Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
HAVANA (SANA) – Küba, İsrail’in Şam’a yönelik tekrarlanan saldırılarını şiddetle kınarken, bunun uluslararası hukuku ve Suriye egemenliğini ihlal ettiğini belirtti.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Barrilla: “İsrail’in Şam ve çok sayıda diplomatik misyonun bulunduğu Mezze mahallesine yönelik düzenlediği saldırıları şiddetle kınıyoruz” dedi.
Barrilla ayrıca, “Bu eylem Suriye’nin egemenliğini ve uluslararası hukuku ihlal ediyor ve bu ülkede akredite olan sivillerin ve diplomatların hayatlarını riske atıyor” ifadelerini kullanı.
Buna ek olarak Küba Dışişleri Bakanlığı, “İsrail varlığının ABD hükümetinin askeri, lojistik ve siyasi desteğiyle izlediği saldırgan politikadan kaynaklanan Orta Doğu bölgesinde meydana gelen ve tehlikeli bir tırmanışa yol açan ve bölgesel istikrar ve güvenliği daha da tehlikeye sokan olaylarla ilgili derin endişesini dile getirdi.
Bakanlık yaptığı açıklamada, “Siyonist hükümetin Filistin halkına karşı uyguladığı acımasız soykırımdan yaklaşık bir yıl sonra ve bu durumun, BM Şartı’nda öngörülen ilkeleri mutlak biçimde göz ardı ettiğinin kanıtı olarak, ateşkesi garanti eden müzakere edilmiş bir çözüm aramak yerine, Lübnan, Suriye ve Yemen’e karşı saldırısını başlattı ve artırdı” ifadelerini kullandı.
Bakanlık açıklamasında da, ”Küba, bu saldırgan eylemlerin ve Siyonist varlığın cezasız kalmasının bir sonucu olarak Orta Doğu’da daha büyük bir gerilimin ortaya çıkması tehlikesi konusunda defalarca uyardı” diye konuştu.
“İsrail saldırılarına maruz kalan ülkelerle dayanışma içinde olduğunu ifade ettiği bir dönemde, Küba, şu ana kadar on binlerce insanın hayatına mal olan çatışmanın daha fazla tırmanmasını önleyecek şekilde barış ve derhal ateşkese varacak müzakereler yapılması çağrısında bulunuyor” diyen Dışişleri Bakanlığı şu ifadelerle açıklamasını tamamladı: “Başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması ve Filistin’in daha fazla ertelemeye gerek kalmadan Birleşmiş Milletler’e tam üye olarak katılımının sağlanmasıyla sonuçlanan kapsamlı, kalıcı ve adil bir çözüm dışında Ortadoğu’da barışa ulaşmanın mümkün olmayacağını bir kez daha teyit ediyoruz.”
