Erdoğan ve Rejimi Terörle Mücadele Tekerine Çomak Sokmaya Çalışıyor

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad Çek Cumhuriyeti resmi televizyonunun bugün yayınladığı röportajında terörle mücadelede her şeyden önce desteğin kesilmesi gerektiğini vurgularken, Türkiye’nin Suriye hava sahasında Rus uçağını düşürmesinin, Erdoğan’ın kontrolü kaybettiğini ortaya koyduğunu ifade etti.

Burada da Amaç İnsanların Yaşamlarını Kurtarmaktır

Göz doktoru mesleğini en kan olduğu için seçtiğini, Suriye’deki krizde de dünyanın en kanlı savaşı yaşandığı konusunda tıbbi operasyonlarda her zaman kan olacağına işaret etti. El Esad tıbbi operasyonlarda amacın hastanın hayatını kurtarmak olduğunu, Suriye’de ise teröristlerin insanları katletmek için kan akıttıklarını söyledi.

El Esad hükümete düşen görevin teröristleri yok etmekle inanların yaşamlarını kurtarmak olduğuna vurgu yaparken tıbbi operasyonlar ile Suriye’deki kriz arasındaki tek bağlantının bu olduğunu ifade etti. Hükümetin insanları kurtarmada kan akıtma zorunluluğunda kaldığında bunun vatan ve halkı savunma çerçevesinde olduğunu belirten el Esad; devletlerin topraklarını ve halkını korumada ordularını kullandıklarına dikkat çekti.

Sebep Dış Güçler Tarafından Desteklenen Yüksek Sayıda Teröristin Bulunmasıdır

el Esad 1Suriye’deki krizde yaşamlarını yitirenlerin ‘250 bini’ aştığı konusunda ise el Esad; bunun temel nedeninin bölgesel ve Batılı güçler tarafından desteklenen oldukça yüksek sayıda teröristin bulunması olduğunu belirtti.

Teröristlerin dünyanın 100’den fazla ülkesinden Suriye’ye akın ettiklerini ifade eden el Esad; Suriye’yi terör merkezine dönüştürmeye çalıştıklarını söyledi. El Esad bunun doğrultusunda Suriye’nin doğal olarak kendini ve halkını savunduğunu ifade ederken, aksi halde terörist sayısının katlarca daha fazla olacağını söyledi.

Teröre Karşı En Önemli Tarih Budur

Suriye’de kriz süresince en önemli tarih ya da gelişmenin ne olduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; kuşkusuz ki Rusya’nın Suriye’de teröre karşı operasyonlara katılma kararı ve teröre karşı cephenin teşkil edilme tarihi olan 30 Eylül olduğunu belirtti.

Paris’te meydana gelen terör saldırılarının Suriye’deki krize yansımaları konusunda ise el Esad; Fransa hükümetinin sadece Fransızların terör saldırılarına karşı öfkelerini yatıştırmak olduğunu söyledi. El Esad Fransa hükümetinin güya saldırılardan sonra teröre karşı daha muhtelif ve daha ciddi bir şekilde mücadele vereceği imajı vermek istediğini sözlerine ekledi.

Durumlar Kendini Gösteriyor

ABD komutasındaki uluslar arası koalisyonun terörle mücadelede etkin olup olmadığı konusunda da el Esad; sahadaki durumların bu soruya net bir cevap verdiğini ifade etti. Sözü edilen koalisyonun bir yıla aşkın süren operasyonları sırasında gerek IŞİD, gerek Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi ve ya daha başka adlandırmalar altındaki terör örgütlerin daha çok geniş bölgelere yayıldıklarını belirten el Esad; Rusya’nın teröre karşı operasyonlara başlamasından beri ise durumun değiştiğini söyledi. El Esad Suriye ordusu ile tam bir işbirliği ve koordinasyon içinde olan Rus operasyonların başlamasından beri söz konusu tüm terör örgütlerin sınırlandırılıp zayıflatıldıklarına vurgu yaptı.

Nedeni İşbirliği ve Koordinasyondur

Rus operasyonlarının terörle mücadelede daha etkili olmasının nedeninin Suriye ordusuyla işbirliği ve koordinasyon olup olmadığına ilişkin soruya cevabında el Esad; kuşkusuz ki sebebin bu olduğunu belirtti.

