NEW YORK – Uluslararası Güvenlik Konseyi Irak’ın IŞİD ile ona bağlı silahlı terör örgütlerine karşı mücadeledeki operasyonlarını pekiştirme ve genişletmeye çağırdı.
Konsey dün 40 ülkenin katılımıyla Irakla ilgili Bakanlar toplantısı sırasında üstlendiği beyanda, aralarında sözde Irak ve Şam İslam Devleti adı altında Suriye, Irak ve Lübnan’da kendisi ve terör örgütlerinin işlediği katliamları kınayarak söz konusu geniş kapsamlı saldırının bölgeye büyük tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Caferi: Herhangi bir uluslararası terörle mücadele çabası uluslararası kanuna ve ülkelerin egemenliğine saygı çerçevesinde olması gerekiyor.
Suriye’nin Birleşmiş Milletlerdeki Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, söz alan bazılarının bent dışına çıkarak yaptıkları müdahalelerde IŞİD ve Nusra Cephesi ile bu iki terör örgütüne bağlı terör örgütlerinin 2170 sayılı karar gereğince terör örgütlerinin terörüyle mücadelede Irak ve Suriye hükümet ve halklarına yardım meselesi olan ve oturumda önemin öne sürülen temel meseleden uzaklaştırmaya çalıştığına işaret etti.
Irak ve Suriye’nin Terörle Mücadeledeki Savaşları Birdir
Caferi: “Irak ve Suriye terörle mücadelede aynı düşmana karşı aynı savaşı yürütüyorlar, her iki ülkedeki kurbanlar aynı kinci terörün kurbanlarıdır” dedi.
Caferi, Suriye hükümetinin IŞİD ve Nusra Cephesi örgütlerine karşı mücadelede temel bölüm olduğunu, Suriye dahilinde bu örgütlere karşı geçen 3 yıl boyunca tek başlarına savaştıklarının vurgulayarak, öncelikler arasında terörle mücadele, finansının durdurulması, silahlandırılması, elemanlarının eğitilmesi ve dünyanın dört bir yanından söz konusu teröristlerin getirilmesiyle mücadele edilmesi ve destekleyici ülkelerin ciddi bir şekilde sorgulanmaları gerektiği üzerinde her zaman ısrarcı olduklarını dile getirdi.
Konsey üyeleri ve bu uluslararası örgütte üye ülkelerin inayetine taşıdığımız gerçekleri görmeleri ardından uluslararası toplumun bunu üstlenmesinden dolayı rahatlıklarını dile getiren Caferi, terör ile teröre yönelik kışkırtmaların, teröre destekte parmağı bulunan hükümetlerin, bu terör hizmetine kendini adayan medya minberlerinin, bu terörü teşvik etmek için kendilerini şeyh diye adlandıran ve iddia edenlerden çıkan fetvaların, söz konusu teröristlere Suriye’ye komşu bazı ülkelerde eğitim kamplarının bulunduğunu ve orada bu terörü çalıştıranların kimliklerinin kasıtlı bir şekilde gizlenmeye çalışıldığının altını çizdi.
IŞİD ve Nusra Cephesinin Terör Tehlikelerine Yönelik Uluslararası Uyanış Suriye İçin Rahatlılık Kaynağıdır
Caferi, IŞİD ve Nusra Cephesi terör örgütlerinin terör tehlikelerine yönelik geçte gelmiş olsa bile uluslararası uyanışın Suriye için rahatlılık kaynağı oluşturduğunu söyleyerek, terörle mücadelede herhangi bir uluslararası çabanın uluslararası misak ve kanun ilkelerine saygı çerçevesinde gelmesi gerektiğini yineleyerek terörle mücadelede herhangi bir ciddi çabanın Suriye hükümetiyle daha önceden koordinasyonu gerektirdiğinin altını çizdi.
Bölgenin Tanık Oldukları Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar Şeytani Koalisyonunun Sonucudur
Caferi ayrıca, IŞİD’e karşı aktif bir şekilde mücadele etmenin İslam ve Arap alemlerinde aşırı dinciliğin temeli olan karanlık vahhabi ideolojisinin temelinde bulunan ideoloji kaynaklarıyla mücadele edilmesi gereğini dile getirerek, binlerce Suudili teröristin Irak ve Suriye’deki IŞİD terör örgütü saflarında savaştıklarına, 11 Eylül saldırılarını gerçekleştirenlerin çoğunun Suriyeli değil Suudili olduklarını, Bin Ladin’in kurduğu el Kaide terör örgütü ideolojisinin de Suudi kaynaklı olduğunu ifade etti.
Caferi, bölgenin tanık olduklarının İslam ve Araplara kötü gözle bakılmasına sebep olanın Suudi, Türkiye ve Katar şeytani koalisyonunun sonucunda geldiğini belirtti.
Irak Dışişleri Bakanı: Terör Tehlikesi Suriye ve Irak’la Sınırlı Kalmayacak
Kendi yönünden Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi terörle mücadelede uluslararası afet olarak savaşılması ve ortadan kaldırılması zorunluluğu davetini yineledi.
El Caferi, söz konusu hedefin sağlanması için bütün ülkelerin işbirliği yapması gerektiğini çünkü terör tehlikesinin Irak ve Suriye’yle sınırlı kalmayacağını bilakis bölge ve dünyayı da tehdit ettiğine dikkat çekti.
Çurkin: Terör ve Radikalizmle Mücadele Uluslararası Toplum Tarafından Koordineyi Gerektiriyor
Kendi yönünden Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitally Çurkin, terör ve radikalizmle mücadelenin uluslararası toplumla koordineyi ve teröristleri kayıran ve ayrıştıran çifte standartlılıktan uzak durmayı ve geçmişten dersler çıkarma gereğini vurguladı.
Çurkin, Suriye toprakları üzerinde IŞİD örgütüne karşı Suriye hükümetiyle koordine olmadan yapılacak herhangi bir saldırının uluslararası kanun temel ilkelerine tehlikeli bir ihlal oluşturacağını söyledi.