Sabbağ: Suriye’de İstikrarın Sağlanması, Batı’nın Müdahalesine Son Vermesine Bağlıdır.

NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Bessam Sabbağ, Suriye’de güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasının, Batı’nın içişlerine müdahalesine son verilmesine, düşmanca politikalarına, teröre desteğine son verilmesine ve yasadışı ekonomik yaptırımlarına son verilmesine,  yabancı teröristlerin dosyasını koşulsuz ve kalıcı olarak kapatmasana ve işgal altındaki yabancı güçleri topraklardan çıkarmasına bağlı olduğunu  vurguladı.

Büyükelçi Sabbağ Bugün Suriye’deki siyasi ve insani meseleyle ilgili bir Güvenlik Konseyi toplantısında, Suriye güvenlik ve istikrarı sağlamak ve terörist karargahlarını ortadan kaldırmak için çalışırken, İsrail işgal varlığının Suriye topraklarına yönelik saldırıları ve sivil tesisleri sistematik ve kasıtlı olarak hedef almaya devam etmesine dikkat çekti.

Sabbağ, Suriye’nin Güvenlik Konseyi’ne ve Birleşmiş Milletler Sekreterliği’ndeki ilgililere, Birleşmiş Milletler Antlaşması doğrultusunda kendilerine verilen görevleri yerine getirmeleri, İsrail’in Suriye’deki saldırılarını ve (İsrail) tarafından işlenen savaş suçlarını kınamaları ve Suriye’deki suçlarından sorumlu tutmaları yönündeki çağrısını yineleyerek, ABD ayrılıkçı milisleri ve terörist grupları desteklemeye ve Suriye halkının acılarını şiddetlendiren yasadışı zorlayıcı yaptırımlar uygulamaya ek olarak zenginliklerini yağmalamaya devam ettiğini işaret etti.

Sabbağ ayrıca,  geçtiğimiz on yıl boyunca, sözde “uluslararası koalisyon” da dahil olmak üzere bazı Batılı ülkelerin, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. maddesi metnini yanlış yorumlamaya ve uygulamaya başvurarak diğer ülkelerin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırılarını haklı çıkarmaya çalıştığını öne sürdü.

Sabbağ, erken kurtarma projelerinde ilerleme de dahil olmak üzere  2642 sayılı Güvenlik Konseyi Kararının tam olarak uygulanmasının doğru yönde ilerlemeyi sağladığını vurgulayarak Türk rejiminin Fırat ve Dicle nehirlerindeki su seviyesini düşürmesinin yanı sıra işgalci Türkiye  ve kiralıklarının Haseke ve çevresinde bir milyon vatandaşın suyunu kesmeye devam ettiğine de dikkat çekti.