Halkın Orduya ya da Devlete Güvenmediğini İddia Etmek Mantıklı Değildir
Halep Kentinin doğusundaki sivillerin devlete ya da orduya güvenmiyor olmaları, demokrasi ve özgürlük istiyor olma ihtimaline ilişkin soruya cevabında el Esad; gerçekte bu noktanın netleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
El Esad, Suriye’de olayların başladığı ilk anlardan beri teröristlerin girdikleri bölgelerde yaşayan insanların büyük çoğunluğunun bu teröristlerden kaçarak devletin kontrolündeki bölgelere sığındıklarını hatırlattı. Bunun tersinin hiçbir bölgede yaşanmadığına vurgu yapan el Esad; Suriyelilerin gerçekten devlete ya da omuz omuza verdikleri ordularına güvenleri olmaması halinde bunun olmasının mümkün olmadığını kaydetti. El Esad başka bir değişle Suriyelilerin ordularına ve devletlerine güvenlerinden dolayı teröristlerin bulundukları bölgelerden ordunun kontrolü altındaki bölgelere kaçtıklarını söyledi.
Başka bir örnek veren el Esad Şam kırsalının güneybatısı Dareyya ve Muaddamiye beldelerinde daha önce bulunan teröristlerin diğer terör örgütlere katılmak için İdlib’e gittiklerine dikkat çekti. Söz konusu bu teröristlerin ailelerini devletin kontrolü altında bıraktıklarını belirten el Esad, halkın Suriye ordusu ve devletine güvenmediği değiminin mantıksız olduğunun bir kez daha bu durumda netlik kazandığına işaret etti. El Esad isteyen herkesin de istediği zaman bu ailelerle bir araya gelip durumları kendi gözleriyle görebileceğini kaydetti.
Terör Akrep Gibidir
Suriye’nin de uluslar arası kamuoyu önünde diğer silahlı grupların portresini sabote etme amacıyla cihatçıları fırsat kullanması konusunda bir soruya cevabında el Esad; basit bir nedenden dolayı Suriye’nin bunu yapmasının mümkün olmadığını belirtti.
El Esad, Suriye’nin radikal terörü Müslüman Kardeşler cemaatinin Suriye’ye geldikleri 1950’li yıllardan beri gayet iyi tanıdığına dikkat çekti. Suriye’nin de özellikle 1980’li yıllardan beri radikal terörün herhangi bir siyasi ajandada edat olarak kullanılmalarının sakıncalı olduğunu irdelediğini ifade eden el Esad; terörün oyun kartı olarak cebe koyulması halinde er ya da geç mutlaka bir gün akrep gibi insani sokacağını söyledi.
Cihatçıların edat olarak kullanılmasının her şeyden önce insanın ya da devletin bizzat kendi aleyhine olduğunu belirten el Esad; cihatçıların bir gün mutlaka sahibini tepeceklerini sözlerine ekledi.
Ancak Bu Durumda Zafer Kazanılmış Sayılır
Suriye’nin bu savaşta zafer kazanıp kazanmayacağı sorusuna cevabında ise el Esad; zaferin kazanılmasının ancak ve ancak Suriye’de istikrarın sağlanmasıyla mümkün olacağını belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad günübirlik terör, öldürme, yıkım ve sabotaj olduğu sürece zaferin kazanıldığını söylemenin mantıklı olmadığını kaydetti. Her şeye rağmen Suriye’nin savaşı kaybettiği ya da yenildiğini söylemenin doğru olmadığını da belirten el Esad; Suriye ordusunun hala mevcut olan teröristlere karşı her gün güzel ve yeni başarılar kaydettiğine dikkat çekti.
Bu teröristlerin kuşkusuz Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın yanı sıra ABD dahil Batılı bir kısım devletler tarafından muhtelif tür destek aldıklarını vurgulayan el Esad; fakat Suriye’nin önündeki yegane seçeneğin, teröre karşı zafer kazanmak olduğunun altını çizdi. El Esad teröre karşı zafer kazanılmaması ya da terörün zafer kazanması halinde Suriye’nin varlığının sona ereceğini vurguladı.
