İdlib Konusundaki Çarpıtma Hamlesi Nifak Mekanizmalarının Bir Parçasıdır

ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat Suriye’nin; İdlib İlinin tamamında terörü tamamen yok etme ve orada bulunan sivillerin terör zorbalığından kurtarılmalarında kararlı ve azimli olduğunu, bu kararlılığından hiçbir koşul altında caymayacağını vurguladı.

Suriye Televizyonu ile mülakatında Bakan Yardımcısı Mikdat; İdlib konusunda yürütülen gerçekleri çarpıtma kampanyasının ABD, bir kısım Batılı devletler ve onların bölgedeki kukla rejimlerinin nifak mekanizmalarının bir parçası olduğunu vurguladı.

Mikdat Suriye devletinin; İdlib’te iki milyon Suriyelinin, aralarında çok sayıda yabancı kiralık teröristin bulunduğu radikal teröristlerin pençesi altında acılar çekmeye devam etmeleri karşısında seyirci kalmasının kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

İdlib ve halkının mutlaka terörden kurtarılacağını vurgulayan Mikdat; bunun ulusal uzlaşma yolları ya da askeri operasyonlarla yapılacağını, Suriye’nin bu yöndeki kararlılığından hiçbir koşul altında caymasının mümkün olmadığını ifade etti.

Bakan Yardımcısı Mikdat bir kısım devletlerin kimyasal silah kullanımına ilişkin asılsız iddialarda bulunup Suriye devletini suçlama çabalarının tüm dünyaya karşı tehlike teşkil eden ve uluslar arası terör örgütleri listesinde yer alan Nusra Cephesi ve IŞİD’e destek ve koruma amaçlı çabalardan başka bir şey olmadığını belirtti.

Mikdat Suriye ordusunun teröre karşı operasyonlarında kimyasal silah kullanma ihtiyacı olmadığını, teröre karşı zaferler kaydettiği bir zamanda bu gibi asılsız iddiaların amaç ve gayelerinin de artık herkes tarafından bilindiğini ifade etti.

Batılı devletler ve bölgedeki kukla rejimlerin sekiz yıla yakın süredir Suriye ve halkına karşı planlarında başarısız kalmalarını irdelemede zorlandıklarını belirten Mikdat; bunun için yalan ve iftiralarla oyun kartlarını yeniden karmaya çalıştıklarını ifade etti.

Öte yandan Mikdat; Birleşmiş Milletlerde karar mekanizmasının bir kısım hegemonyacı devletlerin kontrolünde olmasıyla BM genel kurulunun artık dünya güvenliği ve istikrarına tehlike teşkil etmeye başladığını ifade etti.