Terörün sadece hava operasyonları ile yok edilmesinin imkansız olduğuna işaret eden el Esad; ABD’nin Afganistan’da bunu uzun süreliğine yaptığını ve hiçbir işe yaramadığının kanıtlandığını söyledi. El Esad terörün yok edilmesi için mutlaka o ülkede bir güçle işbirliği içinde olmanın gerekli olduğunu ifade ederken, Suriye’de bunu yapabilecek gerçek ve en güçlü gücün ise Suriye ordusu ve hükümeti olduğunun altını çizdi.

Terörü Destekleyenler Terörle Mücadele Edemez

Fransa başkanının teröre karşı en geniş cepheyi oluşturma çabasında olduğu ve meseleye ilişkin kuşkuları olup olmadığı sorusuna cevabında el Esad; Fransa hükümetinin daha önce tanık olduğu terör eylemlerinden ders almamakla son olarak Paris’te yaşanan terör saldırılarından da ders alacağını düşünmediğini ifade etti.

Sözlerine devam eden el Esad; Fransa hükümetinin Suriye’de terörü destekleyen taraflardan biri olduğunu hatırlatarak, terörü destekleyenlerin bu terörle mücadele etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. El Esad Fransa hükümetinin teröre direk destek vermekle kalmadığını, aynı zamanda terörün en büyük destekçisi ve finansörü Suudi rejimiyle de ittifak içinde olduğuna dikkat çekti. El Esad hiç kimsenin aynı anda hem polis hem de hırsız olamayacağını söyledi.

Gönderdikleri Silahların Kimlere Gideceğini Biliyorlar

Batılı devletlerin IŞİD ya da Nusra Cephesine destekleri konusunda ise el Esad; internet üzerine bir dizi görüntünün bulunduğunu söyledi. Batılı devletlerin sattıkları silah ve teçhizatların kime gittiğini gayet iyi bir şekilde bildiklerini ifade eden el Esad; teröristlere finans konusunda da destekleri bulunduğunu belirtti.

Erdoğan Kontrolünü Kaybetti

el Esad 3Türkiye’nin Rus savaş uçağını Suriye semalarında düşürmesinin Fransa’nın çabalarını ve Suriye’de barış görüşmelerini aksatıp aksatmayacağına ilişkin soruya cevabında el Esad; böyle bir etkisi olmayacağı kanısında olduğunu ifade etti.

El Esad Türkiye’nin teröre karşı operasyonu sırasında Rus savaş uçağını düşürmesinin Erdoğan’ın kontrolünü kaybettiğini net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti. Öyle ki Rusya’nın Suriye’de terörle mücadele operasyonlarının sahada güç dengesini değiştirdiğini ifade eden el Esad; Erdoğan ve ona tabi terör örgütlerin Suriye’deki başarısızlığının Erdoğan’ın siyasi yaşamının sona ermesi anlamına geldiğini söyledi. El Esad dolayısıyla Erdoğan’ın Suriye’de desteklediği teröre karşı herhangi bir başarının tekerine çomak sokmaya çalıştığını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; fakat bunun dengeyi değiştireceğini sanmıyorum, Suriye’de teröre karşı operasyonların da devam ettiğini, Rusya’nın da desteğini daha çok arttıracağını ifade etti. Dolayısıyla Erdoğan’ın ne bu çabası ne de başka şekilde buna benzer bir çabada bulunmasının terörle mücadele kararlılığı ve ciddiyetini etkilemeyeceğini söyledi.

Her Şeyden Önce Destek Kesilmeli

ABD’nin müdahalesi ve IŞİD’in yok edilmesinde etkin olanaklar konusunda ise el Esad; gerçekte sadece IŞİD’ değil de tüm terörün bertaraf edilmesi için birçok eksende çaba harcanması gerektiğini söyledi. El Esad bu eksenler arasında ideoloji ve ekonominin yanı sıra siyasi tutum ve işbirliğinin de yer aldığını belirtti. Bir diğer eksenin ise güvenlik işbirliği ve bu terör örgütlere karşı direk savaş olduğuna dikkat çeken el Esad; her şeyden önemlisi ise şayet gerçekten bu terör örgütlerin yok edilmesinin istenmesi halinde askeri ve lojistik desteğin kesilmesi, beşeri ve finans kaynaklarının yok edilmesi gerektiğinin altını çizdi. El Esad bunun içinde Suudi Arabistan ve katar’ın desteği ile Türkiye’den geçiş yollarının da kapatılmasının önemine vurgu yaptı.

