ASATANA (SANA) –Suriye konulu Astana formatındaki 22. uluslararası Toplantısı’nda garantör ülkeler yayımladıkları sonuç bildirisinda, İsrail’in Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırganlıklarını kınayarak, Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kesin bağlılığını vurguladılar.
Bugün Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilen Suriye konulu Astana formatındaki 22. uluslararası toplantının sonuç bildirisinde garantör ülkelerin, İsrail’in Suriye topraklarına yönelik art arda gerçekleştirdiği saldırganlıkları kınadığı belirtildi.
Garantör ülkeler yayımladıkları sonuç billdirisinde ayrıca, Bu saldırganlıkların uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne aykırı olduğunu vurgulayarak, bunun bölgede istikrarsızlığa ve gerilimin artmasına yol açtığını kaydettleri.
Bildiride şunlar belirtildi: ‘’Suriye’deki petrol kaynaklarına el konulması ve tek taraflı yaptırımlar oradaki durumu olumsuz etkiliyor, petrol ve diğer kaynaklar halkına ait olmalı.’’
Suriye’nin Lübnanlıları Kabu Etmek İçin Gösterdiği Çabalar:
Bildiride, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırganlığı sonucunda Lübnan’dan Suriye’ye yerlerinden edilen yüzbinlerce insanı kabul etmek için Suriye’nin gösterdiği çabalara dikkat çekildi ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne, Birleşmiş Milletler kuruluşlarına ve tüm insani yardım aktörlerine, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırganlığının ardından Suriye’ye yerlerinden edilen Lübnanlılara yönelik acil müdahaleyi artırma çağrısında bulundu.
Bildiride ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 sayılı kararları başta olmak üzere, Suriye Golan’ının işgalini reddeden BM kararlarına bağlı kalınması gerektiği vurgulandı ve İsrail’in bu konudaki adımlarının hükümsüz olduğununa ve hukuki bir etkisinin bulunmadığına dikkat çekildi.
Ayrılıkçı Ajandaları Reddetmek:
Bildiride, garantör ülkelerin, terörizmin her biçimi ve tezahürüyle mücadele etmek için birlikte çalışmaya devam etme ve Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü baltalamayı ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit etmeyi amaçlayan ayrılıkçı ajandalara karşı durma konusundaki kararlılığı ve bu ajandaları destekleyen ülkeleri kınadıkları ifade edildi.
Sonuç bildirisinde de, üç ülkenin Suriye petrolü ve diğer kaynaklarının çalınmasına devam edilmesine karşı olduğu doğrulandı ve tek taraflı ekonomik yaptırımların yanı sıra bu faktörlerin Suriye’deki ekonomik durum üzerindeki olumsuz etkisi vurgulandı.
Uluslararası topluma Suriyeli mültecilere ve yerinden edilmiş kişilere gerekli desteğin sağlanması ve Suriye’ye yapılan insani yardımın artırılması çağrısında bulunulduğu bildiride, garantör ülkelerin, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası topluma acil ve kalıcı ateşkes sağlanması ve insani yardımların Gazze Şeridi’ne engelsiz şekilde ulaşmasının sağlanması çağrısında bulunduğu belirtildi ve İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği toplu katliam ve canice saldırganlıklarının yanı sıra İsrail’in Lübnan ve Batı Şeria’daki saldırganlığını da kınadıkları dile getirildi.
Katılımcılar, sivillerin ağır kayıplara maruz kaldığı ve sivil altyapısının önemli ölçüde tahrip edildiği Lübnan’a acil insani yardım sağlanması çağrısında bulundu.