ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı BM genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiği eş iki mektupta BM genel sekreterin İsrail işgali altındaki Suriyeli Golan topraklarında ateşkesi koruma güçleri UNDOF’a ilişkin son raporu hakkında Suriye Arap Cumhuriyeti hükümetinin tutumunu belirtti.
SANA’nın bugün bir nüshasını aldığı beyanda bakanlık; Suriye hükümetinin UNDOF gücüyle sergilediği işbirliği ve bu güçlere sağladığı kolaylıklarla mevcut anlaşma kapsamında üstüne düşen sorumluluk ve yükümlülüklere bağlı kaldığının kanıtlandığına dikkat çekti.
Suriye hükümetinin İsrail’in Golan’ı işgal etmesinden beri 40 yıldır ateşkesi koruma gücü UNDOF’un komutanlığı ve operasyon merkezi ile yakın işbirliği ve kapsamlı koordinasyon yaptığını hatırlatan bakanlık; Golan topraklarının Suriye Arap Cumhuriyetinin bölünmez bir parçası olduğunun bir kez daha altını çizdi.
Bakanlık bil mukabil İsrail’in 1974 ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam etmesine, raporun 13. maddesinin İsrail ihlallerinin BM gücünü bile hedef aldığını belgelediğine vurgu yaptı.
Dışişleri bakanlığı İsrail’in 2 Haziran 2014 tarihinde düzenlediği saldırı sonucunda bazı roketlerin Nebii el Fuvvar Kampına yakın BM kuvvet karargahının çevresinde düşerek, BM askerlerinde endişe ve korku yarattığını; ayrıca raporun 14. maddesinde belgelediği gibi yine İsrail’in 2 Haziran 2014 tarihinde düzenlediği roketli saldırı sonucu 9 Suriyeli şehit, 9 Suriyeli de yaralı düştüğünü hatırlattı.
İsrail saldırılarının İsrail’in silahlı terörist örgütlere yardım etme girişimiyle eş zamanda geldiğine dikkat çeken bakanlık bildirisi, raporun 17. fıkrasının “UNDOF gücü muhalefetten bazı üyelerin İsrail ordusuyla ateşkes hattı üzerinden, BM’nin 85 numaralı mevzisine yakın bir yerde mükerrer bir şekilde iletişim kurduğunu tespit etti” ifadesine yer verdi.
Bakanlık, İsrail’in Nusra Cephesi terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine lojistik yardım ve istihbarat desteği vermesinin bölgesel güven ve istikrarı tehlikeye maruz bıraktığı gibi BM çalışanlarının selametini de tehlikeye soktuğunu dillendirdi.
Bakanlık Suriye’nin yükümlülüklerine saygı duyduğu için UNDOF’un faaliyet bölgesinde terörist örgütlerin çalışmalarına karşın büyük derecede hakim olduğuna dikkat çekti.
Bakanlık, Suriye Düzen Koruma Güçlerinin ateşkes bölgesindeki faaliyetlerinin Suriye hükümetinin, İsrail ve bazı bölgesel ülkelerden yardım alarak sadece bölge halkını değil aynı zamanda BM çalışan ve askerlerini de hedef alan terörist eylemlere karşı bölge halkının çağırılarına kulak verme görevinin en alt seviyesi olduğunu vurguladı.
Bazı BM askerlerinin kaçırılmalarına işaret eden bakanlık bütün bu olanların sebebinin BM’in Suriye hükümetinin terörist örgütlerinin bölgedeki yayılması hakkında kendisine verdiği belgelenmiş bilgileri ve bu örgütlerin İsrail’den aldığı yardımı görmezlikten gelmesi olduğunu vurguladı.
Bakanlık açıklamasında “Filipinli askerlerin kaçırılmasından sonra BM’den Filipinler hükümeti gibi bizi teşekkür etmesini beklerdik, Düzen Koruma Gücümüzün varlığını eleştirmesini değil. Oysa kuvvetlerimizin uygulamaları olmasaydı ateşkesi koruma gücü askerlerinin hayatları tehlikede olurdu” ifadeleri yer aldı.
Bakanlık Nusra Cephesi terör örgütüyle finansman ve silahlandırma ilişkisi olan Katar’ın kaçırmada etkili bir rol oynadığını, zamanında Suriye hükümetinin BM’e Katarlı istihbarat örgütünün kaçırmada yer aldığına dair kesin bilgi verdiğini hatırlattı.
Bakanlık terörist örgütlerin bütün uygulamalarına, sivillerin ve UNDOF askerlerinin güvenini tehdit etmesine rağmen BM’in onları terörist değil “silahlı muhalefet” veya “isyancı” olarak nitelendirmesinden dolayı teessüf ettiğini ifade etti.
UNDOF’un faaliyetlerine devam etmesi gerektiğine vurgu yapan bakanlık UNDOF’un varlığının asıl nedeni İsrail’in Golan topraklarını işgal etmesi olduğunu, bu nedenle BM’nin işgalin en kısa zamanda bitmesi için gerekli adımları atması gerektiğini kaydetti.