BEYRUT –Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat, Suudi ve Batılı öldürme makinesinin ahlaki veya dini hiçbir müeyyidesi olmayan bir şekilde Suriyeli vatandaşların kanını akıtmaya devam etmesinin, Suudili ailenin siyasi yolu ile Abdulaziz oğullarının İsrail ile koalisyon derecesine ve Necd ile Hicaz’daki halkımızın paralarını sorumsuzca harcamalarına kadar varan politikalarına karşı gelen Arap yönetimlerinin görüşlerini reddetmekle şahsi boyutuna varması yanı sıra, Suriye’nin izlediği hegemonyacılığa düşman ve direnişçi rolü arasında gelen büyük anlaşmazlıklardan geldiğini belirtti.
“Suriyeli vatandaşları neden öldürüyorlar? Suriyeli vatandaşların kanlarının akmasını durduracağız” başlığı altında Lübnanlı el Binaa Gazetesinin yayınladığı makalesinde Mikdat, bütün Suriyeliler hakkında işlenen suçların sorumluluğunu, vahhabiler, ihvancılar, kaide ve IŞİD gibi Suriye düşmanları ile Receb Tayyip Erdoğan, Paris, Londra ve Washington’daki diğer katiler gibi destekçilerin üstleneceğini vurguladı ve tarihin zaman ne kadar uzarsa uzasın Suudi ailenin terörü finanse etmesi ve katilleri silahlandırmasını affetmeyeceğini söyledi.
Mikdat, sözde “İslam ordusu”, “özgür ordu”, “Nusra Cephesi” ve Kaide kollarından bütün canilere milyarlarca dolar ile silah sunan Suudililer, Suriyelilerin seçeneklerini Başkanlarından yana kullandıklarını idrak edemedi mi? Bütün paralarının ve hatta terörü destekleyen dostlarının bütün paralarının Suriye’yi boyun eğdirmede işe yaramayacağı kanaatine varmadılar mı? Şam’ın gaz, katil veya bir tekfirciye boyun eğmeyi kabul etmeyeceği için teslimiyete asi olduğunu, batıdaki beylerinin ikna olduğu gibi ikna olmayacaklar mı? Sorularını dile getirerek, arkasında büyük bir halkın durduğu ve zafer sağlanıncaya kadar destekleyeceği Kahraman Suriye Ordusunun ne teslimiyeti nede zehirli para ve düşmanların hegemonyacılığına köleliğe teslim olmayı kabul etmeyeceğini vurguladı.
Arap ümmetinin büyük ulusalcı ve vatansever Lübnan eski Başbakanı Ömer Kerami’yi kaybetmesiyle hedef ve dava birliğini, okların her zaman ortak düşmanımız olan “İsrail”e yönlendirilmesi gereğini her zaman hatırlayacağına dikkat çeken Mikdat, IŞİD, Nusra Cephesi ve Kaide ile kara bayraklarıyla mücadele eden kardeş Lübnan’ın, halk birliğini, tek düşmanla mücadele için Suriye’deki kardeşleriyle kaynaşmasını pekiştirmek, ortak direnişimizin her iki kardeş ülkemizin uygar ve insani rollerine yansıyacak şekilde yoluna devam edeceğini ifade ederek makalesini noktaladı.