Bundan Dolayı Dostların Desteği Temel Bir Noktadır
Suriye’nin Rusya, İran ve Hizbullah olmadan zafer kazanma ihtimaline ilişkin soruya cevabında el Esad; söz konusu bu tarafların temel ve önemli bir yardımda bulunduklarını belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad; fakat Suriye ve halkının yaşadığı durumun, sadece Suriye’de mevcut bir kısım teröristlerle ilişkili olmadığına dikkat çekti. Yaşanan durumun Suriye ve halkına yönelik evrensel bir savaş olduğuna vurgu yapan el Esad; Suriye’ye onlarca devletten gelen teröristlerin yine onlarca devletten muhtelif tür destek aldıklarını belirtti.
Dolayısıyla Suriye’nin tek başına dostlarının desteği olmaksızın böyle bir savaşta mücadele etmesinin mümkün olmadığını ifade eden el Esad; bunun için de Rusya, İran ve Hizbullah’ın bu savaşta Suriye’yi desteklemelerinin temel bir nokta teşkil ettiğini kaydetti.
Her Biri Ayrı Bir Önem Taşıyor
Rusya Başkanı Vladimir Putin’in en önemli müttefik olduğu yönünde soruya cevabında el Esad; Rusya, İran ya da Hizbullah’ın her birinin kendine has önemi olduğunu belirtti.
El Esad bunların her birinin Suriye’de teröre karşı önemli başarılar kaydettiklerini, dolayısıyla kimin kimden daha önemli olduğunu belirlemenin zor olduğunu sözlerine ekledi.
Cevheri Bir Önem Taşıyan Hava Operasyonlarıdır
Rusya’nın Suriye’deki rolüne ilişkin soruya cevabında el Esad; Rusya’nın Suriye’de en önemli rolünün hava operasyonlarıyla destek olduğunu belirtti.
El Esad Rusya’nın oldukça güçlü bir hava gücüne sahip olduğunu ifade ederken, asynı zamanda Rusya’nın 60 yıldan beri Suriye ordusuna mühimmat ve teçhizat temin eden ana devlet olduğunu söyledi.
Suriye Kendi Geleceği ve Halkının İradesinde Tamamen Hürdür
Suriye’nin kendi kararlarında hür mü yoksa Putin’e bağlı olduğu yönünde soruya cevabında el Esad; Suriye’nin kendi geleceği ve halkının çıkarları konusunda cüzi bile olarak değil, tamamen ve tam olarak hür olduğunu vurguladı.
Bir diğer noktanın da Rusya’nın devletlerarasındaki ilişkilerinde ABD’den farklı olarak karşılıklı saygı ve ilkeleri temel aldığını belirten el Esad; Rusya’nın devletlerin egemenlikleri ve uluslar arası kanunların yanı sıra başkalarına ve başkalarının kültürlerine saygı duyduğunu ifade etti.
El Esad Rusya’nın Suriye’nin geleceği ya da Suriyelilerin iradelerine kesinlikle müdahale etmediğini belirtti.
Rusya’nın Çıkarı Budur
Rusya’nın Suriye’ye yardımları karşılığında çıkarına ilişkin soruya cevabında el Esad; bu sorunun herkesin sorduğu bir soru olduğunu ifade etti.
El Esad Rusya’nın ilkeler ve uluslar arası kanunlara dayalı tutumlarını bir kez daha hatırlatırken, teröre karşı savaşında Suriye’ye desteklerinin Rusya’nın kendi çıkarlarına da hizmet ettiğini söyledi.
El Esad Suriye’de teröre karşı savaşın sadece Suriye ya da Suriye halkının çıkarlarına değil, tüm Ortadoğu ve hatta Avrupa’nın kendisinin de çıkarına olduğunu belirtti. Bu gerçeğin de Batılı bir kısım yetkililer tarafından irdelenmediğine ya da görülmediğini ifade eden el Esad; ya da söz konusu yetkililerin bu gerçeği kabul etmediklerini söyledi.
El Esad; yıllardır radikal teröristlerle savaşan Rusya’nın ise bu gerçeği idrak ettiğini vurgulayarak, Suriye’de teröre karşı savaşmakla kendini halkını ve tüm bölgeyi savunduğunu ifade etti.
