Dünyanın En Cömert, İnsanlığın En Asil İnsanları

ŞAM – Şehitlik malıyla, canıyla Allah yolunda, O’nun dinini yüceltmek, sahibi olduğu yurdunu, vatanını, ırz ve namusunu korumak amacıyla savaşan kimselere; niyet ve gayretlerini kanlarıyla mühürlemiş olmaları sebebiyle Allah’ın verdiği bir unvandır.

İnanç kültürümüzde özel bir yeri ve yüce bir değeri olan şehitlik, yüce dinimizin önemsediği ve teşvik ettiği bir rütbedir. İnsan çalışarak pek çok rütbe ve unvan elde edebilir. Bu rütbelerin başında hiç şüphe yok ki, şehitlik ve gazilik gelir. Çünkü bu rütbeler hayat karşılığında elde edilir ve inançla kazanılır. Hem Hakkın, hem de halkın nezdinde şahadet mertebesine yükselmek, büyük bir mazhariyettir.

Vatan insan için özellikle bir millet için mutlak gereklidir. Çünkü din, namus, şeref ve bağımsızlık gibi kutsal değerler ancak vatan sayesinde, hür ve özgürce korunur ve yaşanır. Bu sebepledir ki, atalarımız bu vatan için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış, kanlarını akıtarak onu düşmana teslim etmemişler; uğruna ölmeyi şeref bilmiş ve severek isteyerek şehit olmuşlardır. Yavrusu şehit olan analar, oğlu şehit olan babalar “Vatan sağ olsun” diyerek evlatlarının şahadetiyle teselli bulmuşlardır.

İnsanlık tarihi boyunca toplumlar tarafından özenle yaşatılan kimi değerler vardır ki, bunlar fıtratı kokuşmamış, insani değerlerini yitirmemiş hemen her toplum tarafından benimsemek, sahip olmak veya korumak hususunda hassas davranılmış, üzerinde ittifak edilmiş değerlerdir. Bu değerler yaşama hakkını koruma, ailesini, inançlarını, namusunu vb. insani değerlerini koruma olarak özetlenebilir.

Bütün bunların yaşatılabilmesi, ayakta tutulabilmesi ve korunabilmesi için gerekli olan en önemli ihtiyaçlardan birisi vatandır. Vatan en genel anlamıyla; insanın fert, toplum yada millet olarak üzerinde her türlü fiziki, manevi ve kültürel yaşamını devam ettirebileceği, kendisine has olan bir toprak parçasıdır.

İlk insandan itibaren insanlık tarihi boyunca toplumlar oluştukça, gelişip ayrıştıkça vatan edinme duygusu daha da gelişmiş ve uğrunda can verilecek kutsal bir değer halini almıştır.

Vatan ve onun üzerinde huzurlu, hür, bağımsız olarak yaşayabilme uğruna verilen mücadele insanlık tarihi boyunca kahramanlık, yiğitlik payesi olarak hissedilmiş, benimsenmiş ve o’nun uğrunda alınan yaralar ile gazilik gibi saygın bir konuma, verilen can ile ise şehitlik gibi gıpta edilen ve her isteyenin ulaşamadığı kutsal bir makama ulaşılmıştır.

Bu anlayış Müslüman toplumlar da olduğu kadar diğer ahiret inancı ve bilinci var olan din yada anlayış mensupları içinde böyledir.

Hatta bu kavramlar hayatı sadece dünya hayatı olarak kabul eden, öldükten sonra dirilme gibi bir inanca sahip olma hususunda var olan fıtri duyarlılıklarını bastıran, uyuşturan, ayılma reflekslerini duymazdan, görmezden gelen inkarcı, ateist; din tanımaz kişi yada toplumlarca’da benimsenmiştir. Siyasi, sosyal, liberal v.b. anlayışlar tarafından bile önemsenip vazgeçilmez bir dinamik olarak toplumların motivasyonunda hep özenle kullanılmıştır.

Müslüman toplumların gerek din, vatan, özgürlük vb. değerlerine yapılan haksız ve zulümkar saldırılara karşı onların yanlarında yer alarak; inancımızın bize kardeşler kıldığı insanların acısını acımız, mağduriyetlerini mağduriyetimiz bilmek şuuru ile Allah’ın rızasını kazanabilme adına, keza; diğer mazlum ve mustazaf insanların mal, can ve namuslarına karşı yapılan müstevli saldırılara karşı mücadele ederken ölüme tanık olmak ta şahadet kanadını takınabilmek ve şerbetini içebilmek için bir vesile kapısı olabilir.

Üzerinde İslami inanç ve değerlerin özgür ve bağımsız bir şekilde, huzur ve güven içerisinde yaşanılabilecek bir vatanı kurmak, korumak ve savunmak için yada yaşamakta olduğumuz vatanı adaletin, barışın, huzurun, güvenin, bağımsızlığın ve kullara kulluk zilletinden kurtularak yalnızca Allah(cc) a kul olma izzet ve özgürlüğünün doyasıya yaşandığı bir saadet iklimine dönüştürebilmek için iç ve dış düşmanlara karşı mücadele verirken ölümü tatmak ta şahadet tacını giymemize vesile olabilir.

Bu güzelim aziz vatanı korumak için devlet için, vatan ve millet için, bayrak için toprak için canını kanını feda eden, bu milletin birlik-dirlik içinde yaşaması, huzurlu ve mutlu olması için, cennet vatanı bizlere miras bırakan aziz şehitlerimizi minnetle, şükranla anıyor, Yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun…

Check Also

İsrail’in Sınır Kapılarına Yönelik Saldırganlığı Sonucu Homs Ve Tartus Kırsalındaki Köprülerde Büyük Hasar Oluştu

TARTUS – HOMS (SANA) –  İsrail’in dün geceki menfur saldırganlığı, Homs’un batı kırsalındaki El Dabusiyah, …