Batılılar Egemen Devletler Değil, Kuklalarla Yönetilen ve Onların Çıkarlarını Yerine Getiren Devletler İstiyorlar

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad Çek Literarni Noviny Gazetesiyle yaptığı ve tam metninin bugün yayınlandığı röportajında; Suriye’nin dünyanın her yerinde ve her zaman sivillerin öldürülmesine karşı olduğunu belirtti.

Batılılar Egemen Devletler Değil, Kuklalarla Yönetilen ve Onların Çıkarlarını Yerine Getiren Devletler İstiyorlar

Röportajda el Esad Suriye ve Batılı devletler arasındaki ilişkilerin aniden değişmesi ve Batılı yetkililerin birden kendisine ilişkin tutumlarını değiştirmeleri nedenine ilişkin bir soruya cevabında el Esad; gerçekte ne kendisinin ne de Suriye’nin tutum ve politikalarında bir değişikliğin olmadığını belirtti.

El Esad Batılı asıl meselenin Batılı devletlerde bulunduğunu ve bunun da yeni olmadığını söyledi. Meselenin Suriye’nin egemenlik ve bağımsızlığı ile ilgili olduğuna dikkat çeken el Esad Batılı devletlerin bu konuda sadece Suriye ile değil, ayrıca birçok devletle sorunları olduğunu belirtti.

2008 -2010 yılları arasında Suriye ile Batı arasındaki ilişkilerin doğru olduğunu söyleyen el Esad fakat bunun karşılıklı saygıya dayanmadığını söyledi. El Esad öyle ki o tarihte örnek olarak Fransa’nın Suriye’den İran’ın nükleer dosyası konusunda İran aleyhine bir rol oynamasını talep ettiğini söyledi. Suriye’den aynı zamanda Filistin ve bölge devletlerindeki işgaller sona ermeden direnişe karşı tutumlarını da değiştirmesinin talep edildiğine dikkat çeken el Esad Suriye’nin tüm bunları reddetiğine dikkat çekti. Sözlerine devam eden el Esad; Batının Suriye’den, kendi çıkarlarına aykırı bir şekilde Avrupa ortaklık anlaşması imzalaması talep ettiğini söyledi.

Şu an benzer bir durumun Rusya ile yaşandığına dikkat çeken el Esad; Batılıların egemen devletler değil, kuklalarla yönetilen ve çıkarlarını yerine getiren devletler istediklerini belirtti. El Esad temelde iddia edildiği gibi Batılıların halkları destekleme, demokrasi yada insan hakları gibi kesinlikle bir dertleri olmadığının altını çizdi. Bunların en bariz ve açık örneğinin Libya’da görüldüğüne dikkat çeken el Esad; Suriye’de Batılı devletlerin desteği ile yıkım ve ölümün devam ettiğine vurgu yaptı.

Suriye Sivillerin Öldürülmesine Her Zaman ve Her Yerde Karşıdır

Cumhurbaşkanı el Esad; “siyasi tutum ne olursa olsun yada öldürülen şahıslarla siyasi tutum farklı yada aynı olmasını dikkate almaksızın konu sivilleri öldürmekse bu kesinlikle terördür. Suriye de dünyanın her hangi bir yerine sivillerin öldürülmesine kesinlikle karşıdır.” İfadesini kullandı.

Bunun Suriye’nin temel ilkesi olduğunu belirten el Esad, Suriye’nin de bunu herjesten daha çok bildiğini belirtti. El Esad öyle ki Suriye’nin dört yıldan fazla bir süredir böyle bir teröre maruz kaldığını ve bu terörde binlerce masum Suriyelinin kaybedildiğini söyledi.

Sivillerin vefatından duyulan üzüntüyü dile getiren el Esad, fakat aynı zamanda ‘Suriye’nin, krizin başından beri bunun olumsuz yansımalarının tehlikesine dikkat çekmeye çalıştığını’ Batılı kimi taraflara hatırlatmak istediğine dikkat çekti.