Suriye’nin terörle mücadele ettiği sırada terör örgütlerin birçok devletten sınırsız destek aldıklarına dikkat çeken el Esad; şayet gerçekten terörle mücadele edilmek isteniyorsa her şeyden önce bu desteklerinin kesilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu Terimlerin Hiç Biri Mantıklı Değildir

Siyasi çözümden önce terörün yok edilmesi gereğinden kastine ilişkin soruya cevabında el Esad; silah taşıyanların muhalefet olarak adlandırılmalarının mantıklı olmadığını bir kez daha vurguladı.

Sözlerine devam eden el Esad muhalefetin sadece siyasi hareketlerden ibaret olması gerektiğini, dünyanın hiçbir ülkesinin silah taşıyan grupları muhalefet olarak kabul etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Bir diğer noktanın ise muhalefet olarak adlandırılacak grupların halk tabanı olması gerektiğini belirten el Esad; Suriye’deki silahlı grupların ise silah zoruyla dayatmalarda bulunduklarını ve halka saldırıp hizmet kurumları ve ekonomi faaliyetlerini sabote ettiklerini söyledi. Suriye’de ‘muhalif gruplar’ olarak adlandırılanların savunmasız insanları hedef alıp özel ve kamu mülkleri sabote ettiklerine dikkat çeken el Esad; dolayısıyla ‘savaşçı muhalifler, ‘askeri muhalefet’ ya da ‘ılımlı muhalifler’ gibi terimlerin kesinlikle mantıkla hiçbir ilgileri olmadığını vurguladı.

Muhalefet Yurtiçinde Olur

Bir diğer noktanın muhalefetin yurtiçinde olması gerektiğine dikkat çeken el Esad; yabancı ülkelerde istihbarat birimleri yada başka taraflarca teşkil edilen grupları muhalefet olarak adlandırmanın da mantıklı olmadığını vurguladı.

El Esad Suriye’de gerçekten muhalefet olarak adlandırılacak güçlerin bulunduğunu ifade ederken, yabancı ajandalar uğruna çalışmayan, gerçekten yurtsever Suriyeli reel muhalefetin mevcut olduğunu belirtti.

Terör Yok Edilmeden Hiçbir Adım Atılamaz

Siyasi adım atmak için her şeyden önce terörün yok edilmesi ve güvenliğin kontrole alınmasının mutlak bir gereklilik teşkil ettiğini belirten el Esad; güvenliğin olmadığı bir ortamda herhangi bir siyasi adım atmanın mümkün olmadığını ifade etti.

El Esad terör örgütleri ve destekçilerinin Suriye’de kendilerine has hedef ve ajandalarının bulunduğunu, bunun da siyasi çözümle uyuşmasının mümkün olmadığını söyledi. Her şeye rağmen siyasi süreci başlatmanın gerekli ve kaçınılmaz olduğunu belirten el Esad; fakat bu süreci başlatma ve ilerlemesinin mümkün kılınması için uygun bir ortam yaratmada somut adımların atılması gerektiğinin de altını çizdi.

Siyasi Sürecin iki Yönü Olacak

Siyasi süreçte silahlı grupların dahil olup olmayacağı konusunda bir soruya cevabında el Esad; siyasi sürecin iki yönü olacağını belirtti. El Esad ilk yönün siyasi muhalefet olacağını, ikinci yönünün de silahlı gruplardan ibaret olacağını buna da Suriye’de ulusal uzlaşma adı verildiğini söyledi.

Sözlerine devam eden el Esad Suriye’de ulusal uzlaşma kapsamında silahlarını teslim edenlerin hükümet affından yararlanıp normal yaşamlarına döneceklerini, bunu kanıtlayan bir dizi örneğin de yaşandığını belirtti.

