IŞİD Dahil Radikal Teröristler Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın Destekleriyle Devam Ediyor

Şam – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad Çinli Phoenix Televizyon kanalı ile mülakatında Suriye’deki krize ilişkin gelişmelere ışık tuttu.

Halk Savaşı Demek İçin Gerekli Özellikler Yoktur

El Esad Suriye’de yaşananların bir halk savaşından ibaret olup olmadığı yönündeki soruya cevabında; Suriye’de yaşananların bir halk savaşı olmadığını bir kez daha belirtti. Halk savaşı diye bilmek için toplumun muhtelif bileşenleri arasında bir çizginin olması gerektiğine dikkat çeken el Esad; Suriye’de ise ne etnik, ne dini ne de siyasi farklı bileşenler arasında bir ayırım çizgisinin bulunmadığını belirtti.

Buna ek olarak halk savaşında faktörlerin yurtiçi olduğuna da işaret eden el Esad; Suriye’de ise dünyanın 100’den fazla ülkesinden gelen ve yabancı devletlerce desteklenen teröristlerin bulunduğunu ifade etti. El Esad Suriye’de teröristleri destekleyen bir kısım devletlerin de aleni olarak hedefinin yönetimi yada kendi tabirleriyle ‘rejimi’ değiştirmek istediklerini ilan ettiklerine vurgu yaptı.

Ordu Tüm Bölgelerde Önemli İlerlemeler Kaydediyor

Gerek askeri gerekse siyasi açıdan Suriye’de son durumlara ilişkin soruya cevabında el Esad; Suriye’de beş yıla yakın süredir terör vebasının nasıl dış güçlerin desteği ile yayılıp bir kısım bölgeleri ele geçirdiklerine işaret etti. El Esad bu süre içinde Suriye ordusunun Suriye ve halkını kahramanca savunduğunu ifade ederken, fakat ordunun vatanın her noktasında bulunmasının mümkün olmadığını söyledi. Teröristlerin kimi devletlerden aldıkları sınırsız desteğe dikkat çeken el Esad; kesilmeyen beşeri ve askeri desteğin bu süre içinde oynadığı role vurgu yaptı.

Rus hava güçlerinin hava operasyonlarıyla destek olmalarıyla sahadaki durumların ciddi şekilde iyi olduğunu belirten el Esad; bu süreç içinde Suriye ordusunun hemen hemen tüm vatan topraklarının tüm bölgelerinde ve tüm yönlerde büyük ilerlemeler kaydettiğini söylemenin mümkün olduğunu ifade etti.

Koalisyon Zamanında Teröristler Zayıflamak Yerine Daha Çok Yayıldı

Rusya ve NATO’nun aynı anda Suriye’de operasyonlarda bulunmalarına ilişkin soruya cevabında el Esad; pratik gelişmelerin bu soruya net bir cevap verdiğini ifade etti.

ABD komutasında teşkil edilen uluslar arası koalisyonun bir yıl süren operasyonları süresince IŞİD ve diğer tekfirci terör örgütlerin daha çok güçlenip daha geniş alanlara yayıldıklarına dikkat çeken el Esad; Rusya’nın hava operasyonlarına başlamasından sadece bir ay sonra aynı tekfirci terör örgütleri birçok bölgeden geri çekilmeye ve kaçmaya başladıklarına vurgu yaptı.

Sözlerine devam eden el Esad Rus hava operasyonlarının başlaması ardından binlerce tekfircinin Türkiye’ye, oradan da Avrupa ya da başka devletlere kaçtıklarını belirtti.

El Esad bir diğer noktanın ise teröristlerin sadece hava operasyonlarıyla yok edilmelerinin mümkün olmadığını, hava operasyonlarına eş zamanlı olarak kara operasyonların gerekli olduğunu söyledi.

Ruslar Kara Güçlerimizle Birlikte Çalışıyor

el Esad 1Rusya’nın Suriye’ye kara güçleri gönderip göndermediği konusunda ise el Esad; Rus hava güçlerinin operasyonlarda Suriye kara güçleriyle işbirliği içinde çalıştıklarını belirtti. El Esad Rusya ile ABD arasındaki cevheri anlaşmazlığın da bu olduğuna işaret ederken, ABD’nin Rusya gibi karada Suriye ordusuyla işbirliğini kabul etmediğini söyledi.

Sözlerine devam eden el Esad; Suriye ile ABD ile Suriye hükümeti arasında kesinlikle hiçbir koordinasyonun bulunmadığını belirtti.