Yabancılar Demokrasi Getiremez
Suriye’nin batılı kriterlere göre demokratik bir ülke olduğunu iddia etme konusunda bir soruya cevabında el Esad; demokrasi, özgürlük ve benzeri değerler için savaşabilecek yegane tarafın o devletin halkı olacağını vurguladı.
El Esad hiç kimsenin başka bir devletten gelip başka halkların demokrasisi ve özgürlüğü için savaşmasının mümkün olmadığını belirtti. El Esad; hiçbir yabancının halka demokrasi ya da özgürlük getirmesinin mümkün olmadığını kaydederken, çünkü bu gibi değer ve kavramların, tamamen o toplumun ve halkın kendi kültürü ya da farklı sosyal faktörleriyle ilgili olduğunun altını çizdi.
Sözlerine devam eden el Esad; demokrasi ya da özgürlüğün dışarıdan ithal edilemeyeceklerini, başka bir değimle ülkenin geleceğini etkileyecek şeylerin dışarıdan değil, o toplumun kendisinde olması gerektiğini ifade etti.
Her Devlet ve Halkın Kendi Yapısı, Kültürü ve İlkelerine Dayalı Demokrasisi Olmalıdır
Suriye’nin demokrat bir ülke olarak nitelendirilme ihtimali konusunda el Esad; Suriye’nin tam anlamıyla demokratik olmadığını, fakat kriz öncesinde tam demokrat olma yolunda ilerlediğini belirtti.
Bu yönde ilerlemenin hızlılığı ya da yavaşlılığının o devletin ve toplumunun özel durumlarıyla bağlantılı olduğunu ifade eden el Esad; her şeye rağmen Suriye’nin kriz öncesinde tam demokrasi yönünde gayet ciddi ve sağlam adımlarla ilerlediğini kaydetti.
El Esad demokrasi mefhumunda Batının Suriye için bir model olmadığını ifade ederken, Batılıların kendilerine has kültürleri bulunduğu gibi Suriye ve halkının da kendine has kültürü ve yapısı olduğunu ifade etti. Her devletin ya da toplumun kendine has yapısı, kültürü, gelenekleri, ilkeleri ve temelleri bulunduğunu vurgulayan el Esad; bu halkın sahip olacağı demokrasinin de bunları yansıtması ve temel alması gerektiğinin altını çizdi.
Ülke Çıkarları ve Halkın İradesi Temelinde Her İşbirliğine Hazırız
Suriye’de barışın öncelikli olduğunu ilan eden BM yeni genel sekreteri Antonio Guterres ile işbirliğine ilişkin soruya cevabında el Esad; Suriye’nin ülke çıkarları ve Suriye halkının iradesi temellerinde istikrarın sağlanmasına katkı sağlayacak her işbirliğine açık olduğunu belirtti.
El Esad BM genel sekreteri konumunun gayet önemli olmasına rağmen, fakat BM’nin sadece genel sekreterden ibaret olmadığına dikkat çekti. Suriye’nin BM genel sekreteri konumunda yeni bir sorumlu şahsiyetten beklentisinin, BM genel sekreteri ofisini ABD dışişleri bakanlığına dönüştürmemesi olduğuna işaret eden el Esad; Suriye’deki kriz dahil tüm uluslar arası anlaşmazlıklar ve meselelerde tarafsız olup gerçeklere dayanan objektif açıklamalar yapmasını umduğunu ifade etti.
Çözümü Engelleyen Dış Müdahalelerdir
Suriye konusunda Türkiye, Suudi Arabistan, ABD, Rusya ve daha başka devletlerin ajandaları olmalarıyla barışın sağlanma ihtimali konusunda soruya cevabında el Esad; tüm bu ajandaları bir yönde toplamaksızın çözümün zor olacağını söyledi.
Bunun için de her zaman Suriye’de çözümün dış müdahalenin kesilmesi halinde zor olmayacağını ve uzun da sürmeyeceğini söylediğini hatırlatan el Esad; Suriye’de çözümü karmaşık kılan ve engelleyenin dış müdahale olduğunu bir kez daha vurguladı.
Sözlerine devam eden el Esad Rusya ve İran’ın Suriye hükümetinin çağrısı üzerine geldiğine dikkat çekerken, Batılıların, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ise Suriye hükümeti ve halkının aleyhine müdahale ettiklerini vurguladı.