Fakat IŞİD ve Nusra Cephesi gibi örgütlere tabi teröristlerin silah bırakmayı reddettiklerini ifade eden el Esad; sınır tanımayan bu tekfircilerin Suriye devletine ve halkına karşı karanlık bir ideolojileri bulunduğunu, bunlarla uzlaşmanın da mümkün olmadığını vurguladı.

Halk Tabanına Sahip Olmayan Gruplarla Uzlaşma İşe Yaramaz

el Esad 4Viyana’da yapılan görüşmelerde sağlanan sonuçları kabul edip etmeyeceği konusunda el Esad; krizin başından beri Suriye’de halk tabanına sahip olmayan ve ‘muhalif’ olarak adlandırılan gruplarla uzlaşmanın bir işe yaramayacağına Suriye’nin önemle dikkat çektiğini hatırlattı.

El Esad başka devletlere tabi gruplarla temasa geçilmeyeceğini, bunlarla temasa geçeme yerine efendileriyle temasa geçmenin daha mantıklı olacağını birçok kez ifade ettiğini söyledi. Temel olarak Suriye hükümetinin hiçbir tarafla temasa geçme ve görüşmelerde bulunmaya karşı olmadığını söyleyen el Esad; fakat halk tabanı olmayıp yabancı devletlerle bağlantılı gruplarla uzlaşmanın Suriye’de pratikte neyi değiştireceği sorusuna vurgu yaptı.

Tümü Var Ama Hiç Biri Reel Değildir

Suriye’deki savaşın hükümet ile militanlar savaşı, özgürlük savaşı, Sünni – Şii savaşı, Batılı – Fars savaşı, laik devlet ile radikaller arasında bir savaş mı yoksa nasıl bir savaş olarak nitelendirilebileceğine ilişkin bir soruya cevabında el Esad; söz konusu tüm faktörlerin bulunduğunu, fakat hiç birinin reel olmadığını belirtti.

El Esad devletin kontrolündeki bölgelerde tüm etnik ve mezheplerden insanların aynı yerde barış içinde yaşadıklarına dikkat çekerek dolayısıyla mezhepsel savaş olarak adlandırılmasının mümkün olmadığını belirtti. Fakat Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi rejimlerin provokasyon ve fitne amaçlı çabaları sonucunda mezhepler arasında bir kısım sorunların olduğuna dikkat çeken el Esad; bunun da temel olarak radikal ideolojiye sahip kişiler arasında olduğunu belirtti.

Suriye’deki savaşın Suriye’de kendi çıkarları ve ajandaları doğrultusunda dayatma ve sömürü amaçlı dış güçlerin destek ve komutasındaki silahlı gruplar ile halkını ve topraklarını korumaya çalışan devlet arasında bir savaş olduğunu belirten el Esad; bir kısım terör grupların karanlık ve tekfirci ideolojilerini dayatmaya çalıştıkları bir sırada bir kısım terör gruplarının da ellerine aldıkları silahlarla güç ve para kazanmaya çalıştıklarını belirtti.

Savaşın bir diğer nedeninin de ABD’nin kendisine ‘hayır’ diyecek hiçbir devlet yada gücü istememesi nedeniyle egemen ve bağımsız Suriye devletini yok etmek istediğine dikkat çeken el Esad; sonuç itibarıyla Suriye’deki savaşın kısaca yabancı devletler tarafından desteklenen kiralık ve tekfirci gruplar ile halkın geneli tarafından desteklenen hükümet arasında bir savaş olduğunun altını çizdi.

Kişisel Açıdan Hiçbir Önemi Yada Etkisi Yoktur

Kriz öncesinde Suriye halkının umudu olması ardından dünya kamuoyunda ‘kötü’ imacını alması ve daha sonra günümüzde krizin son bulmasında Suriyeliler ve dünya için yeniden umut olması konusunda bir soruya cevabında el Esad; kendisinin Batılıların gözünde 2005’te ‘katil’, 2008’de barış adamı, 2011’de de ‘cani’ olduğunu söyledi. El Esad şimdi ise Batılıların tutumlarında açık olmayan utangaç bir değişim olduğunu ifade etti.

