NEW YORK – Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi; Batılı devletlerin bizzat kendilerinin İsrail’e nükleer teknoloji ve gereksinimlerini temin ettiklerini, ve kimyasal tersanesini karanlıkta tutup uluslar arası toplumun dikkatinden uzaklaştırdığını belirtti.
Caferi; Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının raporuna ilişkin BM genel kurulu toplantısında Suriye adına okuduğu beyanda Caferi; aralarında uluslar arası kanun ve misaklara karşı çıkan İsrail’in nükleer tersanesi başta olmak üzere nükleer silahlar nedeniyle dünyanın ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu belirtti. İsrail’in nükleer silahların yayılması anlaşmasından kasıtlı bir şekilde uzak tutulmasını eleştiren Caferi; kitle imha silahlarının tüm dünyadan istisna olmaksızın yok edilmesi, bu bağlamda çifte standartların olmaması gerektiğinin altını çizdi.
Suriye’nin 1992 yılında uluslar arası örgüt ile anlaşmaya imza attığına dikkat çeken Caferi; 2003 yılında da BMGK’de daimi olmayan üye sıfatıyla tüm Ortadoğu’nun her türlü kitle imha silahlarından arındırılması konusunda karar tasarısı sunduğuna vurgu yaptı. Caferi fakat bu karar tasarısının İsrail’i kollama amacıyla ABD ve müttefikleri tarafından engellendiğinin altını çizdi.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi Ortadoğu’nun kitle imha silahlarından arındırılmasına özen gösterdiklerini ve bu bağlamda bölge ülkelerine baskı yapıp suçlamalarda bulunan Batılı devletlerin bizzat kendilerinin İsrail’i kollayıp on yıllardır ona nükleer madde ve teknoloji temin ettiklerini kaydetti.
İsrail’in büyük nükleer silah tersanesine dikkat çeken Caferi; bu tersanenin varlığı ya da İsrail’in BMGK’nin yanı sıra ilgili uluslar arası örgüt ve anlaşmaları umursamamasının hiçbir zaman uluslar arası toplum tarafından kınanmadığına, uluslar arası toplumun her daim bu konuda sessiz kalıp İsrail’i koruduğuna dikkat çekti.
2007 yılında nükleer istasyon olduğu bahanesi altında Suriye’nin Deyrezzor İlinde İsrail tarafından bombalanan mevki konusunda ise Caferi, bu bağlamda öne sürülen tüm iddiaların aslı gerçeği olmadığını bir kez daha vurguladı. Caferi merkeze ilişkin hazırlanan raporlarda sadece ABD istihbarat merkezinin sunduğu sahte görüntü ve iddialara dayandığını, ABD’nin de Suriye’ye karşı tutumu ve her daim İsrail’i kollayan politikasının da altını çizdi.
ABD’nin başka devletlere saldırı, sömürü ve işgal için kitle imha silahlarını bahane olarak kullandığına dikkat çeken Caferi; bunun en bariz örneğinin Irak’ta yaşandığını kaydetti. Caferi ABD’nin IraK’ı işgal edip milyonlarca sivil vatandaşı katletmesi ve ülkeyi yerle bir etmesi ardından hiçbir şekilde kitle imha silahlarının bulunmadığının tespit edildiğine vurgu yaptı.
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi; kitle imha silahlarının yok edilmesinde çifte standartlı politikalara son verilmesi, bu konuda ciddi ve etkin icraatların alınmasının yanı sıra meselenin sadece belli başlı devletlere baskı ve dayatma amaçlı olarak kullanılmamasında Suriye’nin çağrı ve talebini yineledi.