Tek Amaç Çarpışmanın Olmamasıdır

Rusya ve ABD’nin geçen hafta yaptıkları ortak hava tatbikatları konusunda da el Esad; bunun tek amacının ilan edildiği gibi iki taraf uçakları arasında herhangi bir çarpışmanın önlenmesi olduğunu ifade etti.

El Esad ABD’nin teröre karşı savaşta işbirliğinde ciddi ya da istekli olmadığını ifade ederken, bir kısım bölgelerde gerçekleştirdikleri operasyonların amacının ise o bölgelerde teröristlerin varlığını istememeleri olduğunun altını çizdi.

ABD ve komutasındaki koalisyonun birçok bölgede göz göre göre teröristlere göz yumduklarına işaret eden el Esad; örnek olarak tüm dünya tarihi ve medeniyeti açısından büyük bir öneme sahip antik Palmira Kentine saldırı sırasında IŞİD’ tekfircilerine dokunmadıklarına dikkat çekti.

Muhalefet Askeri Değil, Siyasi Bir Kavramdır

Suriye’de ılımlı muhaliflerin olmadığından nasıl emin olduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; ‘ılımlı muhalifler’ kavramına uyacak grupların bulunmadığını belirtti.

Muhalefetin askeri değil de siyasi bir kavram olduğuna dikkat çeken el Esad; silah taşıyan herkesin militan ya da terörist sıfatının doğru olacağını ifade etti. El Esad dünyanın hiçbir yerinde silahlı gruplara muhalefet demenin mantıklı olmadığını belirtti.

Bir diğer nokta olan ve temel anlaşmazlık sayılanın radikaller olduklarına dikkat çeken el Esad; bunların tümünün IŞİD ya da Nusra Cephesi aracılığı ile Kaide Örgütüyle bağlantılı olduklarını belirtti. El Esad kafa kesen, öldürdükleri insanların cesetlerini tenkil eden, iç organları deşip yiyen görüntülerle bu grupların ilk baştan beri kendilerini radikal gruplar olarak fiilen tanıttıklarına vurgu yaptı.

Sözlerine devam edem el Esad gerçek muhalefete gelince bunun mevcut olduğunu, bir kısmının Suriye’de bir kısmının da yurtdışında bulunduğunu belirtti. El Esad bunların da bir kısmının teröristleri desteklediğini, bir kısmının da terörden uzak durup Suriye’yi desteklediğini ifade etti.

Gelecek İçin Kaçınılmaz Bir Durum

Rusya’nın bir kısım ‘muhalif gruplarla’ da işbirliği yaptığına ilişkin soruya cevabında el Esad; Rusların bir kısım silahlılarla çalıştıklarının doğru olduğunu söyledi. Suriye’nin de bir kısım bölgelerde kimi silahlılarla işbirliğinde olduğunu belirten el Esad; fakat bunların radikal olmamalarıyla birlikte Suriye’nin ulusal uzlaşma çabaları çerçevesinde olduğuna vurgu yaptı.

El Esad ulusal uzlaşmaların başarılı olması için silahlı gruplarla da çalışmanın gerekli olduğunu ifade ederken; gelecekte güvenliğin sağlanması için bunun kaçınılmaz olduğuna işaret etti.

Amerikalılar Kendileri İtiraf Ediyor

IŞİD ve nasıl teşkil edildiğine ilişkin soruya cevabında el Esad; IŞİD’in 2006 yılında ‘Irak’ta İslami Devlet’ adı altında Zerkavi liderliğinde kurulduğunu hatırlattı. El Esad bu tekfirci örgütün Irak’ta Amerikan işgali ya da Amerikan gözetimi altında teşkil edildiğini, bunun da Amerikalıların bizzat kendileri tarafından itiraf edildiğini belirtti.

ABD eski dışişleri bakanı Hillary Clinton ve daha birçok yetkilinin IŞİD ve Nusra Cephesinin Afganistan’da Sovyetler Birliğine karşı savaşmaları için Suudi finansıyla teşkil edilen Kaide Örgütünden türediklerinin belirtildiğine dikkat çeken el Esad; Suudi rejiminin aleni olarak destekleyip finanse ettikleri bu radikallerin Vahhabi ideolojisini benimsediklerine vurgu yaptı.

