MOSKOVA – Rus Duma Meclisi Başkan Yardımcısı Nikkolai Levichev bugün Moskova’da Suriye Ulusal Diyalog Konferansını İzleme Komitesinden bir heyeti kabulünde ülkesinin Suriye’den yana tutumunun sabit ve ilkeli olduğunu belirtirken, bu tutumun Rusya’da tüm siyasi güçler tarafından desteklendiğine vurgu yaptı.
Levichev Duma Meclisinin 3’ü muhalif dört kitleden oluştuğuna işaret ederken, bu kitlelerin bir dizi iç meselede uzlaşmamalarına rağmen Suriye’deki krizde Suriye’nin desteklenmesinde hemfikir olduklarını belirtti.
Suriye’deki krizin son yıllarda uluslar arası toplumun önündeki en ciddi meydan okumalarından biri haline geldiğini ifade eden Levichev; bu krize ilişkin tutumun uluslararası her bünyenin etkinliğini test ettiğini söyledi.
Levichev Rusya ve halkının, özellikle ABD olmak üzere Batılı devletlerin dünyada izledikleri hegemonya ve dayatma politikalarının sonuç getirmeyeceğine ilişkin kanaatinin her gün daha çok pekiştiğini belirtti.
Görüşmede Ulusal Uzlaşma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Haydar günümüzde Suriye’de terörü destekleyen ve Suriye halkına saldıran devletler dahil olmak üzere tüm devletlerin krizin siyasi yollarla çözülmesi gereğinden söz ettiklerine dikkat çekti. Haydar fakat Suriye ve Suriyelilerin, bu devletlerin terör, şiddet ve savaşı sürdürmelerine eş zamanlı olarak siyasi çözüme doğru gitmek ve dayatmalarda bulunmak istediklerine kanaat getirmiş olduklarını belirtti.
Haydar Rusya gibi dostların siyasi çözüm çabaları ile siyasi çözümden söz ettikleri bir zamanda terörü destekleyen ve savaşın sürmesi için her gayreti gösteren devletlerin tutum ve çabaları arasında farkı görmenin önemine işaret etti.
Batılıların Suriye’de yönetimi değiştirmek, devleti ve zenginliklerini hegemonyaları altına almada kullandıkları edatların gerçek yüzlerini ortaya koyduklarına dikkat çeken Haydar; bu edatların terör, şiddet, radikallik ve para uğruna her şeyi yapmaya hazır olduklarını kanıtladıklarına vurgu yaptı. Haydar bu edatların gerçek yüzlerini ortaya koymakla kalmadıklarını, kontrolden de çıktıklarını ifade ederken, sadece Suriye’yi değil, bölge halkları ve hatta tüm dünyayı tehdit eden bir tehlike haline geldiklerini ifade etti.
A.A. – M.M.