El Esad Suriye’nin baştan beri Batılı kimi taraflara terörü desteklemeleri ve ona siyasi şemsiye temin etmelerinin doğru olmadığını, çünkü bu terörün bir gün mutlaka ülkelerine ve halklarına uzanacağını belirtmeye çalıştığını ifade etti. Batılı söz konusu tarafların bu konuda maalesef Suriye’ye kulak vermediklerini ifade eden el Esad; Batılı kimi yetkililerin dar görüşlü olarak davrandıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı el Esad; birkaç gün önce Fransa’da yaşananların Suriye’nin vizyonunu doğruladığına dikkat çekti. Aynı zamanda Avrupalı politikaları sorgulama niteliğinde olduğuna işaret eden el Esad; öyle ki Ortadoğu’da ve Fransa’da yaşananların yanı sıra hatta belki de daha önce Avrupa ülkelerinde yaşanan terörün sorumlusunun bu politikalar olduğunu belirtti.

Terörle Mücadele ile Teröre Karşı Savaş Arasında Fark Vardır

Terörle mücadelede en iyi yola ilişkin bir soruya cevabında el Esad; terörle mücadele ile teröre karşı savaş arasındaki farkı görmek gerektiğini belirtti. El Esad bu süreç içinde terörün masum silerli katlettiğine vurgu yaparak, dolayısıyla bu süreç içinde terörle mücadele değil de teröre karşı savaşmak gerektiğinin altını çizdi. El Esad terörle mücadelenin ise orduya değil, uygun ve bilinçli politikalara ihtiyacı olduğunu söyledi.

Kültür aracılığı ile cehaletle savaşmanın önemine dikkat çeken el Esad; yoksullukla mücadele için güçlü bir ekonominin de yapılandırılması gereğinin altını çizdi. El Esad terörle mücadeleyle ciddi bir şekilde ilgilenen devletler arasında veri alışverişi olması gerektiğini belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; meselenin Afganistan’da olduğu gibi çözülmemesi gerektiğini söyledi. 2001 yılında Şam’ı ziyaret eden ve ‘New York saldırılarına intikam olarak Afganistan’ı işgal etmekten söz eden ABD kongres üyeleri ile temaslarında bunun ne derecede yanlış olduğuna dikkat çekmeye çalıştığını söyleyen el Esad; terörle mücadelenin ‘kanseri tedavi etmeye benzediğini, kanserin de kökünden tamamen bertaraf edilmesi gerektiğini’ izah etmeye çalıştığını belirtti. El Esad Batılıların da Afganistan’da kanser dokusunun açıp bir bölümünü almaya çalıştıklarını, dolayısıyla da daha hızlı ve daha geniş alanlara yayıldığına işaret etti.

Terörle Mücadele Bilgisayar Oyunu Değildir

ABD’nin sözde terörle mücadeleye başladığında Suriye’nin CAI ile ‘soruşturma ve işkence’ programında yardımcı olma ve bu yardıma son verme sebebi konusunda el Esad; Suriye’nin 50 yıldan fazla bir süredir radikallik meselesiyle karşı karşıya olduğuna vurguladı.

el Esad 1özlerine devam eden el Esad Suriye’de radikal terörün açık ve net bir şekilde 1970’li yıllarda başladığına dikkat çekti. Suriye’nin o zamandan beri terörle mücadele için uluslar arası işbirliği talep ettiğini belirten el Esad; fakat Batıda kimsenin buna kulak vermediğini ve hiç önemsemediklerini söyledi.

El Esad Suriye’nin temelde her daim gerçekten ve ciddi bir şekilde terörle mücadele etmek isteyen tüm devletlerle işbirliği içinde olma özeninde olduğunu, Amerikalılara da bu bağlamda yardımcı olduğunun altını çizdi. Suriye’nin terörle ciddi mücadele edecek devletlerle işbirliği içinde olma tutumunu değiştirmediğini belirten el Esad, bunun gerek kriz öncesi, kriz süresi yada kriz sonrasında değişmediğini ve değişmeyeceğini söyledi.