Erdoğan Megalomanyak Bir Adamdır
Türkiye ordusunun Suriye’de bulunması ve Türkiye rejimi başkanının ‘ülke çıkarlarının doğal sınırları aştığını’ söylemesi konusunda soruya cevabında el Esad; bunun hiçbir devlet tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Türkiye rejimi başkanının açıklamaları konusunda ise el Esad; “tamamen hasta bir adamdan söz ediyoruz.. İstikrarlı olmayan, tam anlamıyla megalomanyak bir başkandan söz ediyoruz. Günümüzde değil, Osmanlı döneminde yaşıyor. Gerçeklerden ve yaşananlardan da tamamen uzak..” ifadelerini kullandı.
Bu Teröristlere Karşı Savaş Erdoğan Ordusuna Karşı Savaştır
Suriye’nin topraklarında bulunan Türkiye ordusuna cevabı konusunda da el Esad; Suriye’nin bunu tam anlamıyla işgal olarak nitelendirdiğini belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad; Suriye’nin de kendi topraklarını ve egemenliğini savunmada doğal ve meşru bir hakka sahip olduğunu vurguladı.
Gerçekçi olmak gerektiğini ifade eden el Esad; Suriye’ye giren her teröristin Türkiye üzerinden ve Erdoğan rejiminin desteği ile girdiğini belirtti. Bundan dolayı da söz konusu bu teröristlere karşı savaşmanın Erdoğan ordusuna karşı savaşmak anlamında olduğunu belirten el Esad, “Türkiye ordusu değil, Erdoğan ordusu diyorum..” ifadesinin altını çizdi.
Türkiye’nin NATO Üyesi Olması Bir Şeyi Değiştirmez
Türkiye’nin NATO ülkesi olmasına ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini belirtti.
El Esad NATO üyesi olması ya da olmaması halinde hiçbir devletin başka bir devletin topraklarına uluslar arası kanunlara aykırı olarak girmesi ya da işgal etmesinin hiçbir şekilde doğru olmadığının altını çizdi. Bunun BM misakına da aykırı olduğunu belirten el Esad; aynı zamanda herhangi bir ahlak ilkesi veya kurallarına da aykırı olduğunu vurguladı.
Suriye’nin Trump’tan Pek Bir Beklentisi Yoktur
Suriye’nin ABD yeni başkanı Donald Trump’tan beklentileri konusunda soruya cevabında el Esad; pek bir beklentisi olmadığını söyledi.
ABD idaresinin başkan ya da belirli bir şahısla bağlantılı olmadığını ifade eden el Esad; bu idare içerisinde muhtelif lobilerle ilgisi olduğunu, bunların da başkanı etkilediğini belirtti.
Bundan dolayı Trump’un görevine başlamasını beklemenin daha doğru olacağını söyleyen el Esad; görevini devralması ve bir zaman süresin geçmesi ardından her şeyin netlik kanacağını kaydetti.
El Esad her şeye rağmen Suriye’nin her daim ABD’den tek bir temennisi olduğunu, onun da uluslar arası kanunlara saygı duyan tarafsız bir devlet olmasının yanı sıra Suriye’de teröre desteğini kesmesi olduğunu belirtti.
Trump’un IŞİD’e karşı savaşta Suriye ile işbirliğine hazır olması konusundaki açıklamaları konusunda el Esad; Suriye’nin IŞİD’e karşı savaşacak herkesle işbirliğine hazır olduğunu belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad; fakat bu vaatte bulunan Trump’un göreve gelmesi ardından bunu yapıp yapmayacağı, ABD idaresindeki lobilerin buna izin verip vermeyeceğinin de tartışılır olduğunu vurguladı.
El Esad Trump’un şu ana dek hiçbir siyasi görev üstlenmemesiyle vaatlerinde ne derecede sadık kalacağı, kendisine karşı baskılara ne derecede mücadele edeceği konusunda hüküm vermenin şu anda doğru olmayacağının altını çizdi.
Dürüst ve Ciddi Olmaları Halinde Mümkündür
Suriye’nin teröre karşı savaşta ABD ile ne derecede işbirliğine hazır olduğu sorusuna cevabında el Esad; Suriye’nin yıllardır ve birçok yönde terörden büyük acılar çektiğine dikkat çekti.
