ŞAM (SANA) – Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed El Şara, Suriye’nin entegre ve bölünmez bir bütün olduğunu, iç huzurun ülke halkının tümünün görevi olduğunu, belirli mezhepler için tehlike çağrısı yapan, kendilerini koruyucu ve kurtarıcı olarak ortaya koyan şüpheli çağrıların Suriye bilincini yanıltmayan boş çağrılar olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı El Şara, Ulusal Diyalog Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Suriye tarihi, yüzyıl boyunca sömürgecilik aşamasından siyasi labirente, birlik, ardından Baas Partisi ve iki Esad yönetimine kadar pek çok zorluk ve dönüşümden geçti” diyerek, “bu dönemde Suriye sosyal, ekonomik, siyasi, psikolojik, ahlaki ve daha birçok acıya katlandı, sırtlanların saldırısına uğradı, kanına bulandı. Sonra mübarek Suriye devrimi açık bir zafer ve büyük bir fetihle geldi” diye devam etti.
Cumhurbaşkanı El Şara ayrıca, “Suriye yıkımdan kurtuldu, kurtarıldı, ancak yaralarla doluydu ve bugün iyileşme odasında, sevinçle sizin ellerinizde duruyor, ancak yaralı ve acı içinde, hepinizi birlik olmaya onu iyileştirmek, yaralarını sarmak ve teselli etmek için işbirliği içinde durmaya çağırıyor ve bugünden sonra onu hayal kırıklığına uğratmayacağınıza, onu ihmal etmeyeceğinize ve onu korumak, inşa etmek ve refaha kavuşturmak için ayakta kalacağınıza tamamen güveniyor” ifadelerini kullandı.
“Suriye bugün hepinizi, ülkenizin, milletinizin ve sizi takip eden nesillerin geleceği hakkında istişare etmeye çağırdı, güncel olaylar, parmak uçlarınızla yazacağınız, kendi ellerinizle inşa edeceğiniz ve çocuklarınıza öğretteceğiniz yeni bir tarihi aşamanın başlagıcıdır” açıklamada bulunan Sayın Cumhurbaşkanı, konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün Suriye, halkının dikkatsizliğinden çalındıktan sonra halkına geri döndü, bu yüzden güveninizi koruyun, emanetinizi koruyun ve borcunuzu ödeyin, bugünkü Suriye için en büyük tedavi, onu ve acısını hissetmek, Ey Şam, Allah seni korusun. “
Cumhurbaşkanı El Şara konuşmasında da, “Biz özgür yaratılmış bir milletiz, Biz dinimizden cesareti, sabrı, cömertliği ve güzel ahlâkı öğrendik ve bunları her savaşta kullandık, yıkıntılar üzerinde ağlamayı, tokat atmayı ve feryat etmeyi bilmiyoruz, aksine biz çok çalışan bir milletiz, söylersek yaparız, emanet edersek yerine getiririz, söz verirsek Allah’ın yardımıyla yerine getiririz, dikenleri kendi ellerimizle sökeriz, zorluklara göğüs gereriz, fırtınalara yüzleşiriz ve yılmayız, yılmayız, çünkü biz Şam halkıyız… Biz Şam halkıyız… bu topraklarının insanlarıyız” ifadelerini sözlerine ekledi.
Sayın Cumhurbaşkanı, bu büyük sorumlulukla karşı karşıya olduğumuz bugün, başına gelen tüm harap ve yıkımlarla birlikte devleti yeniden inşa etme aşamasında olduğumuzu, bu aşamanın kritik niteliklere sahip olduğunu, sürekli halkın takip ettiği ve rejimin kaldığı bir devletten farklı avantajlara sahip olduğunu, dolayısıyla devletin elindeki silahların birliğinin ve tekelinin bir lüks değil, daha ziyade bir görev ve dayatma olduğunu dikkate almanın bizim için uygun olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı El Şara, Suriye’nin bölünemeyeceğini, entegre bir bütün olduğunu, gücünün birliğinden kaynaklandığını, ekonomisinin ve temel hizmetlerinin sistematik olarak yok edilmesinden acı çektiğini, ancak yeniden doğuşunu sağlayacak faktörlerin kendi içinde yattığını ve bir ilk yardım planına, sonra bir başka orta yardım planına ve ardından bir stratejik plana ihtiyacı olduğunu belirtirken, “Felaketlerini yaşayan yatırım fırsatlarına dönüştürmeliyiz, devletimizi hukuk üzerine inşa etmeliyiz ve hukuka, onu yazanlar da saygı göstermelidir ki, halk da ona saygı duysun, Sabırlı olmalıyız ve Suriye’ye kaldıramayacağı yükü yüklememeliyiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı El Şara yaptığı konuşmada, Suriye’nin, her ne kadar acı verici ve şok edici olsa da, sorunlarını gerçekten çözecek cesur kararlara ihtiyacı olduğunu, Suriye’nin bölgesel ve uluslararası ortamdan geri çekildiğini ve yetişmek için acele etmesi ve bunun için uygun adımların atılması gerektiğini ifade etti.
