ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı silahlı terör örgütlerin Halep’te, Kunaytra kırsalı Hadar Beldesi ve daha başka bölgelerde sivillere yönelik vahşi saldırılarının Vahhabi Suudi Arabistan, İhvancı Erdoğan rejimi ve Katar gibi devletlerin her türlü desteği temin ettikleri bu örgütlerin terörist ve radikal yüzlerini net bir şekilde ortaya serdiğine vurgu yaptı.
BM genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiği eş iki resmi mektubunda bakanlık; söz konusu bu terör örgütlerin Halep ve daha başka bölgelerde masum sivil insanları canlı kalkan olarak kullandıklarını, sivil yerleşim alanlarına gelişigüzel füze saldırılarında bulunup kadın yaşlı çocuk demeden katliamlar işlediklerine dikkat çekti.
Bakanlık Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi başta olmak üzere Suriye’de sivillerle karşı katliamlar işleyen terör örgütleri ile İsrail arasındaki ittifak ve işbirliğine ışık tutan bakanlık, Suriye’nin bu ittifaktan rahatsızlığını kaydetti. Bu işbirliğinin en son Nusra Cephesinin Kunaytra kırsalı Hadar Beldesine yönelik büyük saldırısına karşı koyulması ardından İsrail’in bu radikal teröristlere destek niteliğinde Suriye ordusunun mevkiini bombalamasıyla net bir şekilde ibraz olduğuna vurgu yapan bakanlık, radikal teröristlerin saldırılarında Hadar Beldesinden 9 sivil vatandaşın şehit, birçok vatandaşın da yaralı düştüğünü kaydetti.
Bakanlık Nusra Cephesi ve özellikle de Türkiye rejiminin destekleyip yönlendirdiği Nurettin Zenki Hareketi başta olmak üzere Nusra ile müttefik daha başka örgütlerin Halep Üniversitesi Öğrenci Kampusunu füze ve toplarla hedef aldıklarına dikkat çekti. Bu Kampusta Halep Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra terör eylemleri nedeniyle evsiz barksız kalan sivil ailelerin ikamet ettiklerine belirten bakanlık, saldırıda öğrenci ve ailelerden 6 kişinin şehit, 20 kişinin de yaralı düştüklerini kaydetti.
Bakanlık İdlib kırsalında ise Erdoğan ve Al Suud rejimlerinin destekleyip yönlendirdikleri ‘Ceyşul İslam’ (Fetih Ordusu) adıyla bilinen ve saflarında çok sayıda yabancı terörist barındıran terör örgütleri bileşiminin iki yıldan fazla süredir sıkı ablukaya aldığı Fua ve Kefrayya beldelerine de dikkat çekti. Söz konusu bu terör örgütlerin her türlü tıbbi ve gıda gibi insani yardımları engellediğine dikkat çeken bakanlık, Suriye’de insani durumların ticaretini yapan kimi devletlerin bu iki beldeyi her daim görmezden geldiklerini ifade etti. Bakanlık teröristlerin sadece insani yardımları engellemekle kalmadıklarını, günü birlik olarak da bu iki beldeye füze ve keskin nişancı silahlarıyla saldırdıklarını belirtti.
Vahhabi Suudi Arabistan’ın komutası altındaki ‘Ceyşul İslam’ (İslam Ordusu) adlı radikal terör örgütünün Şam ve kırsalında hastane, okul ve her türlü hizmet kurumlarına ilaveten sivil evlere ve vatandaşlara saldırılarına da ışık tutan bakanlık; bu saldırılarda kurban giden masum siviller ve hizmet altyapı kurumlarında meydana gelen hasarlara vurgu yaptı.
Bakanlık Türkiye rejimi, Suudi Arabistan, Katar ve daha başka devletlerin destekledikleri, ABD, İngiltere, Fransa gibi devletlerin de göz yumup siyasi örtü temin ettikleri bu terör örgütlerin muhtelif bölgelerde sivillere yönelik vahşetlerinin, adlarında farklı olmalarına rağmen özlerinde aynı olduklarının kanıtı olduğunu vurguladı. Bu terör örgütlerin bir gün içinde işledikleri vahşetlerde aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu 17 masum vatandaşın şehit, onlarca vatandaşın da yaralı düştüğüne dikkat çeken bakanlık, bu vahşetin az önce belirtilen devletlerin tümü tarafından hiçbir şekilde umursanmadığının altını çizdi.
Bakanlık Suriye’de bu vahşete son verilmesi için söz konusu devletlerin bu terör örgütlere desteklerini kesmelerinin kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu vurguladı. Bu bağlamda BM ve Güvenlik Konseyinden üstlerine düşen görev ve misyonu etkin ve dürüst bir şekilde üstlenmelerini bir kez daha talep eden bakanlık; terörle mücadelede dürüst ve ortak çabaların önemine vurgu yaptı.