Uluslararası Tekfirci Terörle Mücadele Medya Konferansı Çalışmalarına Başladı

 

ŞAM – Enformasyon Bakanlığının Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad’ın gözetimi altında düzenlediği Tekfirci Teröre Karşı Uluslararası Medya Konferansının çalışmaları bu sabah Şam’daki Esad Kültür Sanat Merkezinde başladı.

Terörle Mücadele İlgili Uluslararası Kararları Uygulamadan Başarılı Olamaz

Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim konferansın açılış oturumunda yaptığı konuşmada; komşu devletlerin Güvenlik Konseyinin terörle mücadeleyle ilgili kararlarını hiçbir şekilde uygulamadıklarını belirtti. Muallim bu devletlerin söz konusu kararları uygulamadıkları sürece terörle mücadelenin etkin olmasının zor olduğunu ifade etti.

İran ile 5+1 grubu arasında imzalanan nükleer anlaşmanın önemine dikkat çeken Muallim İran halkının önemli çıkarlarını sağlamasıyla birlikte İran’a uluslar arası kapıları ardına kadar açtığını belirtti. Muallim İran’ın da Suriye’nin müttefiki olduğunu, dolayısıyla onun güçlü olmasının da Suriye’yi güçlendireceğini söyledi.

İran’ın Suriye’den yana tutumlarını değiştirmeyeceğini belirten Muallim; başta İran İslam Devrimi Lideri Ali Haminei olmak üzere İranlı bir çok yetkilinin bunu net bir şekilde ifade ettiklerini ve direniş eksenine desteklerini sürdüreceklerini ifade ettiklerine işaret etti.

İran ile 5+1 grubu arasında imzalana nükleer anlaşmanın Suriye’deki krizin çözümüne olumlu yada olumsuz yansımaları konusunda ise Muallim; Batılıların bu anlaşmayla İran’ın tutumlarını olumsuz yönde değiştirebileceğini düşündüklerine işaret etti. Muallim fakat İran’ın Suriye’ye desteğini kesmeyeceğini birçok kez belirttiğini ifade ederken, anlaşmanın etkisiz olmayacağını sözlerine ekledi.

Muallim ABD’nin komutasında sözde IŞİD’e karşı teşkil edilen uluslar arası koalisyonun başarısızlığından sonra teröre karşı bölgesel bir ittifakın kurulmasına büyük bir gereksinim olduğunu vurguladı.

WSS_5712Suriye’nin Moskova’da başlayan diyalog sürecine bağlı kalacağını ifade eden Muallim; fakat bu süreç içinde Cenevre III Konferansına gitmenin henüz erken olduğuna inandığını söyledi. Muallim Cenevre III Konferansına gitmeden önce Suriyelilerin meselelerini kendi aralarında çözmeleri gerektiğini, bundan dolayı da Moskova III görüşmelerinin memnuniyetle karşılandığını belirtti.

Terör ve tehlikesine karşı bölgesel ittifakın yakın gelecekte olması için bir mcizeye ihtiyaç bulunduğunu belirten Muallim; fakat orta düzeyde ileriki süreçte terörün destekçilerini tehdit etmesine ilaveten plan ve hedeflerinin bu ittifakı dayatacağını söyledi. Muallim o zaman komşu devletlerin Suriye hükümeti ile teröre karşı mücadele ittifakı için temaslarda bulunma zorunda kalacaklarını belirtti.

Muallim söz konusu devletlerin terör tehlikesini ve bu tehlikenin kendi halklarını da tehdit ettiğinin yanı sıra Suriye halkının kanlarını akıtan yanlış politikalarını idrak etmeleri için kendi halklarından kaç kişinin kurban gitmeleri gerektiği sorusuna dikkat çekti. Muallim her şeye rağmen bu gibi bir ittifakın Suriye’nin şehitlerini ailelerine geri getirmeyeceğini de ifade etti.

