İŞGAL EDİLEN SURİYELİ GOLAN – “Ya ölüm ya kimlik”, İsrail işgalinin Golan’ı ilhak etme kararının verildiği 14 Aralık 1981 tarihinden bu yana işgal altındaki Suriye Golan’ında halkımızın başlattığı bir slogandır. Bunu reddettiklerini, Suriyeli Arap kimliklerine bağlılıklarını ve Golan’ın tamamı anavatana dönene kadar tüm işgal önlemlerine karşı direnişlerini sürdüreceklerini vurguladılar.
Geçersiz karar uluslararası alanda geniş çapta reddedildi ve kararın yayınlanmasından üç gün sonra BM Güvenlik Konseyi, Suriyeli Arap Golan’ın kimliğini doğrulayan 497 sayılı Kararı kabul etti. İlhak kararı hükümsüz kabul edilir ve hukuki geçerliliği yoktur.
Halkımızın geçersiz karara karşı mücadelesi, 14 Şubat 1982’de kapsamlı grev ilanıyla sonuçlandı. Bu, 1967 yılında Golan topraklarının kutsallığını bozan işgale karşı mücadelede bir dönüm noktası oldu.
İşgal, grevi duyurduktan hemen sonra Golan’ın köy ve kasabalarını askeri kuşatma altına aldı, sokağa çıkma yasağı koydu, gıda malzemelerinin ulaşmasını engelledi ve elektriği kesti. Baskı uygulamak ve grevi sonlandırmaya zorlamak amacıyla evlere yapılan büyük baskınlar sonrasında düzinelerce kişi tutuklandı.
O dönemde sayıları 13 bini geçmeyen Golan halkı, 25 bin işgal kuvvetinin topraklarında uyguladığı kuşatmayı kararlılıkla ve kararlılıkla karşılamış ve direnmeye devam etmiştir.
Grev döneminde, işgal güçleriyle şiddetli çatışmalara girdiler; bunların en önemlisi, 1 Nisan 1982’de Golan’ın köylerine baskın yapıp halkını taciz ettikten sonra, onları boyunduruk altına almak için başarısız bir girişimde bulunan kimlik mücadelesiydi.
6 aydan fazla süren grevin ardından işgalci güç, Golan halkının taleplerine yanıt vermek ve onlara “İsrail kimliği” dayatmaya yönelik ırkçı planlarından geri çekilmek zorunda kaldı.
Bugün, Golan’ın işgalinden 57 yıl sonra, halkımız, İsrail’in tüm saldırgan, Yahudileştirici planlarına, en sonuncusu geçen Haziran ayında kendi topraklarına rüzgar türbinleri kurulmasını öngören yerleşim planının engellenmesi olan baskı ve istismara rağmen karşı koymaya devam ediyor.
Suriye, işgal altındaki Golan’ın kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu, İsrail işgalinin sona ermek üzere olduğunu, tüm yerleşim planlarının geçersiz olduğunu, anavatana tam dönüşün kaçınılmaz olduğunu sürekli olarak dile getiriyor ve bu geri dönüş için uluslararası hukukun güvence altına aldığı her türlü çabayı sarf edeceğini, bunun zaman aşımına tabi olmayan ebedi bir hak olduğunu vurguluyor.
Golan’ın Suriye Arapları olduğu ve 4 Haziran 1967 çizgisine kadar buradan tamamen çekilmesi gerektiği yönündeki BM Güvenlik Konseyi’nin 242, 338 ve 497 sayılı kararlarıyla Suriye’nin hakkı teyit edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ayrıca her yıl Suriyeli Arap Golan’ın kimliğini doğrulayan ve “İsrail”in ilgili Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamasını talep eden kararları yeniliyor.