BEYRUT – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat, Fransa Başkanı François Holland ile Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın terör, saldırı ve baskılar önünde dimdik ayakta duran Suriye’ye yönelik planlarını uygulamaları için harcadıkları çaba ve girişimlerinin temel başlığının “bariz başarısızlık” olduğunu belirtti.
Lübnanlı el Binaa Gazetesinin yayınladığı haftalık makalesinde Mikdat, Türk ve Fransız politikacıları nezdinde kökleşmiş nifaklarına delalet eden şeyin, Fransa’nın daha dün Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine geçişini menetmek için bir hamlenin başını çektiğini, Ermenistan halkına karşı soykırımlar işlemekle itham etmesi ve Türk halkını Avrupa uygarlığının bir bölümü olmadığını saydığına, karşı tarafta Türk hükümetinin de bundan az kalır tarafının olmadığını, Fransızların yaptıklarını yaşayanlar ve Türk tarafının tepkilerinin karşılıklı sert medya hamleleri ve tutumların tırmandığını hatırlayacağına dikkat çekti.
Mikdat, Paris ve Ankara’nın aralarındaki ilişkiyi sarsan kasırgadan şimdiye kadar çıkmadıklarını öyle ki, buna yol açan meselelere yönelik değişikliğin olduğuna dair hiç bir tutuma tanık olmadıklarını, bunun da bizleri değişen etmenin, Suriye’ye yönelik savaşın Türkiye ve Fransa tarafından desteklenen ve yönetilen terör savaşına yönelik her iki ülke başkanının tutumlarıyla doğrudan bağlantılı olan siyah kin ve nifaklı tutumlarına bürünmeleri olduğunu ekledi.
Mikdat, terör savaşının birleştirdiği Suriyelilerin, Türk rejiminin teröristleri desteklediğini, silahlandırdığını ve barındırdığını tarihe yazacaklarını vurgulayarak, Erdoğan hükümetinin Amerikan ve İsrail istihbaratlarıyla, bazılarının bugün Erdoğan’ın Osmanlıcılık hilafetini kurma hazırlıkları yolunda, Müslüman kardeşlerle onlarla birlikte duranları Arap ülkelerinde yönetim koltuğuna oturtmak için “Arap baharı” olarak adlandırılan oluşumla entrikalara girdiğine dikkat çekti.
Mikdat, Arap vatanı dahilinde ve haricinde sömürgecilik adımını atmaya can atan Fransa politikasının pusulayı kaybetmesi, yolsuzluğa ve seçimleri bilinen körfez, şahıs ve başka ülkelerin paralarıyla satın almasına karıştığına işaret ederek Fransız politikacıların halen orta çağlarda yaşayan ve rejimleri silahlandırmaktan utanmayacaklarını, bütün Fransız politikacıların tek hedeflerinin Fransız ve Suudililerin ceplerinde “yolsuzluk kokularının” çıktığı silah partilerini imzalama hedefi taşıdığına dikkat çekti.
Holland ve Dışişleri Bakanının Suriye’de terörü destekleyen ülkelerle olan “aşağılık ittifaklarını” derinleştirdiklerini ve Suriyelileri öldüren silahlı terör örgütleriyle olan ilişkilerini pekiştirdiklerini, öyle ki Holland ve Erdoğan’ın sorumsuz ve pervasız politikalar izlemekle Suriye devletine karşı savaşmak ve onu parçalamaya devam eden temel göreve dayalı yeni bir ittifak üzerinde anlaştıklarını vurguladı.
Mikdat, Erdoğan ve Holland’ın Halep’teki teröristlerinin düşmelerinin yaklaşması ve bu teröristlerin işledikleri katliamlardaki rollerinin açığa çıkmasına yönelik “histerik ve baş dönmesine” tutulduklarını, Halep’i sevdikleriyle ilgili yalan iddiaları ve timsah göz yaşları dökmelerinin söz konusu kent için değil Halepli vatandaşların ve kahraman Suriye Arap Ordusunun darbeleri altında inleyen ve onların peşini bırakmayan teröristleri için olduğunu açıkladı.
Mikdat, IŞİD ve kardeşlerinin Halep kentine yönelik hegemonyalarının devam etmesini isteyenlerin terör, katil ve yol kesen çetelerle birlikte durduğunu, Türk rejimi ve Fransız ortaklarının seçtiği tavrın bu olduğunu, IŞİD terörü ile Halepli vatandaşlarımıza yönelik istibdadını bitirmek isteyenin önünde, Halep’te zafere ulaşacak daha sonra sırasıyla Rakka, Ayn el Arap, İdlib, Homs, Hama, Deyrezzor, Kunaytra, Dera ve Suriye’nin geri kalan topraklarında zaferle birleşecek olan Suriye Arap Ordusunu desteklemesinden başka alternatifinin olmadığını ifade ederek makalesini noktaladı.