Sivil barışın ülkenin tüm halkları için bir görev olduğunu, bazı mezhepler için tehlike çağrısı yapan, kendilerini koruyucu ve kurtarıcı olarak ortaya koyan şüpheli çağrılar, Suriye bilincini yanıltmayan boş çağrılar olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı El Şara, ”Suriye, bütün dünyanın ders aldığı bir birlikte yaşama okuludur ve yıkılan rejim, yalanları birkaç gün sonra ortaya çıkana kadar insanları yok etme korkusuyla korkutmaya devam etmiştir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı El Şara, elde edilen zaferin ve Suriyelilerin sevincinin burada ve oradaki bazı insanlar için daha da kötüleştiğini ve insanların başarılarını baltalamaya çalıştıklarını, dikkatli olmamız ve güvenliğimizi ve birliğimizi bozmak isteyen herkese kararlılıkla karşı çıkmamız gerektiğini de açıkladı.
Cumhurbaşkanı El Şara, Herhangi bir ülkenin yönetim sisteminin, onaylanmasından önceki tarihsel aşamayla ve o ülke halkının derin ve özgün kültürüyle yakın uyum içinde olduğuna işaret ederek, “ülkenin durumuna uygun olmayan sistemleri ithal etmemeli, uygunsuz siyasi hayallerin gerçekleştirilmesi için toplumları deney alanlarına dönüştürmekten kaçınmalıyız” açıklamada bulundu.
Cumhurbaşkanı El Şara konuşmasına şu ifadeleri ekledi: “son iki aydır Suriyelilere karşı işlenen suçların faillerini takip etmek için çalıştık ve halkın haklarını geri getirecek, onlara adalet sağlayacak, suçluları adalete teslim edecek bir geçiş adaleti organı oluşturmak için çalışacağız.”
“kurtuluş savaşı sırasında ve sonrasında da kan dökülmesini durdurmaya ve şehirleri yıkmaya değil, bunu yapmak için birden fazla yönteme başvurduk; bunların hepsi Suriyelilerin bir arada oturup ülkelerini yeniden inşa edebilmeleri içindi” diyen Sayın Cumhurbaşkanı, “Belki birileri bu yöntemlerin bazılarından rahatsız olmuşlardır, dolayısıyla siz bu zaferi bizden kabul ettiğiniz gibi, sizlerden de onun yöntemlerini bizden kabul etmenizi rica ediyorum, ayrıca Suriye kendi başına özgürleştiyse, kendi başına inşa etmesi de uygundur, çünkü biz yalvarmanın, dilenmenin ve aşağılanmanın anlamını bilmeyen şerefli insanlarız” ifadelerini konuşmasında ekledi.
Sayın Cumhurbaşkanı El Şara, yaşayan halkların zengin ahlaki değerlere sahip halklar olduğuna, bunlara bağlı kalırlarsa hayatta kalacaklarına, onları terk ederlerse de çöken rejimin toplumumuzun ahlaki ve etik yapısında yok ettiği şeyleri onarmaya önem verilmesi gerektiğine dikkat çekerken, bugün yaşadığımızın, her anı halkımızın ve milletimizin çıkarlarına hizmet edecek, halkımızın fedakarlığına yakışacak şekilde değerlendirmemiz gereken müstesna, ender, tarihi bir fırsat olduğunu vurguladı.
Telegram Kanalımız ||X Platformumuz ||Facebook Sayfamız||İnstagram Hesabımız