Batılı devletlerin bu meselede nasıl hareket edeceğini bilmeme sorunu yaşadığını ifade eden el Esad; onların terörle mücadelenin bir bilgisayar oyununa benzediğini düşündüklerine dikkat çekti. El Esad terörle mücadelenin ancak kültür, ekonomi ve daha başka yöntemlerle mümkün olacağının altını çizdi.

Batılı Devletlerin Tutumlarında Hızlı ve Ciddi Bir Değişiklik Beklemiyoruz

Batılı devletlerin Suriye’ye ilişkin tutumlarını değiştirip değiştirmediklerine ilişkin bir soruya cevabında el Esad; Avrupa Birliğinin Suriye konusundaki politikalarında yavaş ve çekingen bir değişim kaydettiğini söyledi.

Sözlerine devam eden el Esad; Batılı devletlerin Suriye’ye karşı politikalarında Suriye’yi yönetim, ordu, halk ve her şeyi ile şeytan olarak lanse etmeye çalıştıklarını ve hatalarında ciddi derecede ileriye gittiklerini belirtti. El Esad dolayısıyla şu an hatalarını yavaş yavaş idrak etmelerine rağmen bunu itiraf etme cesareti göstermediklerini belirtti. Batılı yetkililerin tüm bu hatalarından sonra kendi halkları karşısında zor durumda kaldıklarına işaret eden el Esad; dolayısıyla bölgede terörün bulunduğunu itiraf ettiklerini, fakat bunun nedenini de Suriye’de yönetime yıkmaya çalıştıklarını söyledi.

umhurbaşkanı el Esad; Suriye’nin Batılı muhtelif düzeylerde yetkililerle aleni olmayan bağlantıları bulunduğuna işaret etti. Söz konusu yetkililerin, Batılı devletlerin Suriye konusunda hatalı politikaları olduğunu ve bu hataları düzeltmek istediklerini itiraf ettiklerini belirten el Esad; Suriye’nin bu konuda olumlu davrandığını söyledi.

El Esad meselenin sevgi yada nefret mevzusu olmadığını, temelde devletlerin çıkarlarıyla bağlantılı olduğunun altını çizdi. Her şeye rağmen Batılı devletlerin Suriye konusunda hızlı ve ciddi bir tutum değiştireceğine inanmadığını ifade eden el Esad; öyle ki hiçbir Avrupalı devletin şu ana dek hiçbir ciddi çabada bulunmadığını söyledi.

Çek Cumhuriyeti Suriye ile İlişkilerini Sürdürmesiyle Durumları Daha Objektif Bir Şekilde İdrak Etti

Çek Cumhuriyetinin dış politikasına ilişkin görüşüne ilişkin soruya cevabında el Esad; genel olarak AB’de üye tüm devletlerin Suriye’deki kriz süresince benzer bir tutum sergilemediklerini söyledi. El Esad AB devletleri arasında Çek Cumhuriyeti ve Romanya’nın kriz süresince Suriye ile ilişkilerini koruduklarını söyledi. Bunun, iki devletin Suriye’de hükümeti desteklediği yada bu hükümet ile her konuda görüş birliğinde olduğu anlamına gelmediğini belirten el Esad; fakat ikili ilişkilerin devam etmesinin Suriye’de olup bitenleri daha iyi anlamalarına yardımcı olduğu anlamına geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı el Esad Suriye’nin kriz öncesinde Çek Cumhuriyeti ile oldukça sıkı ilişkileri olmadığını, fakat kriz süresinde Çek Cumhuriyetinin diğer devletlerden daha açık bir vizyona sahip olduğunun göründüğüne dikkat çekti. Bunun bir dizi nedeni olduğunu ifade eden el Esad, fakat Çek Cumhuriyetinin Suriye ile ilişkilerini sürdürmesiyle durumları daha iyi bir şekilde idrak ettiğini ve daha objektif bir tutum yapılandırdığını söyledi.