Kişisel açıdan bunların hiçbir önem yada etkisi olmadığını belirten el Esad; Batılıların birçoğunun bağımsızlıklarını ve güvenirliliklerini yitirmeleri nedeniyle kimsenin açıklamalarını dikkate almadığını söyledi. El Esad Avrupalıların genelinin efendileri ABD’ye tabi olduklarını, dolayısıyla da Suriye’nin onlara değil ABD’nin pratik tutumlarını dikkate aldığını ifade etti.

Suriye’deki gibi bir durumda asıl önemli olanın halkın vizyonu ve ne istediği olduğunun altını çizen el Esad; bunun haricinde bir şeyin umurunda olmadığını söyledi.

Şayet Doğruysa Bunca Yıl Direnmek Mümkün Olur Muydu

Batılıların Suriye devletinin insanları gelişi güzel katlettiği ve yönetim karşıtlarına ağır işkence yaptığı iddialarına ilişkin soruya cevabında el Esad; bu iddiaların mantıkla hiçbir ilgisi olmadığını ifade etti.

El Esad; devletin şayet gerçekten insanları gelişi güzel öldürüyor olması ve ağır işkence yapması durumunda bu derecede halk desteğine sahip olmasının mümkün olmadığını belirtti.

Halkını katleden ve ona işkence eden bir hükümetin halk desteğini korumasının mümkün olmadığını ifade eden el Esad; halkın desteği olmadan da dünyanın önde gelen güçlerinin desteklediği teröre karşı bunca zamandır mücadele etmenin de kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

Her Savaş Kötüdür

Savaş kurbanları konusunda ise el Esad savaşın iyisi yada kötüsünün olmadığını, her savaşın kuşkusuz acılı ve kötü olduğunu belirtti. Amaç ne olursa olsun iyi savaşın olmayacağını ifade eden el Esad; mantıklı herkesin elinden geldiği kadar savaştan uzak duracağını söyledi.

Fakat savaş dayatıldığında vatan için bu savaşa girmenin de kaçınılmaz olduğuna dikkat çekerken, tarih boyunca her savaşın da masum kurbanları olduğunu ifade etti. El Esad Suriye devleti ve ordusunun kesinlikle hiçbir bölgede kasıtlı olarak sivilleri hedef almadığını, hatta bir kısım bölgelerde sivillere zarar gelmesin diye de önemli operasyonların ertelendiğini ya da iptal edilmek zorunda kalındığını vurguladı.

Suriye’yi Terk Eden Her Suriyeli Suriye İçin Bir Kayıptır

Cumhurbaşkanı el Esad; Avrupa’ya kaçan yüzbinlerce Suriyelinin görüntülerini gördüğü zaman büyük üzüntü duyduğunu belirterek Suriye’den ayrılan her Suriyelinin arkasında hüzünlü bir hikâye olduğuna, bunun da Suriye’nin kriz sırasında yaşadığı sıkıntı ve acıları yansıttığına dikkat çekti.

Suriye’den ayrılan her şahsın Suriye’nin kaybettiği bir insan kaynağı olduğuna işaret eden el Esad, dolayısıyla bunun ülkenin toplumsal yapısına zarar vereceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı, Avrupalıların “bu insanlar ülkelerini neden terk ediyor?” sorusunu sorması gerektiğine değinerek bu nedenlerin başında her yerde teröristlerin her türlü saldırısına maruz kalmalarının geldiğini söyledi.

Suriyelilerin ülkelerini terk etmelerinin bir diğer nedenin Avrupa’nın Suriye’ye dayattığı ve teröristlerin işine yarayan ambargo olduğuna dikkat çeken el Esad, birçok Suriyelinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşmesi nedeniyle ülkeyi terk ettiğini belirtti.

“Liderleri olarak onları hayal kırıklığına uğrattığınız için kaçtıkları söyleniyor” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı; “ben mi onları hayal kırıklığına uğratmışım? Alt yapılarını yıkan ben değilim. Teröristlere öldürmeleri ve yakıp yıkmaları için silah veren de ben değilim. Bunu Avrupa, Suudi Arabistan ve Katar yaptı” diye konuştu.

Avrupa’nın Suriyeli mülteciler konusunda yapması gerekenler ve bu insanların ürkütücü olup olmadı konusunda ise el Esad, bu insanların büyük bir çoğunluğunun Suriyeli olmadığını, Suriyelilerin büyük bir kısmının iyi ve vatansever insanlar olduklarını belirterek aralarına teröristlerin sızmış olabileceğine dikkat çekti.