Tamamı Türkiye Topraklarından Yapılıyor

Suudi Arabistan’da gerek krallık ailesi gerekse Vahhabi ideolojiye sahip başkaları tarafından IŞİD ve benzeri radikal örgütlere finans sağlandığının herkes tarafından bilindiğini ifade eden el Esad; lojistik destek, çalıntı petrolün satışı, yabancı teröristlerin akışının ise tamamıyla Türkiye’deki rejimin desteği ile Türkiye üzerinden yapıldığını belirtti.

El Esad IŞİD ve daha başka terör örgütlerin Türkiye’yi arka bahçe olarak kullandıklarını belirtti. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olmaksızın IŞİD’in devam etmesinin kesinlikle mümkün olmadığını belirten el Esad; IŞİD’in Suriye’de halk tabanı olmadığını da sözlerine ekledi.

El Esad tekfircilerin silah ve terörle bir kısım bölgeleri ele geçirdiklerini ifade etti. Bu radikal örgütlerin pratikte güçlerini Türkiye’den aldıklarını ifade eden el Esad; Erdoğan ve Davutoğlu’nun da şahsi olarak onları desteklediklerini söyledi.

IŞİD’in Atar Damarı Türkiye’dir

Tekfirci örgütlerin petrol satışını nasıl yaptıklarına ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun temel olarak Türkiye üzerinden yapıldığını belirtti.

Gerek satış, gerekse mali hesaplarda Türkiye’nin temel rolü oynadığını ifade eden el Esad; paranın ise Türkiye hükümetinin yanı sıra Katar ve Suudi Arabistan’dan geldiğini sözlerine ekledi.

El Esad petrol sahalarının genel olarak Türkiye ve Irak sınırları yakınlarında olduğuna dikkat çekerken; Irak hükümetinin IŞİD’e karşı savaşması nedeniyle Suriye’den çaldıkları petrolü Türkiye üzerinden Türkiye hükümetinin desteği ile sattıklarını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; başka bir değişle IŞİD’in atar damarının Türkiye olduğunu vurguladı.

Erdoğan İslami Ad Altında Osmanlı İmparatorluğunu Yeniden Canlandırabileceğini Düşündü

Suriye’nin hem Suudi Arabistan hem de Türkiye ile güzel ilişkilerinin neden bozulduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; Türkiye’de mevcut başkan Erdoğan’ın ihvancı ideolojiye sahip olduğunu söyledi.

El Esad Erdoğan’ın Tunus, Libya ve Mısır’da ihvancıların (Müslüman Kardeşlerin) yönetimi ele geçirdiklerini görmesiyle Suriye’de de bunu başarıp böylece Osmanlı imparatorluğunu yeniden canlandırabileceğini düşündüğünü söyledi. El Esad fakat Erdoğan’ın bunu ‘Osmanlı’ adı altında değil de İslami bir isim altında yapmaya çalıştığını, bunun önündeki tek engel olan Suriye’yi yok etmeye çalıştığını ifade etti.
Sözlerine devam eden el Esad Erdoğan’ın o süreç içinde iki ülke halklarının refahı ve geleceği için atılan tüm adımları görmezden geldiğini ve ihvancı ideolojisinin peşine sürüklendiğini söyledi.

Suudi Arabistan konusunda ise Suudi rejiminin Vahhabi ideolojisi nedeniyle aslında hiçbir zaman Suriye ile ilişkilerinin güzel olmadığını belirtti.

Halkın Çıkarına Hizmet Edecek Her Çabaya Açığız

Suudi Arabistan ve Türkiye ile ilişkilerin düzelmesi için nelerin gerektiğine ilişkin soruya cevabında el Esad; politik bir şahsiyet olarak kendisinin ve devlet olarak Suriye’nin halkın çıkarlarına hizmet edecek her çabaya açık olduğunu belirtti.

El Esad her zaman geleceğe dönük bakmak gerektiğine işaret ederken; Suudi Arabistan ve Türkiye’nin teröre desteklerini kesmeleri halinde ilişkilerin normale dönmesinin mümkün olduğunu belirtti. Teröre desteklerini kesmeleri ardından ilişkilerin halk tarafından belirleneceğini ifade eden el Esad; sonuç itibarıyla Türkiye’de Erdoğan’ın politikalarına karşı olan ve Suriye’de gerçekte ne olup bittiğini idrak eden insanların bulunduğunu belirtti. El Esad bu insanların ayrıca terör ateşinin sadece Suriye’de sınırlı kalmayacağını, bu ateşin Türkiye’ye de uzanacağını bildiklerine dikkat çekti.

