NEW YORK (SANA) – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kusey Dahhak, İsrail işgalinin Filistinlilere yönelik suçlarını sürdürmesi, Suriye topraklarına tekrar tekrar saldırması ve Lübnan’a saldırganlık başlatma tehditleri sonucunda Arap bölgesinin yeni bir istikrarsızlık aşamasına ve kapsamlı bir gerilime doğru gerileme tehlikelerine tanık olduğunu vurgulayarak, bu suçların, kendilerini insan haklarının koruyucusu ilan eden bazı Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğünün boyutunu ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Dahhak, bugün Güvenlik Konseyi toplantısında Orta Doğu’daki durumla ilgili şunları söyledi: ”ABD ve müttefikleri, bu gerilimi kontrol altına almak yerine, durumu sakinleştirmeye çalışıyor ve bölgede istikrarın sağlanmasına yardımcı olacak yapıcı bir yaklaşım izliyor, uluslararası hukukun önünde işgalci yapının çıkarlarını ön planda tutuyor. İsrailli savaş suçlularına çeşitli şekillerde siyasi, askeri ve mali destek sağladılar ve onlara Filistin halkına yönelik soykırımlarını ve bölge ülkelerine yönelik saldırılarını sürdürmeleri için yeterli süre tanıdılar. Onlarca yıldır Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusundaki sorumluluklarını üstlenmesine ve işgalin sona erdirilmesine yönelik kararlarının uygulamaya konulmasına engel oldular.”
Dahhak, İsrail işgali ve destekçilerinin Gazze’de işlediği suçların, bazı Batılı ülkelerin uyguladığı ikiyüzlülüğün boyutlarını ortaya çıkardığını açıklarken, ABD ve müttefiklerinin uzun yıllar boyunca Suriye’nin ve birçok ülkenin içişlerine müdahale ederek güvenlik ve istikrarını istikrarsızlaştırmak için “insan hakları, demokrasinin yayılması ve iyi yönetim” sloganlarını kullandığına dikkat çekti.
Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi, Batı’nın tek taraflı zorlayıcı tedbirleri sonucunda Suriye halkının acılarının devam ettiğini belirtirken, meselenin elektrik enerjisi üretim tesisleri kurmakla ilgili olmadığını, sadece bunların yedek parça ve bakım çalışmalarının sağlanmasıyla ilgili olduğunu kaydetti.
Suriye’nin bazı kişilerin bağışçıları insani yardım çalışmalarına destek vermekten caydırmasını ve Suriye ve halkının çıkarlarıyla bağdaşmayan tavizler elde etmek için baskı yapmak amacıyla Suriye halkının acılarını kasıtlı olarak uzatmasını kınadığını ifade eden Dahhak, ilgili tüm Birleşmiş Milletler kararları, Suriye’nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı gösterilmesinin gerekliliğini teyit ederken, Türk ve Amerikan işgal güçlerinin Suriye topraklarının bazı kısımlarında yasadışı varlığının ve istikrarsızlaştırıcı uygulamalarının devam ettiğine dikkat çekti.
Dahhak ayrıca, Türk işgal güçlerinin ve Amerika tarafından destekli milislerinin Alluk su istasyonuna yönelik saldırıları sonucunda Haseke kenti ve kırsalında bir milyondan fazla insanımızın sudan mahrum kalması sonucu mağduriyetinin devam ettiğine işaret etti.
Suriye Temsilcisi konuşmasında da, Suriye’nin ulusal anayasal yükümlülüklerini anayasal tarihlerinde, devlet kurumlarının rolünü artıracak ve ülkenin egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını koruyacak şekilde yerine getirme konusundaki istekliliğini vurguladı.