NEW YORK – Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim New York’ta düzenlenen BM genel kurulunun 72. Dönem toplantılarında Suriye adına bir konuşma yaptı.
Muallim konuşmasında; Suriye ordusunun bunca fedakarlıkları ve kahramanlıklarının yanı sıra halkının şanlı mücadelesi ardından vatanın her karış toprağını terörden tamamen temizleyip güvenlik ve egemenliği sağlamaya her zamandan daha çok kararlı ve azimli olduğunu vurguladı
Suriye’nin krizin ilk başından beri iki temel eksen üzerinde ilerlemeye çalıştığını belirten Muallim; ilkinin terörle mücadele, ikincisinin ise ulusal uzlaşma ve siyasi çabalar aracılığı ile siyasi çözüm sağlamak olduğunu vurguladı.
Muallim Suriye’nin ilk baştan beri Suriye’de kanların akıtılmasına son verme ihtimali olan her türlü girişim ve çabaya olumlu ve açık bir vizyonla yaklaştığını ifade etti. Fakat bu girişimlerin bir kısmında Suriye’nin egemenliğinin ihlal edildiğine dikkat çeken Muallim; aynı zamanda ciddi ve dürüst tüm girişimlerin de Suriye ve halkına düşmanlıklarıyla bilinip teröre muhtelif tür destek temin eden devletler ve taraflarca engellenip sabote edildiğini kaydetti.
Astana ve Cenevre süreçleri konusunda ise Muallim; Suriye’nin bu süreçlerin başarılı olması için gereken her icraatı alıp uygun ortamı temin ettiğini belirtti.
Muallim dünyada istisnasız herkesin; teröre destek devam ettiği ve teröre karşı mücadelede ciddi ve ortak bir irade olmadığı sürece bu terörün her daim kanser gibi yayılacağını ve tüm dünyanın kabusu olmaya devam edeceğini irdelemeleri gerektiğini belirtti. Dolayısıyla uluslar arası düzeyde teröre karşı ciddi, dürüst ve etkin bir işbirliğinin olması gereğini vurgulayan Muallim; terörle mücadelede devletlerin egemenliğine ve halkların çıkarlarına saygı ve özen gösterilmesi önemini vurguladı. Muallim aynı zamanda terörle mücadele bahanesi altında başka ülkelerin egemenliğini ve içişlerini ihlal etme, dar çıkarlar ya da siyasi hedefler uğruna koşma veya bu bağlamlarda terörü edat olarak kullanmaya son verilmesi gereğinin altını çizdi.
Konuşmasında gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmalarına da değinen Muallim; Suriye’nin bu anlaşmalara tam bağlılığını ifade ettiği bir zamanda karşı taraftan meydana gelebilecek herhangi bir ihlale karşılık verme, ulusal egemenliğini savunma hakkının da altını çizdiğini ifade etti. Muallim Suriye’nin, gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmalarının geçici olduğunu, bu bölgelerin Suriye’nin herhangi bir yerinde ulusal egemenliği ya da toprak bütünlüğünü herhangi bir şekilde ihlal etmesi veya zedelemesini kabul etmesinin hiçbir şekilde mümkün olmadığının da bir kez daha altını çizdi.
Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Muallim; Suriye’de sağlanacak herhangi bir çözümün, tüm Suriyeliler için kırmızı çizgi niteliğinde sayılan ulusal ilke ve değerleri dikkate alması gereğini vurguladı. Muallim bu ilkelerin başında da Suriye topraklarının tamamının terörden tamamen kurtarılması, ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünün tam ve eksiksiz bir şekilde sağlanması, Suriye’nin siyasi kararları ve geleceğine ilişkin herhangi bir müdahalenin olmaması ilkelerinin geldiğine dikkat çekti.
İsrail’in Suriye’de Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesi, IŞİD ve diğer terör örgütlere muhtelif tür destek temin ettiğini belirten Muallim, aynı zamanda teröre karşı en etkin mücadeleyi veren Suriye ordusuna da direk saldırılarda bulunduğunu ifade etti. Muallim İsrail ve terör örgütleri arasında Suriye ve halkına karşı ortak bir hedefin olmasıyla İsrail’in bu tutumunun aslında sürpriz olmadığına işaret etti.
Tüm bu terör ve savaşın Suriye’yi İsrail işgali altındaki Golan topraklarını kurtarmada saklı hakkından caydırabileceğini düşünenlerin büyük hayallere kapıldıklarını belirten Muallim; Suriye’nin hiçbir koşul ya da dayatma altından Golan’ı Haziran 1967 yılı sınırlarına dek geri alma hakkından caymayacağının altını çizdi.
Muallim kim olursa olsun, dünyada hiç kimsenin Suriye ve Suriyelileri kendi geleceklerini kendi elleriyle belirleme hakkından menedemeyeceğini vurguladı.
Suriye’de terörle mücadelenin ancak ve ancak Suriye hükümeti ile koordinasyon içinde olabileceğini belirten Muallim; bu koordinasyon olmaksızın bu bağlamda olumlu sonuç almanın mümkün olmadığını ifade etti.
Muallim Suriye’de meşru ve resmi hükümetin onayı olmaksızın Suriye’nin herhangi bir yerinde yer alacak herhangi bir yabancı gücün işgal niteliğinde olup Suriye’ye saldıran düşman güçler sayılacağını, BM misakı ve uluslar arası kararlara da ihlal teşkil edeceğinin altını çizdi.
Suriye’nin vatan topraklarının her karışında güvenlik, istikrar ve egemenliği sağlama kararlılığı ve azmini bir kez daha vurgulayan Muallim; sağlanan son zaferlerin, nihai şanlı zaferin yakın olduğunu müjdeleyen kanıtlar olduğunu ifade etti.
Türkiye rejimi konusunda ise Muallim; Erdoğan rejiminin Suriye’de siyasi hedefler uğruna muhtelif isimler altında faaliyet gösteren terör örgütlere desteğini sürdürme ısrarını sergilediğine dikkat çekti.
https://www.youtube.com/watch?v=y4MHtPgtdsc