Ufukta Doğacak Geleceği İdrak Edenler Olacaktır

Suriye halkının tüm bu acılarına neden olan terörü destekleyen Türkiye veya Suudi Arabistan ile ilişkilerin düzelmesini kabul edip etmeyeceklerine ilişkin soruya cevabında el Esad; mevcut süreç içinde henüz yaranın taze olduğuna dikkat çekti.

El Esad fakat zamanla halkların geleci ve ufukta doğan gelecek için olanları unutup hoşgörülü davranacaklarını söyledi. El Esad sonuç itibarıyla bunu isteyecek insanların olacağı gibi istemeyenlerinde olacağını söyledi.

Laik Bir Anayasa ve Yönetimden Yanayım

Krizden sonra Suriye’nin ve kendisinin geleceğine ilişkin düşünceleri konusunda bir soruya cevabında el Esad; krizden sonrasının terörle ilişkisi olmadığını söyledi.

El Esad; temel olarak Suriye’de laik bir yönetim ve laik bir anayasadan yana olduğunu belirtti. Burada laiklikten kastini dine karşı değil de inanç özgürlüğü olduğunu vurgulayan el Esad; her mezhebi ve her etniği kabul edip kapsayan bir sistemi kastettiğini belirtti.

El Esad bunun yanı sıra ekonomi ve yeniden yapılanma sürecinin de temel öncelik olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Aday Olup Olmayacağım Suriye Halkına Bağlıdır

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olması halinde aday olup olmayacağına ilişkin soruya cevabında ise el Esad; bunun kendisinin meşru hakkı olduğunu belirtti.

El Esad fakat aday olup olmayacağını söylemek için henüz zamanın erken olduğunu ifade ederken, bunun ancak halk tarafından belirlenebileceğini söyledi. Seçimlerin yaklaşmasıyla halkın durumuna göre karar vereceğini söyleyen el Esad; gerekmesi halinde aday olacağına işaret etti.

Siyasi Ufuklar İçin Moskova’yı Ziyaret Ettim

Moskova ziyareti konusunda da el Esad; bu ziyaretin Viyana görüşmelerinden kısa bir süre önce gerçekleştiğine dikkat çekti. El Esad ziyaretten amacın siyasi ufukları masaya yatırmak ve atılması mümkün olan adımları incelemek olduğunu söyledi.

Viyana görüşmelerinde bir dizi temel başlığın belirlendiğine işaret eden el Esad; her şeye rağmen sonuçta kararın tamamen Suriyelilere bağlı olduğunu söyledi. El Esad dolayısıyla Suriyeliler arasında diyalogun kaçınılmaz olduğunu, bunun içinde Suriye’nin birçok kez Moskova III görüşmelerine hazır olduğunu ifade ettiğini sözlerine ekledi.

Krizin Zaman Sürecini de Görüştük

Moskova ziyaretinde krizin zaman süresinin ele alınıp alınmadığına ilişkin soruya cevabında el Esad; görüşmede bunun ele alındığını ve o zaman buna ilişkin açıklama yapıldığını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad Moskova ziyaretinde herhangi bir somut siyasi adım için terörün yok edilmesi gerektiğinin altını çizdiklerini hatırlattı.

Güvenlik sağlanmadan hiçbir siyasi adımın başarılı olamayacağını bir kez daha belirten el Esad; siyasi, ekonomik ya da baka her açıdan güvenliği sağlamanın temel öncelik olduğunu vurguladı. El Esad Suriye’nin bu gerçeğin ışığında diyalog çabalarını sürdürürken, terörle mücadeleyi de hız kesmeden devam ettirdiğini ifade etti.

Buna ilişkin belirli bir zaman cetvelinin olup olmadığı yönünde bir soruya cevabında da el Esad; terörü yok etmenin zaman cetveli olmadığı için krizin sona erme zaman cetvelini belirlememin de mümkün olmadığını ifade etti. El Esad durumun sadece Suriye ordusunun sahadaki ilerlemeleri ve sağladıkları başarılarla ilgili olmadığını, aynı zamanda başka devletlerin teröre destekleriyle alakalı olduğunun altını çizdi.

Batılı ve bölgesel birçok devletin Suriye’de siyasi çözüme inanmayıp kendilerince bir zafer elde etmek için terörü desteklemekten yana olduklarına dikkat çeken el Esad; desteğin kesilmesi halinde krizin bir yıllık zaman süresi içinde çözülebileceğini belirtti. El Esad maksimum iki yıllık süre içinde anayasanın tartışılabileceğini ve halkın oylamasına sunulabileceğini söyledi.