Yaşanan Olayların Gerçekte Cumhurbaşkanının Kalması Yada Gitmesiyle Hiçbir İlgisi Yoktur

Suriye’ye yapılan suçlamalar ve Suriye’ye yönelik savaşın devam etmesinin nedeninin kendisinin görevden çekilmeyi reddetmesi yönündeki iddialar konusunda el Esad; Suriye’deki kriz gibi koşular gölgesinde hiçbir Cumhurbaşkanının Suriye kamuoyu ve halkının desteğini almadan dört yıl boyunca görevde kalmasının mümkün olmadığına vurgu yaptı.

l Esad özellikle de Suriye’nin ABD ve Avrupa devletlerinin geneline ek olarak aralarında komşu devletler olan Türkiye ve Ürdün dahil çok sayıda bölge devleti tarafından hırçın bir savaşa maruz kaldığına dikkat çekti. Kimi Arap körfez ülkelerinin de Suriye’ye karşı savaş için milyarlarca dolar harcadıklarına işaret eden el Esad; Suriye halkının desteği olmaksızın tüm bunların karşısında direnmenin kesinlikle mümkün olmadığına vurgu yaptı. El Esad süpermen haricinde kimsenin bunu başarmasının mümkün olmadığını, Suriye’de de süpermenin bulunmadığını ifade etti.

Tüm bunların Suriye halkının, cumhurbaşkanını desteklediğini kanıtladığına vurgu yapan el Esad; burada Suriye halkının büyük çoğunluğundan söz edilmesiyle halkın büyük çoğunluğunun daha fazla teröre maruz kalmak için cumhurbaşkanını desteklediklerinden söz etmenin mantıksızlığın alası olduğunu belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; bu konuda Suriye halkının ‘gerçekçi bir vizyona sahip olmadığının’ iddia edilmesiyle bu halka büyük bir suçlama yapılmakta olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı el Esad gerçekte Suriye halkının; krizin başından beri yaşanan olayların hakikatini idrak ettikleri için cumhurbaşkanını desteklediklerini belirtti. Suriye halkının yaşanmakta olan olayların Katar’ın Suriye’de sözde devrim propagandası oluşturmak için gösterilere harcadığı büyük paralarla birlikte daha sonra Katar ve Suudi Arabistan’ın terör örgütlere lojistik, para ve askeri desteklerinden dolayı yaşandığını bildiklerine dikkat çeken el Esad; Suriyelilerin Türkiye hükümetinin de teröristlere desteğini görüp idrak ettiklerinin altını çizdi. Ürdün ve Lübnan’da kimi tarafların da teröre desteklerinin Suriyeliler tarafından bilindiğini ifade eden el Esad; Suriye halkının tüm bunları bilmesiyle cumhurbaşkanı ve vatanı desteklediklerini söyledi.

El Esad asıl meselenin Suriye’de cumhurbaşkanı yada onun görevde kalmasıyla kesinlikle ilgisi olmadığının altını çizdi.
Asıl sorunun ‘IŞİD’ ve Kaide Örgütünün Suriye’de bulunmaları  ile cumhurbaşkanının bulunması arasındaki ne gibi bir ilişki olduğuna dikkat çeken el Esad; örnek olarak Amerika’da 11 Eylül olayları ile o zamanda ABD başkanı Bush’un varlığına işaret etti.