Mültecilerden korkmak mı yoksa onlara yardım etmek mi gerektiğine ilişkin soruya yanıtında el Esad, bu konunun Avrupalıların mültecilere bakış açısına bağlı olduğuna değinerek “çünkü terörden değil kültürden bahsediyoruz. Sorun Avrupa’nın bu kültürleri kendi toplumuna entegre etme yöntemiyle alakalı. Kanımca Avrupa bu konuda başarısız oldu ya da Vahhabi kurumları İslam’ı çarpıtmak için büyük paralar harcıyor.”

Bu bölgenin Avrupa’ya bir dönem aşırıcılığı ihraç ettiğini, Suriye krizi sırasında ise Avrupa’nın bölgeye aşırıcılık ihraç etmeye başladığını söyleyen el Esad, dolayısıyla bu konunun büyük ölçüde sorunun ele alınış şekline bağlı olduğunu, bu kültürün entegre edilmesinin de kolay olmayacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı el Esad, Suriye’de en çok laikliği korumaya çalıştığına dikkat çekerek Suriye’nin içinde farklı birçok mezhepsel ve etnik grupları eriten bir potadan ibaret olduğu, bu nedenleSuriye’deki laikliğin batıda ve özellikle Fransa’da bazılarının anladığından farklı olduğunun altını çizdi.

Laikliğin din karşıtlığı olmadığını, aksine din, mezhep ve ırkların özgürlüğü anlamına geldiğine işaret eden el Esad, laiklik olmadan dünyanın asırlardır tanıdığı Suriye’nin varlığından söz edilemeyeceğine vurgu yaptı.

El Esad, ılımlılığın korumaya çalıştıkları ikinci önemli konu olduğuna değinerek ılımlılık olmadan az önce bahsettiği potanın var olamayacağının altını çizdi.

Teröristlerin şu an Suriye’de hoşgörüyü bilmeyen bir nesil yaratmaya çalıştığınaişaret eden el Esad, bu yeni neslin katil, radikal İslamcı, başkalarını öteleyen bir nesil olacağını ifade etti.

Geriye Dönme İmkânı Olsa Başta Erdoğan Olmak Üzere Güvendiğimiz Kişilere Aynı Güveni Duymazdık

Son beş yıl içinde aldığı ve imkânı olsa değiştirmek istediği kararın ne olduğuna ilişkin soruyu karşılık el Esad, “en büyük sorun Suriye içinde ve dışında güvenmemiz gereken Erdoğan başta olmak üzere birçok kişiye güvendik. Bununla birlikte kriz döneminde güvendiğimiz çok sayıda Suriyelinin gerici ve aşırıcılık yanlısı olduğunu, Müslüman kardeşler ideolojisini taşıdıklarını birkısmının ise Kaide’ye mensup olduğunu ve şu an ellerinde silahla çatıştıklarını keşfettik. Başta vatanın çıkarları için çalıştıklarını sanmıştık ve bu da sorunun temelini oluşturuyor” dedi.

El Esad, temel stratejinin diyalog ve terörle mücadele olmak üzere iki temele dayandığını, bu iki temelin değişmeyeceğini ve bu gerçeği değiştirmeyeceğini vurgulayarak iki konuda da eş zamanlı çalışmak gerektiğinin altını çizdi.

Çek Cumhuriyeti’ninSuriye krizi konusundaki tutumuna değinen el Esad, Çek Cumhuriyetinin samimi, doğru ve devlet adamlarına yakışan bir tutum aldığını bazı Avrupa ülkeleri ve ABD’nin baskılarına rağmen bağımsız tutumunu sürdürdüğünü söyleyerek Avrupa hükümetlerinin şu an Çek Cumhuriyetinin Suriye çizgisine geldiğini ve doğru çizgiye dönmek için onun yardımına ihtiyaç duyduklarını belirtti.