Suriye’deki krizin siyasi çözümü konusunda ise Muallim; Suriye hükümetinin bu konuda yapıcı ve olumlu düşüncelere sahip olduğunu açıkladı. Muallim Suriye’nin geleceğinin resmedilmesine katkı sağlayacak bu düşüncelerin mevcut süreç içinde ‘dayatma’ olarak yorumlanmaması için şu an açıklanmayacağını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Muallim konuşmasının sonunda bizzat Suriyeliler arasında dış müdahale olmaksızın yapılacak diyalogdan türemeyen ve terörle mücadeleye öncelik vermeyecek hiçbir siyasi çözümün başarılı olamayacağının altını çizdi. Muallim dolayısıyla devletine ve halkına karşı silah taşıyan tüm Suriyelileri doğru yola dönmelerine, ordu ve silahlı kuvvetlerimizle işbirliği içinde terörle mücadele saflarına katılmalarına çağırdı.

Terörü Destekleyen Bölgesel Devletlerden Yana Tutumlar Nedeniyle Kararlar Hayata Geçirilemedi

Konferanın gözetmeni Cumhurbaşkanı el Esad’ı temsil eden Enformasyon Bakanı Omran el Zoubi konuşmasında konuklara seslenirken; “sizler şu an dostlarınız ve ailenizin arasındasınız. Suriye’nin toprak ve halk olarak maruz kaldığı komplonun hacmini de kendi gözlerinizle görmektesiniz.” İfadesini kullandı.

Erdoğancı Osmanlı projesinin yanı sıra Batılı ve Siyonist projenin bir olduğunu belirten Zoubi; bölge devletleri ve halklarını hedef alan bu plana karşı birlik beraberlik içinde karşı koymanın gerektiğini vurguladı.

WSS_5593Teröre karşı mücadelede mantık, bilgelik ve cesaret özellikleriyle ayrıcalık kazanan Suriye yönetiminin Rusya’nın teröre karşı uluslar arası ittifak kurma girişimini gerekli gördüğüne dikkat çeken Zoubi; bundan dolayı da bu öneriye olumlu yaklaştığını belirtti.

Zoubi BM’nin terörle mücadeleyle ilgili kararlarının terörü gözetleyen ve destekleyen bölgesel devletlerden yana taraflı tutumlar nedeniyle hayata geçirilmediğini vurguladı.

Terörle mücadelede bölgesel ve uluslar arası ciddi çabaların gıyabında terörün güçlenip yayıldığını belirten Zoubi; bu sebeplerden dolayı edatlarını geliştiren tekfircilik ve teröre karşı mücadele kapsamında Suriye’nin varlığını korumak için kahramanca savaşını sürdürme kararlığında olduğunu vurguladı.

Enformasyon Bakanı Zoubi tekfirci terör, İsrail’in düşmancı genişleme planları ve ulusal egemenliği hedef alan tüm planlara karşı medyatik ve ideolojik savunma hattı kalmada devlet, halk ve direnen cesur lideriyle Suriye’ye taahhütte bulundu.

Terör saldırıları neticesinde Suriye’de binlerce masum insanın şehit düştüğüne dikkat çeken Zoubi; muhtelif adlandırmalar altındaki terör örgütlerin Suriye’de din adamları, bilim adamları, akademisyenler, eğitim öğretim kurumları, hastane ve sağlık sektörünün tamamı, hizmet şebekeleri, tarihi eserler, medeniyet, kültür ve daha saymakla bitmeyecek her şeyi hedef aldıklarını belirtti.

Zoubi IŞİD, Nusra Cephesi, İslam Ordusu, Fetih Ordusu, Şam Cephesi, Ahrar el Şam İslami Hareketi, Müslüman Kardeşler ve daha başka isimler altındaki teröristlerin amaç ve eylemleri arasında hiçbir farkın bulunmadığının altını çizdi. Zoubi bu terör çetelerinin kimi devletlerin desteği ile oldukça nitelikli silahlara sahip olduklarına dikkat çekti.

Zoubi Suriye’de mevcut tekfirci ve kiralık teröristlerin dünyanın dört bir yanından toplanıp eğitilmeleri ve donatılmaları ardından Suriye’ye gönderildiklerini belirtti. Suriye’deki savaşın hiçbir zaman Suriyeli savaş olmadığının altını çizen Zoubi; uluslar arasınca yasaklanmış silah ve teçhizat dahil her türlü silahlarla donatılan bu teröristlerin Suriye’ye nasıl geçirildiklerine işaret etti.