Sözlerine devam eden el Esad gerçekte Suriye’de mevcut olan ve desteklenen terör ile cumhurbaşkanı arasında hiçbir bağlantının olmadığını vurguladı. Bunun aksini iddia edenlerin bu gerçeği iyi bir şekilde bildiklerini ifade eden el Esad; fakat yine de yalan ve asılsız iddialarda bulunmaya devam etme ısrarında olduklarını söyledi. Meselenin daha önce ifade ettiği gibi hatalarını itiraf etme cesaretine sahip olmadıklarından ibaret olduğuna dikkat çeken el Esad; onların Suudi Arabistan, Katar ve daha başka devletlerdeki cahil yetkililere dayanarak tutum sergilediklerini ve şu anda hatalarını itiraf etmekten çekindiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı el Esad Suriye’de yaşanan ve yaşanmakta olan olayların asıl nedeninin, kimi tarafların petrodolar karşılığında tutum ve ilkelerini satmalarından kaynaklı olduğunun altını çizerken, gerçekte iddia edildiği gibi Suriye’de cumhurbaşkanının kalması yada gitmesiyle hiçbir ilgisinin olmadığını vurguladı.

Halk Kendisini Katleden Bir Cumhurbaşkanını Desteklemez

Halkına karşı toplu katliamlar işlediği yönündeki ithamlara ilişkin soruya cevabında el Esad; bir kez daha Suriye halkının büyük çoğunluğunun cumhurbaşkanı olarak kendisini desteklediğine dikkat çekti. El Esad halkına karşı katliam işleyen ve halkını öldüren bir cumhurbaşkanının halkı tarafından desteklenmesi yada bu koşullar altında direnmesinin kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

Halkı ve tüm dünyanın karşısında olduğu bir cumhurbaşkanının görevde nasıl kalacağı sorusuna işaret eden el Esad; bu yöndeki ithamların mantık ve gerçekten oldukça uzak olduğunu belirtti.

El Esad kendisinin halkıyla birlikte vatanı savunduklarını, bundan dolayı da halkın desteğini aldığının altını çizerken, meselenin Suriye’de cumhurbaşkanı ile ilişkisi olmadığını, aksi halde Kaide, IŞİD ve daha başka terör örgütlerinin Suriye’de bulunma sebeplerini bir kez daha ifade etti.

Sözlerine devam eden el Esad kim olursa olsun hiç kimsenin aynı anda dünya ülkelerinin çoğunluğuna ilaveten halkına ve teröre karşı mücadele etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Suriye IŞİD ve Her Türlü Teröre Karşı Savaşmaktadır

IŞİD’in ortağı olmasının yanı sıra Suriye ordusu ile IŞİD arasında savaşın olmaması konusundaki suçlamalara ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun mantıksızlığın alası olduğunu belirtti.

El Esad; Suriye askerlerini öldürmesi ve askeri üsleri ele geçirmesi için IŞİD’i desteklemesinde nasıl bir çıkarı olabileceği sorusuna dikkat çekerken suçlamalarda mevcut çelişkiye dikkat çekti.

Batıda ‘Suriye’nin, ABD’nin IŞİD mevkilerini bombalamasından faydalandığı’ yönünde de başka ithamların bulunduğuna işaret eden el Esad;  iki suçlama arasındaki çelişkilere ışık tuttu.

El Esad tüm suçlamalara rağmen ortada sadece bir gerçeğin bulunduğunu vurguladı. Bu gerçeğin de Suriye’nin gerek IŞİD, gerek Nusra Cephesi ya da gerekse başkaları olsun tüm teröristlere karşı savaştığından ibaret olduğunun altını çizdi.

El Esad; kendisinin ya da Suriye’nin IŞİD yada başka herhangi bir terör örgütünü desteklediğini iddia etmek için hiçbir geçerli veya mantıklı bir gerekçe olmadığına vurgu yaptı.

Vahhabilik, Bölgede Terörün Temel Temelini Oluşturuyor

Radikal İslam’ın yayılmasına ilişkin soruya cevabında el Esad; “Bizler ılıman Müslümanlar olarak, bu radikalliği İslam olarak görmüyoruz. İslam olsun, Hıristiyanlık olsun veya Yahudilik olsun; hiçbir dinde radikallik yoktur. Radikallik olduğunda bu tamamen dinden sapmadır.” dedi.

