NEW YORK (SANA) – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Bessam Sabbağ, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Suriye ile Rusya arasında özellikle ekonomik alanda ikili işbirliği ilişkilerini görüşüp, iki ülke arasındaki ortak hükümet komitesi toplantılarının bir an önce yapılmasının önemine dikkat çektiler.
New York’taki toplantıda iki taraf, iki ülkenin Birleşmiş Milletler ve diğer çok taraflı kuruluşların çerçevesinde, Batı’nın Birleşmiş Milletler Şartı’nın hükümlerini baltalamaya yönelik kolektif girişimlerine karşı koymaya yönelik ortak çabalarını görüştüler.
İki bakan ayrıca İsrail’in Lübnan’da son dönemde tırmandırdığı gerilim, Suriye topraklarına yönelik devam eden saldırılar ve Filistin halkına karşı devam eden savaş ışığında Orta Doğu bölgesindeki mevcut durumu da ele aldı.
Bu bağlamda, uluslararası hukuk ilkelerine, Birleşmiş Milletler Şartı hüküm ve ilkelerine tam bağlılığın, devletlerin egemenliklerine ve topraklarının birlik ve bütünlüğüne saygı gösterilmesinin gerekliliği konusunda her iki tarafın görüşleri de görüş birliğine vardı.
Toplantı sırasında Bakanlar Sabbağ ve Lavrov, diğer hususların yanı sıra, “tek taraflı zorlayıcı yaptırımların olumsuz etkileriyle yüzleşmenin ve bunları hafifletmenin yolları” konusunda ortak bir bildiri imzalayarak, herhangi bir ülkenin tek taraflı zorlayıcı yaptırımlara başvurmasının yasa dışı olduğunu, Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuk hükümlerine aykırı olduğunu ve uluslararası sorumluluk gerektirdiğini vurguladılar.
Bildirge aynı zamanda Devletleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal kalkınmanın tam olarak gerçekleşmesini engelleyen tek taraflı zorlayıcı yaptırımları benimsemekten, yayınlamaktan veya dayatmaktan kaçınmaya güçlü bir şekilde teşvik etmiştir.
Bildirgede, uluslararası ticaretin, tek taraflı zorlayıcı yaptırımların uygulanması veya belirli bir ülkenin küresel ekonomi üzerindeki parasal hegemonyasının desteklenmesi için kullanılabilecek ulusal para birimlerine bağımlılığını azaltmak için bir yol haritası geliştirilmesi ve etkilenen devletin, tek taraflı zorlayıcı yaptırımların uygulanmasından kaynaklanan ekonomik veya mali kayıplardan kaynaklanan zararların tazmininden sorumlu tutulması çağrısında bulunuldu.
Deklarasyonda, banka hesapları, tahviller ve gayrimenkuller de dahil olmak üzere hükümet ve özel mülk ve varlıkların yanı sıra diplomatik ve konsolosluk merkezleri ve tesislerinin, tek taraflı zorlayıcı yaptırımların uygulanmasından kaynaklanan her türlü dondurma, müsadere veya kısıtlamaya karşı bağışık olması gerektiği vurgulandı.