Suriye ve halkının terörden gördüğü maddi ve manevi hasara vurgu yapan el Esad; dolayısıyla teröre karşı savaşta ciddi, iradeli ve dürüst olmaları halinde Suriye’nin işbirliğine hazır olduğunu kaydetti.
ABD’nin Kürtlere ve Iraklı Halk Kitleleri Güçlerine (Haşd el Şabi) desteklemesine rağmen Suriye’nin onunla işbirliğinde olması konusunda soruya cevabında el Esad; işbirliğinin iki meşru hükümet arasında olacağını belirtti.
Sözlerine devam eden el Esad; işbirliğinin şu ya da bu grup arasında değil de iki meşru hükümet arasında olması gerektiğini belirten el Esad; Suriye’de meşru hükümet haricinde olan hiçbir işbirliğinin kanuni olmayacağını, Suriye hükümetinin de bunu tanımayacağını ifade etti.
ABD’nin Sorunu Budur
ABD başkan yardımcısının ‘Suriye ordusunun Halep’te insani bir faciaya yol açmasını engellemek için askeri müdahale şarttır’ ifadesini kullanması konusunda bir soruya cevabında el Esad; asıl sorunun da ABD’nin kendini dünya polisi olarak sanması olduğunu söyledi.
El Esad; ABD’nin egemen bir devlet olduğunun doğru olduğunu, fakat kendi sınırlarında bir devlet olup kesinlikle dünyanın polisi ya da yargıcı olmadığının altını çizdi.
ABD’nin on yıllardır başka devletlerin egemenliklerine ve içişlerine müdahalelerinin sonuçlarının ortada olduğunu ifade eden el Esad; bu zaman süresi içinde ABD’nin çözüm bulucu değil, aksine sorun yaratıcı ve körükleyici bir devlet olduğunun kanıtlandığını belirtti. El Esad bundan dolayı da Suriye’nin Trump’tan pek fazla bir beklentisi olmadığını ifade etti.
Müslüman Kardeşler ile Deneyiminden Sonra Suriye Her Daim İşbirliği İçinde Oldu
Avrupa devletlerinin Suriye konusundaki tutumlarında değişim ve bu devletlerle Suriye’nin işbirliğine ilişkin soruya cevabında el Esad; Suriye’nin, ulusal egemenliği temelinde terörle ciddi ve dürüst bir mücadele verecek her devletle işbirliğine hazır olduğunu bir kez daha vurguladı.
El Esad; Suriye’nin, Müslüman Kardeşler cemaati ile deneyiminden sonra her daim özellikle radikal terörle mücadelede işbirliği içinde olduğunu vurguladı. Suriye’nin zamanında radikal terör örgütü olan Müslüman Kardeşler cemaati ile savaşı ve bu terör örgütünden çektiği acılara dikkat çeken el Esad; radikal terörle mücadelenin Suriye politikasının önceliği olduğuna işaret etti.
Sadece Benim Değil, Muhtelif Kurumlar, Ordu ve Halkın Çoğunluğunun Kararıydı
Suriye’de yaşananlar konusunda kendisine düşen sorumluluk konusunda soruya cevabında el Esad; kendisinin hiçbir zaman sorumluluktan kaçmadığını kaydetti.
El Esad; fakat yaşananların sorumluluğunun kime düştüğünü belirlemek için objektif bir yaklaşım olması gerektiğini belirten el Esad; kendisinin Suriye cumhurbaşkanı görevinin verdiği sorumlulukla kararlarını Suriye ve halkının çıkarları doğrultusunda almaya özen gösterdiğini belirtti.
El Esad kendisinin hiçbir zaman teröristlere destek vermediğini, yıkım ve öldürme emri vermediğini ifade ederken, yaptığı tek şeyin Suriye ve halkını teröre ve dış müdahalelere karşı savunmak, Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak olduğunu vurguladı. Bu yöndeki kararının da sadece kendisinin kararı olmadığına dikkat çeken el Esad; muhtelif devlet kurumları, ordu ve halkın büyük çoğunluğunun iradesi kapsamında olduğunun altını çizdi.
https://www.youtube.com/watch?v=BPHqoYPYgCM