Sözlerine devam eden el Esad; fakat ‘radikal İslam’ın yaklaşık 40 yıldır Suudi parlarıyla bölge halklarının zihinlerine ekilmeye başlandığını söyledi. El Esad Suudililerin petrodolarla İslam’ın vahhabi yorumunu yaymaya çalıştıklarını ifade etti. Vahhabiliğin gerçek İslam’dan ciddi derecede sapmış ve oldukça radikal olduğunu ifade eden el Esad; bölgede de terörün temelini teşkil ettiğini belirtti.

Dolayısıyla dini okullar ve radikal televizyon kanalları aracılığı ile bu yönde para akışının devam ettiği sürece tabir edildiği gibi ‘radikal İslam’ın devam edeceğini belirten el Esad; sadece bölgede değil Avrupa’da da yayılacağını vruguladı.

Paris’te gazeteye yönelik saldırının iddia edildiği gibi Hz Muhammed’e ilişkin karikatürlerin yayınlanmasına intikamdan ibaret olmadığını vurgulayan el Esad; bölgede mevcut radikal terör senaryosunun bir parçası olduğunu söyledi.

El Esad tüm bu teröre yol açan radikalliğe akıtılan paralar kesilmeden bu önüne geçilmesinin zor olduğunu ifade etti.

Yeniden Yapılanma Süreci Suriye Ekonomisinin Büyük Bölümünü Oluşturacak

Yaz aylarına savaşın ana operasyonlarının sona ereceği ve yeniden imar sürecinin başlatılacağına ilişkin açıklamalarının hala geçerli olup olmadığına ilişkin soruya cevabında el Esad; savaş yaşayan herhangi bir ülkede ekonomide en önemli alanın yeniden imar olduğunu belirtti.

El Esad dolayısıyla yeniden imarın Suriye ekonomisinde en büyük bölümü alacağını söyledi. Meselenin sadece altyapı ve hizmet kurumlarında sınırlı kalmadığına işaret eden el Esad; yeniden imarda insan ve ideolojisini yeniden yapılandırmanın önemine vurgu yaptı. El Esad bu konuda sadece ekonomiden söz ettiğini söyledi.

Suriye Halkı, Kanlarının Akıtılmasına Yol Açan Devletlerden Şirketlerin Yeniden İmara Katılımını Kabul Edemez

Şu an Suriye’de savaşı destekleye ve yıkıma neden olan devletlerin genelinin, yeniden imar sürecinin başlamasıyla maddi çıkar için akın etmesiyle hangi devletlere izin verileceğine ilişkin soruya cevabında el Esad; Suriye’nin bu konuda şüphesiz planları bulunduğunu ifade etti.

Suriye’de birçok bölgede ulusal uzlaşmanın yapıldığı ve bu bölgelerde yaşamın normale dönmesi çalışmaları yürütüldüğünü belirten el Esad; bunun da uzun süreçli bir plan olup çok daha geniş bölgeleri kapsadığını açıkladı.
Suriye’de yeniden imar sürecine katılacak devlet konusunda ise el Esad, şüphesiz bu sürecin herkese açık olmayacağını ve Suriye’nin seçici davranacağını belirtti.

El Esad Suriye halkının; kendisine ve vatanına yönelik savaşta dire yada dolaylı olarak parmağı olan devletlerden şirketlerin yeniden imar sürecine katılmasını kabul etmeyeceğini belirtti. Çek Cumhuriyetinin Suriye ile ilişkilerini kesmesi amacıyla tüm baskılara rağmen tutumunu mümkün olduğunca koruduğuna işaret eden el Esad; Çekli şirketlerin yeniden imara katılacaklarını söyledi.

Ulusal Uzlaşma Kapıları Her Zamandan Daha Çok Açıktır

el Esad 2Suriye’de dört yıl süren savaş ardından ulusal uzlaşma ihtimalinin zorluğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; ulusal uzlaşmanın birçok bölgede başarı kaydettiğine dikkat çekti.