Tanık Olduğumuz Bu Savaş Batılıların Son Çabası Olabilir

Konferansın öğleden sonra ‘Mevcut Savaşlar ve Yeni Dünyanın Kurulmasında Medyanın Rolü’ sloganı altında düzenlenen ikinci oturumunda konuşan Cumhurbaşkanlığı Siyasi ve Basın Danışmanı Büseyna Şaban; bölgede tanık olduğumuz tekfirci terörün, Batılıların bölge devletleri ve halklarına karşı hegemonya ve ajandalarını dayatmaya çalıştığı son çatışma olabileceğini belirtti.

Şaban başta Suriye olmak üzere bölge ve halklarına karşı yürütülen savaşın iddia edildiği amaçlarda olmadığının kanıtlandığına dikkat çekerken bu savaştan amacın bölgenin siyasi ve demografik yapısında köklü bir değişiklik yapmak olduğunu ifade etti.

ŞabanArap ve İslam aleminin değiştirilmesinin yanı sıra bölge halklarının kimlikleri ve medeniyetlerinin değiştirilmesinde medyanın oynadığı rolün önemine vurgu yapan Şaban; bölgede köklü bir değişim yapmaya çalışan güçler ve medyasının tehlikesine ışık tuttu.

Dünya medyasının %90’ının ABD kontrolünde, Arap medyasının da %80’inin Suudi rejimi tarafından finanse edildiğine dikkat çeken Şaban; gerçekleri çarpıtma, fitne ve provokasyonla bu medyanın yol açtığı ölüm ve yıkıma dikkat çekti.

Şaban Suriye’nin her daim terörle mücadeleyle ciddi bir şekilde ilgilenen herkesle koordinasyon ve işbirliğine hazır olduğunu ifade etti. Suriye’nin Vatanlarımızın ve toplumlarımızın medeniyetlerimiz, dinlerimiz ilkelerimiz ve değerlerimize uygun bir şekilde yapılandırılması yönünde koordinasyon ve işbirliğine hazır olduğunu belirten Şaban; fakat kimliğimizin, uygarlıklarımızın ve kültürümüzün yok edilmesini amaçlayan planlara karşı mücadele etme azim ve kararlılığında olduğunun altını çizdi.

Şaban Suriye, yemen, Irak, Mısır ve Cezayir’i hedef alan terörün Filistin topraklarını işgal eden siyonist terörün aynısı olduğunun altını çizdi.

Tüm İslam Alemi Tekfircilerin Tehlikesiyle Karşı Karşıyadır

Konferansın açılış oturumunda konuşan İran Kültür ve İslami İrşat Bakanı Ali Ahmet Cenneti ise İran’ın adalet, hak ve mazlumlardan yana olmasıyla Suriye ve halkına desteğine devam edeceğini belirtti.

Konuk Bakan Cenneti İslam aleminin günümüzde ayetleri kendi çıkarları ve planları doğrultusunda yorumlayan, sebepsiz nedensiz tekfir edip öldüren şerci insanların belasıyla karşı karşıya olduklarını ifade etti.Cenneti; İran İslam Cumhuriyetinin daha öncesinde olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının yanında durmaya devam edeceğini dile getirerek İran’ın kuruluşundan bu yana hak, adalet ve mazlumun yanında durma stratejisini benimsemiş olduğunu belirtti.

Tekfirci Terör Fikrine Karşı Uluslararası Enformasyon Konferansının ilerici görüş sahipleri arasında köprü kurulması ve değerli deneyimlerin paylaşılması için bir fırsat teşkil ettiğine dikkat çeken Cenneti;radikal tekfirci terör fikrinin yayılmasının önüne geçmek için ilerici görüş sahiplerinin iletişim ve birlikte hareket etmenin önemini vurguladı.

Tekfirci terör fikrinin bugün ulaştığı aşama ne olursa olsun bu düşüncenin tarih boyunca taşımış olduğu kimliğini değiştirmeyeceğine işaret eden Cenneti; geçmişte dar bir sınır içinde hapsolan tekfirci düşüncelerin günümüzde geniş bir çembere yayıldığının altını çizerek tekfircilerin İslam dünyasını hedef alan tarafların elinde bir araç olarak kullanıldıklarını ibraz etti.

