Erdoğan ve Davutoğlu Bölgede Terörün Gerçek Babalarıdır

BEYRUT – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Faysal Mikdat, Erdoğan ve Davutoğlu hükümetlerinin IŞİD terör örgütüne karşı savaşa katılmalarıyla ilgili iddialarının büyük bir hile teşkil ettiğini çünkü bölgede terörün gerçek babasını temsil ettiklerini belirterek, Erdoğan ve hükümetinin Suriye krizinin başından beri Suriyelilerin sadece kan hatıralarını taşıdıkları Osmanlı hülyalarını gizleyemediklerini vurguladı.

Lübnanlı el Binaa gazetesinde “Erdoğan hükümeti terörle savaşmıyor destekliyor, tarih ve coğrafya ateşi ise onunla oynayanları yakacak” başlığı altında yayınlanan haftalık makalesinde Mikdat, Erdoğan hükümetinin dünyayaı aldatmaya çalışarak Suriye’ye yönelik savaşını yürütmek için IŞİD terör örgütüne savaş yoluyla bilet almaya ve bu terör örgütünün örneğini tamim etmeye çalıştığını söyledi.

Mikdat, Erdoğan hükümetinin bütün herkesin uluslararası kanun ve misaklara ters olduğunu bildiği “Suriye’de rejimi değiştirme” adı altında Suriye’ye yönelik savaşı IŞİD’e karşı savaşla bağlama projesinin gerçeğini ortaya döktüklerine dikkat çekti.

Mikdat, Erdoğan’ın Osmanlıcılık hülyalarının Suriye ve Irak’ın belirli bir coğrafyası üzerinde sözde “IŞİD emaresinin” doğuşuyla birlikte tanık olduğumuz hilafet örneğinden başka bir şey olmadığına işaret ederek, bu emarenin Erdoğan hilafet imparatorluğunun küçültülmüş şekli olduğunu vurguladı.

Mikdat, Türkiye’de “Suriye muhalefeti” adı altında kurulan bütün örgütlerin Erdoğan ve hükümetinin kanatları altında eğitildiğini, barındırıldığını ve silahlandırıldığını ve böylece askeri teşkilatların bir bölümü haline geldiğini daha sonra da IŞİD ve Nusra gibi terör örgütlerinin teşkilatlarının bir bölümüne dönüştüklerini söyledi.

Mikdat, batılı ve Arap hükümetlerinin ülkeyi saran krizde Suriyelilerin kanlarına girmelerinin Türkiye hükümetinin şüpheli rolü ile bu hükümetin kışkırtmaları ve baskıları neticesinde geldiğini ifade etti.

Mikdat, Erdoğan hükümetinin terörist çetelerin kaçırdıklarını serbest bırakma hallerinin tümünde aracılık rolünü oynadığına dikkat çekti.

Mikdat, terörle gerçek savaşın, Erdoğan ve Davutoğlu’nun bu terörü desteklemelerinden ellerini çekmeleri, Suriye ve Irak’tan çalınan petrol pazarını teröristler önünde kilitlemeleri ve bu hususta çıkan uluslararası güvenlik konseyi kararlarına bağlı kalmalarıyla olacağını söyledi.

Erdoğan tehditlerinin terör ve saldırganlığa karşı savaşan Suriye’yi korkutmayacağını belirten Mikdat, Suriye’nin egemenliği ve halkının güvenliğini tek başına nasıl savunacağını bildiğine ve bunu sürdüreceğine dikkat çekti.

Mikdat, dünyaya düşen görevin terörde asil ve asli olan hilafet imparatorluğunun doğuşuna izin vermemesi gerektiğini belirterek, başlığı “etnik değil ırkçı ve dinsel aşırıcılık” olan yeni bir faşizmin yeni bir Hitler’in doğuşunu müjdelediğine işaret etti.

Mikdat, Faşizmin 2. Dünya savaşında düştüğünü çünkü Stalingrad’ın akşını değiştirdiğini, Suriye’deki her belde ve her kentin bir Stalingrad olduğunu, Suriye’nin ordu ve halkının gücünü bildiği gibi elinde bulundurduğu manevi ve ahlaki güç kaynaklarını da çok iyi bildiğine dikkat çekerek makalesini bitirdi.

Check Also

Borrell: Netanyahu Hükümeti Uluslararası Ve İnsani Hukuku İhlal Etmeye Devam Ediyor

BRÜKSEL (SANA) – Avrupa Birliği Dış ve Güvenlik Politikası Komiseri Josep Borrell, İsrail otoritesinin Gazze …