El Esad; Suriyelilerin bu konuda sırf hayal yada temennilerden ibaret şeylerden söz etmediklerini ifade etti. Ulusal uzlaşma çabalarının başlangıcında Suriyelilerin bir dizi soruyla karşı karşıya kaldıklarına işaret eden el Esad; tüm bu dökülen kanların ardından her şeyi unutup uzlaşmaya geçmenin zor görüldüğüne dikkat çekti. El Esad çok sayıda silahlı grubun uzlaşma çabaları kapsamında normal yaşamlarına döndüklerini belirtti.

El Esad bunun kolay olmadığını, fakat gerçekte ve pratikte birçok bölgede ulusal uzlaşmanın başarı kaydettiğini ve diğer bölgelerde de çabaların iyi yönde olduğunun altını çizdi.

Bu yöndeki zorluğun muhtelif cemaatlerin varlığından kaynaklandığına dikkat çeken el Esad; nitekim birçok bölgede de IŞİD ve Nusra Cephesi gibi teröristlerin bu çabaları sabote ettiklerini söyledi.

El Esad silahlı eylemlere katılan Suriyelilerin büyük bir kısmının Suudi Arabistan ve Katar paraları karşılığında Türkiye’de ihvancı Erdoğan ideolojisini yayma hatalarını idrak ettiklerine dikkat çekti.

Her şeye rağmen Suriye’de şu an ulusal uzlaşma kapılarının her zamandan daha çok açık olduğunu belirten el Esad; zamanla Suriyelilerin daha büyük bir bölümünün bu yönde ilerlemenin doğru olmadığını idrak edeceklerini ve ulusal uzlaşmalara yöneleceklerini ifade etti.

Muhalefet Dış Güçlere Yada Ajandalara Değil, Vatanına ve Halkına Hizmet Etmelidir

uriye hükümeti ile muhalefet temsilcileri arasında bu ayın sonunda Moskova’da yapılacak temaslardan beklentilerine ilaveten Rusya’nın girişimine ilişkin soruya cevabında el Esad; Rusya’nın, teröre karşı savaşında Suriye’yi desteklediğine dikkat çekti. El Esad bunun da önemli bir durum olduğunu ve siyasi süreç önünde kapıları açtığını belirtti.

Suriye’nin siyasi çözüm yönünde hiçbir fırsatı kaybetmeme özeninde olduğunu belirten el Esad; bu yönde başarının kaydedilmesinin güzel olacağını, aksi halde kaybedecek bir şey olmadığını söyledi.

El Esad dolayısıyla Suriye’nin Moskova’ya diyaloga girmek için değil de, anlaşmazlık içinde olan bu şahsiyetlerle diyalogun başlaması halinde temel ilkeler üzerinde tartışmak için gideceğini açıkladı. El Esad tartışılacak konular arasında Suriye’nin bağımsızlık ve egemenliğine saygı, ulusal birliği, terör örgütlere karşı mücadele, ordunun desteklenmesi ve teröre karşı savaş gibi konuların yer alacağını açıkladı.

Beklentileri konusunda ise el Esad mantıklı ve gerçekçi olma gereğine dikkat çekti. Moskova’da partilerle değil de şahıslarla muhatap olunacağına işaret eden el Esad; fakat temelde siyasi anlamıyla muhalefetin şahıslardan değil, partilerden ibaret olduğunun altını çizdi. Bir başka anlamla muhalefetin yurtiçinde halk temsilcileri yada parlamenterleri olması gerektiğine dikkat çeken el Esad; yada en azından halk kitleleri arasında etkileri olmaları gerektiğini belirtti. El Esad muhalefetin gerçek anlamda dış güçlere yada yabancı ajandalara değil de, kendi vatanı ve halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ve bu yönde çaba harcaması gereğinin altını çizdi.

