ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Uluslararası Güvenlik Konseyi Başkanına birbirine eş iki mektup göndererek, Suriye Hükümetinin teröre karşı savaşmaya ve Suriye halkını savunmaya devam edeceğini beyan etti.
Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili kamuoyunu yalan yanlış haberle yanıltan ve silahlı terör gruplarının işledikleri insanlık dışı katliamları meşrulaştırmaya çalışan çabalara dikkat çekilen mektuplarda, kamuoyunu yanıltma ve dezenformasyon kampanyasının 4 yıldan uzun bir süredir kesintisiz bir şekilde sürdürülerek Suriye’de yaşanan krizin gerçek sebeplerinin çarpıtıldığının altı çizildi.
Suriye’de yaşanan krizin temel nedeninin terör ve destekçileri olduğunun vurguyla yinelendiği mektuplarda, Homs, Şam Kırsalı, Dera, Lazkiye, Haseke ve daha birçok ilde silahlı terör gruplarının işledikleri insanlık dışı katliamların dezenformasyonla örtbas edilerek meşrulaştırıldığı ifade edildi.
Terörün belli bir din, toplumsal kesim ya da grubu hedef almadığının ibraz edildiği mektuplarda, Suriye Arap Ordusunun da hiçbir ayırım gözetmeksizin vatanın her karış toprağını ve Suriyeliler ailesinin her ferdini ısrarla savunmaya devam edeceği vurgulandı.
Suriye’de kriz başladıktan sonra güvenlik, istikrar ve huzurunu 2 yıl boyunca korumayı başaran Halep Kentinin, kendilerine “Suriye Halkının Dostları” adını veren kimi devletlerin desteklediği terör grupları tarafından istila edilmesiyle durumun tamamen değiştiği ifade edilen mektuplarda, söz konusu devletlerin dostluğunun Suriye halkına katliam, açlık, zorla göç ettirme, su-elektrik-petrolün kesilmesi şeklinde yansıdığı aktarıldı.
Aynı terör gruplarının Haseke’de onlarca köy ve bölgeyi istila etmeleriyle Haseke sakinlerinin kaçırılma, katledilme ve evlerinden-topraklarından zor ve baskı ile göç ettirilme faaliyetleriyle yüz yüze geldiklerinin dile getirildiği mektuplarda silahlı terör gruplarının saldırıları ve zulmü sonucunda Haseke’de 690 ailenin evlerini ve topraklarını bırakıp kaçmak zorunda kaldığı bilgisine yer verildi.
Kimilerinin nitelendirmesiyle “Ilımlı Muhalefet Gruplarının” Busra Antik Kenti” ve İdlib Kentine saldırarak tahrip ettiklerine değinilen mektuplarda, terörün kilise, cami, hastane, okul ve daha birçok kamu binasını tahrip ettikleri vurgulandı.
İdlib Kentine düzenlenen terör saldırıları sonucunda 10 bini çocuk yaklaşık 30 bin vatandaşın evlerinden ve topraklarından zorla göç ettirildiğinin dile getirildiği mektuplarda, terör saldırıları sonucu İdlib Hastanesinin tamamen tahrip olduğunun altı çizildi.
Filistinli mültecilerin yoğunluklu olarak yaşadıkları Yermük semtinin aylardır IŞİD ve Nusra Cephesi terör örgütlerinin zulüm ablukası altında yaşadığına işaret edilen mektuplarda, bu durumun Suriye’de bulunan silahlı terör grupları ile işgalci İsrail arasındaki sıkı işbirliğinin kanıtlarından birini teşkil ettiği belirtildi.
Suriye hükümetinin terör olaylarına karşı vatan topraklarını ve halkını koruma bilinci ışığında mücadele ettiğine dikkat çekilen mektuplarda, terörle mücadelenin askeri alanlarda sınırlı kalmayarak medya, eğitim, kültürel ve hayatın diğer bütün alanlarında aynı kararlılık ve ısrarla sürdürülmesi gereği vurgulandı.
Mektuplarını, Suriye hükümetinin teröre karşı mücadelesini ısrar ve kararlılıkla sürdüreceği ifadesiyle noktalayan Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, Güvenlik Konseyine terörle mücadelede sorumluluğunu üstlenme ve 2170, 2014, 2178, 2015, 2199 gibi oylama ile alınan kararları uygulama çağrısını yineledi.
F.B. – M.M.