DOHA (SANA) – Suriye Merkezi Denetim ve Teftiş Kurulu Başkanı Amir El-Ali, yolsuzlukla mücadelenin geri dönülmez bir stratejik tercih olduğunu belirterek, bu yaklaşımın hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim ilkeleri temelinde devletin yeniden inşasının ana dayanaklarından birini oluşturduğunu vurguladı.
El-Ali, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Taraf Devletler Konferansı’nın (COSP11) 11. oturumunda yaptığı konuşmada, Suriye’nin konferansa gözlemci olarak katılımının, ülkenin kurumsal tarihinde kritik bir döneme denk geldiğini ifade etti. Bu katılımın, yeni Suriye hükümetinin dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirliğe dayalı bütüncül bir sistem kurma yönündeki açık ve kararlı iradesini yansıttığını söyledi.

Yapısal Yolsuzluğun Mirası ve Kurumsal Çöküş
El-Ali, Suriye devletinin devrik rejim döneminden, yapısal yolsuzluğun kökleştiği, kamu yönetimini zayıflatan ve liyakat ile yeterlilik ilkelerini dışlayan yıpranmış kurumlar devraldığını belirtti. Denetim ve hesap verebilirlik mekanizmalarının sistematik biçimde işlevsizleştirildiğini kaydeden El-Ali, bu durumun yolsuzluğu bireysel bir sapma olmaktan çıkararak kurumsallaşmış bir olguya dönüştürdüğünü dile getirdi.
Bu sürecin, vatandaşların kamu kurumlarına olan güvenini ciddi biçimde sarstığını ve Suriye’nin uluslararası şeffaflık ve dürüstlük endekslerindeki konumunun gerilemesine yol açtığını ifade etti.
Yağmalanan Kamu Varlıkları Pazarlık Konusu Olamaz
El-Ali, yurt dışına kaçırılan ve yağmalanan kamu varlıklarının yalnızca banka hesaplarındaki rakamlardan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Bu paralar, inşa edilemeyen okullar, ilaçsız kalan hastaneler ve çadırlarda yaşamaya mahkûm edilen yerinden edilmiş ailelerin yıkılmış evleri anlamına geliyor.” dedi.
Söz konusu varlıkların Suriye halkına ait devredilemez ulusal bir servet olduğunu belirten El-Ali, bu paraların geri alınmasının pazarlık konusu olamayacağını, bunun egemen bir hak ve mevcut aşamada toparlanma ile yeniden imar çabalarının finansmanı açısından acil bir zorunluluk olduğunu söyledi. Kardeş ve dost ülkelere, uluslararası hukuk çerçevesinde Suriye’nin bu varlıkları geri alma çabalarına destek verme çağrısında bulundu.

Modern ve Önleyici Denetim Modeline Geçiş
El-Ali, Kurulun klasik ve sonradan yapılan denetim anlayışını terk ederek, risk analizi ve performans değerlendirmesine dayalı, yolsuzluğu gerçekleşmeden önce önlemeyi hedefleyen modern bir denetim modeline geçiş sürecini başlattığını açıkladı.
Bu kapsamda hukuki çerçevenin güncellendiğini, yasal boşlukların kapatıldığını, denetim organlarının bağımsızlığının güçlendirildiğini ve dürüstlük ile şeffaflığa ilişkin açık standartlar içeren bütüncül bir denetim matrisi hazırlandığını kaydetti. Toplumsal denetimin güçlendirilmesi ve ihbarcıların korunmasının da reform sürecinin temel unsurları arasında yer aldığını vurguladı.
Sınır Aşan Ortak Sorumluluk
Yolsuzlukla mücadelenin yalnızca ulusal bir mesele olmadığını belirten El-Ali, bunun sınır aşan ortak bir sorumluluk olduğunu ve etkin biçimde ele alınabilmesi için ülkeler arasında güvene dayalı iş birliği, koordinasyon ve bilgi paylaşımının şart olduğunu söyledi.
“Yolsuzlukla mücadele ancak bölgesel ve uluslararası düzeyde koordinasyon ve varlıkların geri kazanılması yoluyla etkili olabilir.” diyen El-Ali, Suriye’nin ilgili ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla ortaklığa açık olduğunu, teknik destek ve uzmanlık programlarından yararlanmaya hazır bulunduğunu ifade etti.

Konuşmasının sonunda El-Ali, Suriye’nin Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’ni onaylama sürecini tamamlama ve sözleşmeye tam uyum sağlama yönündeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
15–19 Aralık tarihleri arasında düzenlenen konferans, yolsuzluk ve ekonomik suçlarla mücadeleye adanmış dünyanın en büyük uluslararası toplantısı olma özelliğini taşıyor. Konferans, 192 taraf devleti kapsayan sözleşmenin en üst karar alma organı olarak küresel yolsuzlukla mücadele politikalarına yön veriyor.