Sözlerine devam eden el Esad; oysaki muhatap olunacak şahsiyetlerin bir kısmının yurtsever olduğunu, diğer kısmının ise Suriye’de ciddi sayılabilecek hiçbir halk etkisine sahip olmadığını ifade etti. El Esad bu şahsiyetlerin bir diğer kısmının da tamamen Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, Fransa ve daha başka devletlerin elinde bir kukla olduklarını, vatan ve halkının çıkarlarına da çalışmadıklarını vurguladı. Bir başka bölümünün ise tamamen radikal ideolojiye sahip olduğuna dikkat çeken el Esad; dolayısıyla Moskova’da yapılacak temasların başarısı ya da başarısızlığı konusunda önyargılı davranmanın doğru olmayacağını söyledi.

Her şeye rağmen Suriye’nin; Moskova2nın bu girişim ve çabalarını büyük bir şekilde desteklediğini belirten el Esad; hükümetin temaslara gideceğini ve katılacak şahsiyetleri dinleyeceğini söyledi. El Esad; vatan ve halk çıkarlarına hizmet edecek tüm adım ve önerilerin dikkate alınıp bu yönlerde ileri adım atılacağını, aksi halde ciddiye alınmayacağını belirtti.

Türkiye Hükümeti ABD’nin Müttefiki Değil, Kuklasıdır

Rusya ve ABD’nin ilk defa çözüm konusunda koordinasyonda bulunmaları ışığında Moskova temaslarının Suriye’de savaşın sonlandırılmasının ilk adımı olup olmayacağı konusunda el Esad; Rusya ile Batı arasında herhangi bir güzel ilişkinin bölge davalarına olumlu yansıyacağını söyledi.

Sözlerine devam eden el Esad; fakat her şeye rağmen Suriye’de çözümün şüphesiz bizzat Suriyeliler arasında olması gerektiğinin altını çizdi. Uluslar arası ilişkiler ve etkileri konusunda ise el Esad bu konuda ciddiyetin önemine vurgu yaptı.

Rusya ve ABD arasında ortak bir tabanın olması konusunda ise el Esad; bunun nasıl bir yapıya sahip olduğu ve ABD’nin ne derecede ciddi olduğu sorusuna işaret etti. ABD’nin şu ana dek IŞİD’e karşı sözde savaşında ciddi olmadığını belirten el Esad; Rusların ise teröre karşı savaşta kararlı olduklarının altını çizdi.

Aynı zamanda ABD’nin Türkiye hükümeti Suudi ve Katar rejimlerine etkilerinde de ciddiyetini sorgulayan el Esad; söz konusu bu tarafların ABD’nin müttefikleri değil de kuklaları olduğunun altını çizdi. El Esad ABD’nin ciddiyetinin, söz konusu bu rejimlerin teröre muhtelif tür desteklerini kesmeleri için etkisini kullanıp kullanmayacağına bağlı olduğuna dikkat çekti.

El Esad; dolayısıyla bu sorulara açık bir cevap bulmadan Rusya ve ABD arasında ortak bir tabandan söz etmenin mümkün olmadığının altını çizdi.

ABD’nin şu an sadece zaman kazanmaya çalıştığına işaret eden el Esad; Rusya’dan da Suriye’ye baskı uygulamasını istediğini açıkladı. ABD’nin halkların iradesine ve devletlerin egemenliğine saygı duymasıyla birlikte terörle mücadelede ciddi olduğunu kanıtladığı zamanda Rusya ile ortak bir taban arayışında olduğunu söz etmenin mümkün olacağını söyleyen el Esad; çünkü Rusya’nın asıl amacı ve çabasının bu bağlamda olduğuna dikkat çekti.

Check Also

Cumhurbaşkanı Esad, “Hıristiyan Teolojisi, Dini ve Felsefi Araştırmalar” Üniversitesi’ni Kuran Bir Yasa Çıkardı

ŞAM (SANA) – Cumhurbaşkanı Beşşar Esad bugün, “Hıristiyan Teolojisi ve Dini ve Felsefi Araştırmalar Üniversitesi” …