Terörle Mücadele İradesine Sahip Değiller

ABD’nin askeri operasyonlara katılma konusunun Rusya ile görüşülüp görüşülmediğine ilikin soruya cevabında el Esad; bunun Moskova ziyaretinden aylar önce Rusya’nın teröre karşı uluslar arası bir ittifak kurma ilanı ardından olduğunu açıkladı.

El Esad o süreç içinde terörü destekleyen devletlere de böyle bir fırsatın verilmesi çabasıyla Rusya ile tüm devletlerin bu ittifaka katılma konusunu ele aldığını söyledi. Fakat bu devletlerin çoğunun terörle mücadele iradesine sahip olmadıklarını belirten el Esad; dolayısıyla Rusya’nın önerilerini kabul etmediklerini söyledi.

Çin ile Bağlantılar Hiç Kesilmedi

Çin ile Suriye arasındaki bağlantılar konusunda ise el Esad; iki ülke arasındaki bağlantıların hiçbir zaman kesilmediğini belirtti.

Son olarak Suriyeli yetkililerin Çin’e iş gezilerinde bulunduklarını belirten el Esad; Çin’in Şam büyükelçisinin de aktif bir şekilde görevini sürdürdüğüne dikkat çekti. Çin’in Suriye’deki kriz süresince Suriye halkı ve hükümetine ek olarak BM misakına destek olarak 4 kez veto hakkını kullandığına işaret eden el Esad; iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrarlı olduğunu söyledi.

Fiili Olarak Başladık

Yeniden yapılanma sürecine fiili olarak başlanıp başlanmadığına ilişkin soruya cevabında el Esad; bu yönde bir dizi kanunların çıkarıldığını ve fiili olarak başlandığını belirtti.

El Esad bu bağlamda da özellikle dost devletlerden işadamları ve şirketlerle sözleşmelerin yapılması çabaları yürütüldüğünü ifade etti.

Milyarlarca Dolar Hasar Var

Kriz sürecince Suriye ekonomisinin uğradığı hasara ilişkin soruya cevabında el Esad; ekonominin büyük zarar gördüğünü belirtti.

Terör saldırıları nedeniyle milyarlarca dolarlık hasarın meydana geldiğini belirten el Esad; okulların %10, devlet hastanelerinin de %30’unun hizmet dışı kaldığına dikkat çekti. Her savaşta olduğu gibi altyapı ve hizmet şebekelerinin büyük zarara uğradığını ifade eden el Esad; savaş sonrasında yeniden yapılanma sürecinin büyük bir önem taşıdığını vurguladı.

Suriye’nin Mirası Olduğu Kadar Dünyanın da Mirası Sayılıyor

Terör saldırılarında tarihi eser ve mirasın gördüğü hasar konusunda ise el Esad; Suriye’de hasar gören tarihi eser ve mirasın sadece Suriye’nin değil, tüm insanlığın ve dünyanın mirası olduğuna dikkat çekti.

Bir kısım antik bölgelerin tamamen yıkılıp yağmalandığını belirten el Esad bunu telafi etmenin mümkün olmadığını söyledi. El Esad fakat bir kısım tarihi eserlerin yurtdışına kaçırıldığını, bunların tümünün de UNESCO tarafından belgelenip kaydedilmiş olduğunu, geri alınması için uluslar arası kurumların işbirliği ile çalışılacağını belirtti.

Suriyelilerin Acılarını En İyi Kendileri Bilirler

Mülteciler konusunda ise el Esad; Suriyelilerin kriz süresince tarifi zor acılar yaşadıklarını ve bu acıları en iyi kendileri bildiklerini söyledi.

Mültecilerin iki ana nedeni olduğuna dikkat çeken el Esad; ilkinin terör saldırıları ve tehdidi, ikincisinin ise altyapı ve hizmet durumunun sabote edilmesiyle birlikte dış güçlerin uyguladıkları ekonomik yaptırımlar olduğunu söyledi.

Terörden kaçanların büyük çoğunluğunun devletin kontrolündeki bölgelere kaçtıklarına dikkat çeken el Esad; dolayısıyla mülteciler meselesinin sorumluluğunu Suriye hükümetine yüklemenin mantıklı olmadığını ifade etti.

Sözlerine devam eden el Esad terörü destekleyen devletlerin propagandalarına inanmanın doğru olmayacağını belirterek, bu devletlerin Suriye halkına bir elinde gıda diğer elinde de bomba takdim ettiğini belirtti.