Barış Konferansının Prag’da Yapılması Fikri Gerçekçi Bir Yaklaşım

Çek Cumhuriyeti Başkanı MilosZeman’ın Prag’da bir Suriye barış anlaşması imzalanabileceğine ilişkin açıklamaları konusunda ise el Esad, Suriye krizini çözmeye dönük her çabayı ve özellikle güvenilir olan bir hükümetten gelmesi durumunda desteklediklerini söyleyerek bu hükümetle işbirliği yapmaktan mutluluk duyacaklarını dile getirdi.

Barış konferansının Prag’dayapılması fikrinin tamamen gerçekçi olduğuna işaret eden el Esad, “örneğin Suriyelilere sorarsanız Fransa’da barış görüşmeleri yapılamaz çünkü Fransa barışa değil teröre ve savaşa destek veriyor diyecektir. Fakat Çek Cumhuriyetinin tutarlı tutumu nedeniyle Prag’da düzenlenmesine destek verecektir” diye konuştu.

Suriye’de son yıllarda yaşanan vahşet ve korkunç cinayetler nedeniyle sürekli üzüntü yaşadığını ve insanların acılarını her gün, her saat hissettiğini belirterek fakat aynı zamanda Suriyelilerin bunu olayların yarattığı meydan okumalardan biri olarak algıladığını söyledi.

Suriye halkının büyük bir iradeye sahip olduğunu ifade eden el Esad, özellikle şehit ailelerinin normal yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını bu nedenle hüzne kapılamayacağını ve yaşamını sürdürüp insanlara umut vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı el Esad, Suriye’nin on yıl sonra ki durumuna değinirken önlerindeki tek seçeneğin terörü yenmek olduğunu ve başka bir yol bulunmadığını belirterek bununla birlikte laik düzeni ve çeşitli mezheplerini korumak, Suriyelilerin siyasi rejim ve geleceklerine ilişkin isteklerini gerçekleştirmek için reformlar yapmak gerektiğini ekledi.

Savaşın Ortasında Başkanlığı Bırakacağım Demek Vatana İhanettir

El Esad, hiçbir zaman mevki ve makama önem vermediğine dikkat çekerek bugün de aynı şekilde mevki ve makamı önemsemediğini gelecekte de önemsemeyeceğini ifade etti.

El Esad sözlerini, “bu Suriye halkının istekleriyle alakalı. Şu an bir savaşın ortasındayız ve Suriye halkı istemedikçe ne sebeple olursa olsun yönetimi bırakacağım diyemem. Çünkü savaş durumunda ülkemi korumakla yükümlüyüm aksi takdirde bu vatan ihanet sayılır. Buda benim ve Suriyeliler açısından kabul edilemez” diyerek sürdürdü.

Beş yıldır devam eden başkanlığı bırakacağına dair tartışmalara rağmen hala yönetimin başında bulunmasını halkın desteğine bağlayan el Esad, halk desteği olmadan başarı sağlanamayacağının altını çizdi.

El Esad, krizin başından itibaren Suriyelilere karşı net ve açık olduğuna işaret ederek “ben açık bir insanım. İnsanların vatanlarını korumak için savaştıklarını ve senin onlarla birlikte savaştığını bilmeleri çok önemli. Ben kendim için veya başkanlık için savaşmıyorum yada insanlar benim başkan olarak kalmam için savaşmıyor. İnsanlar canlarını bunun için feda etmiyor” dedi.

El Esad, Suriye’de barışın ancak Fransa, İngiltere, ABD, Suudi Arabistan, Katar ve diğer ülkeler teröristlere desteğini kestiği zaman sağlanabileceğini belirterek teröristlere verilen desteğin son bulmasıyla birlikte Suriye’de durumların değişeceğini, birkaç ay içinde daha iyi olacağını ve kapsamlı barışın sağlanacağını söyledi.

El Esad, tüm zorluklara rağmen zafere ulaşacaklarına inandıklarını vurgulayarak fakat bunun ne zaman olacağı sorusuna cevap vermenin güç olduğunu ifade etti.

https://www.youtube.com/watch?v=XHsCn_q69LI

Check Also

İsrail’in Sınır Kapılarına Yönelik Saldırganlığı Sonucu Homs Ve Tartus Kırsalındaki Köprülerde Büyük Hasar Oluştu

TARTUS – HOMS (SANA) –  İsrail’in dün geceki menfur saldırganlığı, Homs’un batı kırsalındaki El Dabusiyah, …