Kızılay Örgütü Bütün Zor Koşullara Rağmen Görevini Aktif Bir şekilde Sürdürüyor

ŞAM – Yaşanmakta olan krizin başlamasından bu yana Suriye Kızılay Örgütünün aldığı uluslararası yardımların yaklaşık %40 oranında azalmasıyla birlikte ülkede insani yardım çalışmalarını hedef alan meydan okumalar ve terör saldırılarında ciddi bir artış oranı gözlemlendi.

Bütün bu olumsuzlukların gölgesinde üstlendiği aktif misyonla teröre ve karanlık düşüncelere karşı direnişi güçlendiren önemli bir unsur olmayı başaran Kızılay Örgütü, Suriye halkının yaralarını sarmaya ve en zor zamanlarda umut ışığı olmaya devam ediyor.

Vatan topraklarının bütün bölgelerine dağılmış olan 80 şubesi aracılığıyla aylık ortalama 475 sepet insani yardım ve gıda dağıtan Kızılay Örgütü, köklü geçmişini ve gücünü bütün dünya nazarında kanıtlamış oldu.

Kızılay Örgütü Başkanı Abdurrahman el Attar; uluslararası yardımların %40 oranında azalmış olmasına rağmen Hükümetin verdiği destekle bu açığın büyük oranda kapatıldığına işaret ederek ayrıca yardımların dağıtılması çalışmalarında hükümetin sağladığı kolaylık ve imkanların da halkı yaralarının sarılmasında hayati bir önem taşıdığını beyan eti.

Suriye halkının yardımsever ve insani değerlerle yoğrulmuş kültürünün yansıması olan gönüllü çalışanların da Kızılay’ın başarısında önemli bir payı bulunduğuna değinen Attar; yaklaşık 11 bin kişinin gönüllü olarak Kızılay çatısı altında çalışmakta olduğunu belirterek ayrıca bu çalışmalar kapsamında 38 kişinin terör saldırıları sonucunda şehit düştüğünü vurguladı.

Kızılay çalışmalarının sadece yardım sepeti dağıtmakla sınırlı olmadığını ifade eden Attar; ülke genelinde kurulan 40 sağlık merkezi ve gezici sağlık ekipleriyle ihtiyaç sahiplerine tıbbi yardım ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere insan hayatının her alanına hitap eden yardımların da Kızılay çatısı altında sunulduğunu vurguladı.

Check Also

Suriye, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzeltilmesi için samimi çaba gösteren kardeş ve dost ülkelere teşekkür ve takdirlerini ifade ediyor ve iki ülke arasındaki normal ilişkinin geri dönüşünün, iki ülkenin güvenlik, emniyet ve istikrarının temeli olan 2011 öncesindeki durumun geri dönüşüne dayandığını vurguluyor