Suriye Halkı Güçlü Olduğunda Kendimi Güçlü Hissederim

Beş yıl öncesine göre daha güçlü olup olmadığına ilişkin bir soruya cevabında el Esad; şahsi olarak gücünün Suriye halkının gücüne bağlı olduğunu, halkın gücüyle güçlendiğini belirtti.

Suriye halkının kriz süresince büyük kayıplar verdiğini ifade eden el Esad; fakat geçen tüm bu süreye rağmen hala teröre karşı kararlılık ve azimle savaştığının da altını çizdi. El Esad Suriye halkının dünyanın 100’den fazla ülkesinden gelen ve büyük devletlerin desteğini alan teröre karşı güçlü bir iradeyle savaştıklarını, kimi körfez devletlerinden akan sınırsız paraya rağmen Suriyelilerin teslim olmayıp yenilmediklerini de ifade etti.

El Esad; “dolayısıyla diyebilirim ki evet Suriye halkı eskisinden daha güçlüdür ve teröre karşı daha da güç kazanmaktadır..” ifadesini kullandı.

Halkıma Güvenim ve Vatanım İçin Çalıştığıma İnandığım İçindir

Tüm bu süre içinde nasıl konumunu koruduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun Suriye halkına inancının yanı sıra Suriye ve halkı için çabaladığından şüphesi olmadığından kaynaklandığını ifade etti.

Batılı ve bölgesel kimi devletlerin meselenin ‘halkını katleden cumhurbaşkanı’ meselesi olduğu imacını vermek istediğine dikkat çeken el Esad; mantıksal olarak halkı tarafından desteklenmeyen bir liderin tüm bu süre kalmasının mümkün olmadığını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad beş yıla yakın süredir direnmenin arkasındaki gizemin Suriye halkının desteğinin yanında bu halkın ve vatanın çıkarları uğruna çabaladığı inancı olduğunu belirtti.

Batılı devletlerin ise ne Suriye halkı ne de bölge halklarını hiçbir zaman anlamadıklarını belirten el Esad; onların her aman sömürü ve hegemonya için çifte standartlı politikalarla gerçeklerden uzak propagandalar yürüttüklerini belirtti.

Aynı Stratejiyi İzlerdim

el Esad 2Zamanın beş yıl öncesine geri dönmesi halinde aynı şekilde davranıp davranmayacağına ilişkin soruya cevabında el Esad; bu meselenin strateji ve taktik açısından ele alınabileceğini söyledi.

El Esad strateji açısından ilk günden beri teröre karşı mücadele ve diyalog yolunu seçtiğini, Suriye halkını savunma gereğine inandığını ifade ederken temelde de başka seçeneğin bulunmadığını belirtti. Şu anda da aynı seçeneklerde yürüdüğüne dikkat çeken el Esad, dolayısıyla staretjik olarak bir hatanın olduğunu düşünmediğini söyledi.

El Esad fakat taktik olarak zamanın geri dönmesi halinde bazı meselelerde taktiği değiştirmenin söz konusu olabileceğini ifade etti. Sonuç itibariyle her insanın hata işleyebileceğini söyleyen el Esad; günümüzde bir kısım doğruların yarın yanlış olabileceğini, bir kısım yanlışların da doğru olabileceğine işaret etti.

El Esad geçen süre içinde bir kısım insanların Suriye için çalıştıklarının düşünüldüğünü, fakat sonradan görüldü ki bu insanların teröristlerle veya yabancı devletlerle işbirliği içinde olduklarının göründüğüne işaret eti.

İnsanlara Yardımcı Olmak Her Zaman Önceliğim Olmuştur

Doktor olarak kalması yada cumhurbaşkanı olma seçeneğinin yenilenmesi durumunda neyi tercih edeceğine ilişkin soruya cevabında el Esad; doktor olduğunda da kamu görevinde bulunduğunu ve hiçbir azman özel çalışmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı görevinin de daha geniş çaplı bir kamu görevi olduğunu ifade eden el Esad; kendisi açısından daha çok insanlara yardım edebilme fırsatına sahip olmayı daha çok tercih edeceğini söyledi. El Esad cumhurbaşkanlığı görevinin bir meslek değil de, bir kamu hizmeti olduğunu ifade etti.

https://www.youtube.com/watch?v=1q3wmxX8CCI

R.H.

Check Also

UNRWA: Gazze’de uluslararası İnsani Hukuka Yönelik Bariz İhmal Devam Ediyor

İŞGAL EDİLEN KUDÜS (SANA) –  Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Genel …