Zateri ve Hbubati Doğu Ğuta ve Afrin’deki İnsani Durumlara Işık Tuttu

ŞAM – Birleşmiş Milletlerin Suriye’deki daimi koordinatörü ve insani işler koordinatörü Ali Zateri; Şam kırsalı Doğu Ğuta ve Halep kırsalı Afrin Bölgesinde mevcut insani durumları iyileştirme amaçlı olarak Suriye hükümeti, Kızılay Örgütü, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, uluslar arası örgütler ve sivil toplum faaliyetleri arasında yoğun ve sıkı bir işbirliğinin mevcut olduğunu belirtti.

Başkent Şam’daki Four Seasons Otelinde Kızılay Örgütü Başkanı Halit Hbubati ile düzenlediği ortak basın toplantısında Zateri; Doğu Ğuta’da radikal teröristlerden kaçıp Suriye ordusuna sığınan sivil vatandaşların gıda, sağlık ve barınak gereksinimleri gibi ihtiyaçlarını karşılama amacıyla 200 birimin temin edildiğini söyledi. Zateri aynı zamanda 100 binden fazla kişiye hizmet edecek kapasitede 30 bin kişisel temizlik ve yemek biriminin temin edildiğini belirtti.

Sağlık hizmetleri için 50 ekibin hizmet verdiğine dikkat çeken Zateri; sivil vatandaşların tüm temel gereksinimlerinin temin edilmesi için Suriye hükümeti, Kızılay Örgütü ve BM örgütlerinin olağanüstü bir çaba harcadıklarını kaydetti.

Zateri Doğu Ğuta ve Afrin bölgelerinden çıkan terör mağduru ailelerin tüm temel gereksinimlerinin temin edilmesi için 150 milyon dolardan fazla finansa ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. BM yetkilisi Suriye’de insani gereksinimlerin temin edilmesi için gerekli finanstan şu an sadece %6’sının mevcut olduğunu söyledi.

Halep kırsalında Türkiye güçleri ve onlara tabi kiralık teröristlerin saldırıları nedeniyle mevcut insani durum konusunda ise Zateri; 180 binden fazla vatandaşın Afrin’den Tel Refat ve civarındaki köylere tehcir edildiklerini belirtti. Zateri saldırıların Tel Refat’a uzanması halinde büyük bir insani facianın yaşanmasından endişe duyduğunu kaydetti.

BM ekibinin önümüzdeki hafta Rakka Kentine girme onayı aldığını açıklayan Zateri; Suriye Kızılay Örgütü ve Kızılhaç Komitesi ile işbirliği içinde yapılacak çalışmaların ABD güçleri ve onlara tabi terör örgütlerin bulundukları Rekban Bölgesindeki kampı da kapsayacağını belirtti.

Suriye Kızılay Örgütü Başkanı Hbubati ise basın toplantısında; Doğu Ğuta ve Afrin ahalisinin terör örgütleri ve destekçilerinin saldırıları nedeniyle yaşadıkları insani koşullara işaret ederken, yüksek sayı nedeniyle insani yardım çabalarının en büyük ve yoğun çabalardan biri sayıldığını kaydetti. Hbubati ilgili tüm kurum ve örgütleri bu konuda yardım ve işbirliğine davet etti.

Hbubati Doğu Ğuta’da insani koridorların açıldığı ilk günlerde sivillerin çıkmamasıyla daha sonra bu denli yüksek sayıda sivillerin çıkacağının tahmin edilmediğini, dolayısıyla insani yardım çabalarının da kolay olmadığını söyledi. Doğu Ğuta’dan çıkan vatandaşların 12 geçici ikamet merkezine aktarıldıklarını ve tüm gereksinimlerinin temin edilmesi için yoğun çabaların harcandığını belirten Hbubati; kısa süre içinde bu denli yüksek sayıda vatandaşların temel gereksinimlerini karşılamanın ciddi bir çaba ve yardım gerektirdiğini söyledi.

Afrin konusunda ise Hbubati; Kızılay Örgütü gönüllülerinin Afrin’den çekilmek zorunda kaldıklarını belirtti. Hbubati Kızılay gönüllülerinin Afrin’de masum sivil vatandaşlara ciddi yardımlarda bulunduklarını söyledi. Son süreç içinde Afrin’e insani yardım konvoyu göndermeye çalıştıklarını kaydeden Hbubati; fakat konvoyun selametinin garantilenmemesiyle bu çabadan vazgeçtiklerini sözlerine ekledi.

Hbubati Türkiye Kızılay’ının Afrin’e askeri güç eşliğinde girmesiyle Suriye Kızılay’ını bölgede insani yardım takdim etmekten men ettiğini belirtti.

Geçici ikamet merkezlerinde tıbbi hizmetler konusunda Hbubati; her merkezde sağlık ekiplerinin yanı sıra mobil polikliniklerin hizmet verdiğine dikkat çekti.

Doğu Ğuta’da yetersiz beslenme konusunda daha önce bir sürü iddianın ortaya çıktığına dikkat çeken Hbubati; tahliye edilen vatandaşların sağlık durumlarının gözden geçirilmesiyle bu yönde hiçbir durumun kaydedilmediğine vurgu yaptı. Hbubati tüm bu iddiaların insani durumların siyasi ticaretini yapma bağlamında geldiğine işaret etti.

Doğu Ğuta’da cihat nikahı ve benzeri kanuni olmayan evlilikler sonucunda onlarca yeni çocuğun doğduğuna işaret ederken, bunun da yol açtığı insani duruma dikkat çekti.

K.Ö.