Kasım: Direniş Projesinin İhtiyaç Duyduğu Her Mevziinin Başında Yer Alacağız… Tekfirciler Düşman İsrail Projesinin Bir Parçasıdır

Lübnan Hizbullah Partisi Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Suriye’nin “Yeni Ortadoğu Projesine” baş eğmeyeceğini ve her zaman direniş odağının yanında bölgenin onuru ve istikrarını sağlayacak Doğu Direnişi Projesinin uygulayıcılarından biri olarak kalacağını dile getirdi.

Lübnan Hizbullah Partisinin Suriye’yi desteklemeye devam ettiğinin altını çizen Kasım; direniş projesinin gerektirdiği her mevziinin başında yer almaya devam edeceklerine vurgu yaparak tekfircilerin düşman İsrail projesinin bir parçası olduğunun altını çizdi.

Kasım: Suriye, Siyasi Yönelimini Direniş Odağından Saptırmayı Amaçlayan, Uluslararası ve Bölgesel Saldırılara Maruz Kalıyor

Suriye’nin, siyasi yönelimini direniş odağından saptırmayı amaçlayan, uluslararası ve bölgesel saldırılara maruz kaldığını ifade eden Kasım; bu projeyi gerçekleştirmeyi amaçlayan saldırganların hesaplarında büyük bir hata yaptıklarını Suriye’nin yönetimi, ordusu ve halkıyla terörden daha güçlü olduğunu kanıtladığını belirtti.

Suriye’nin bugün maruz kaldığı siyasi yönelimi saptırma saldırılarına karşı büyük bir galibiyet sağlamış güçlü bir devlet olduğuna değinen Kasım; bu aşamadan sonra Suriye’nin direniş odağındaki konumunu güçlendirme sürecine girdiğini belirtti.

Tekfirci Terörle Mücadele İçin Bu Olguyu İncelemek Gerekiyor

Açılış oturumunda konuşan İslam Radyo Televizyon Federasyonu Genel Sekreteri Ali Kerimiyan tekfirci terör olgusuna karşı koymak için bu şer olgusunu incelemek ve araştırmak gerektiğini belirtti.

Suriye Medeniyetine Işık Tutan Belgesel Film Sunuldu

Konferans etkinlikleri kapsamında Suriye’nin derin köklere dayanan ve insanlık medeniyetinin beşiğini oluşturan asil medeniyetine ışık tutan belgesel film katılımcılara sunuldu.

Belgesel filmde ayrıca Suriye ve halkını hedef alan evrensel terör savaşı öncesi 2010 yılına kadar ekonomik, sosyal, kültürel ve daha başka alanlarda sağlanan başarılara dikkat çekildi.

Suriye ve halkının tarih boyunca tekrarlanan sömürü ve hegemonya saldırılarına karşı mücadelesine de ışık tutulan filmde; son olarak yaşamakta olduğu savaşın yanı sıra kimi devletlerin tek taraflı ve gayrı meşru yaptırımlarının Suriye halkına olumsuz etkilerine de işaret edildi.

Filmin sonunda Suriye’nin halkının, ordusunun ve yönetiminin şanlı mücadelesiyle onurlu ve egemen bir devlet olarak baki kalacağı vurgusu yapıldı.

Bu arada konferansa Türkiye, Rusya, İran, Küba, ispanya, Çin, Afganistan, Pakistan, Mısır, Lübnan, Irak, Cezayir, Fas, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Suudi Arabistan, Tunus, Kıbrıs, İngiltere, Almanya ve Kuveyt’ten 130 gazeteci, yazar ve gazeteci katılıyor.

 

A.A. – R.H.

Check Also

Cumhurbaşkanı Esad: Bugün Devletin Ve Kurumlarının Genel Rolü, Politikaları Ve Yönelimleri Hakkındaki Vizyonlarla İlgili Bir Geçiş Aşamasındayız “VİDEO”

ŞAM (SANA) –  Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, genel olarak devletin ve kurumlarının rolü, politikaları ve yönleri …