ŞAM (SANA) – Geçtiğimiz Mart ayında yaşanan sahil olayları sırasında ihlallerde bulundukları iddiasıyla yargılanan 14 sanığın Halep Adalet Sarayı’nda görülen ilk açık duruşması tamamlandı.
Saat 10.00’da başlayan duruşmaya Yargıç Zekeriya Bakkar başkanlık ederken, kendisine Danışmanlar Hüseyin El-Şerif ve Ahmed Muhlis El-Mahmud eşlik etti.
Duruşmanın ilk bölümünde, devrik rejimin kalıntılarından yedi tutuklu; mezhepsel çatışma çıkarmak, hırsızlık yapmak ve İç Güvenlik Güçleri ile Suriye Arap Ordusu’na saldırıda bulunmak suçlamalarıyla yargılandı. Mahkeme, bu davaların duruşmalarını 18 Aralık tarihine erteledi.
Duruşmanın ikinci bölümünde ise hırsızlık ve cinayet suçlarından yargılanan yedi disiplinsiz askerlerin davası ele alındı ve duruşmalar aynı ayın 25’ine ertelendi.
Halep medya il müdürü Abdülkerim Leyla, SANA muhabirine yaptığı açıklamada, bu oturumun Suriye’nin kurtuluşundan sonraki süreçte emsal niteliğinde olduğunu, Arap ve uluslararası medya kuruluşlarının oturumu takip etmeye davet edildiğini, bunun da hükümetin yargı sektöründe şeffaflık ve güvenilirliği güçlendirme yönündeki isteğini gösterdiğini ifade etti.
Sanıklardan birinin avukatı Mazen El-Cuma ise, sahil olayları sırasında ihlallerde bulundukları iddia edilen sanıkların ilk kez kamuya açık şekilde yargılanmasının, kamuoyu bilgilendirmesi ve medya katılımı açısından uluslararası standartlara uygun olduğunu belirtti. Ayrıca yargılamanın Suriye yasalarına uygun şekilde, hükümetin sağladığı şeffaf ortamda, herkesin savunma hakkını garanti altına alan çok oturumlu bir süreç olarak yürütüldüğünü vurguladı.
Adalet ve şeffaflığın temellerini yansıtan önemli bir an
Sahil olaylarını araştıran Bağımsız Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komisyonu Başkanı Yargıç Cuma El-Anzi, X platformunda yaptığı paylaşımda, bu davaların ülke tarihinde önemli bir dönemini oluşturduğunu belirterek, Suriye’nin adalet ve şeffaflık ilkelerine dayanan, yargı sistemine güveni pekiştiren, suçlular için caydırıcı olan ve aynı zamanda sanıkların haklarına saygı gösterip adil yargılanma güvencesi sunan bir imaj yansıttığını doğruladı.
El-Anzi, “Adalet, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları ile Yargı Kurumu ve Adli Polis büyük çaba gösterdi. Dosyanın büyüklüğü ve karmaşıklığının, hukuki nitelendirmeler, suçlamaların belirlenmesi, kovuşturma, tutuklama ve diğer hususlarda azami doğruluk ve titizlik gerektirdiğinin farkındayız.” dedi.
Ayrıca, “Bu süreç, mağdurların aileleri ve adalet ile hakkaniyet yolunda ilerleyen herkes için son derece önemlidir. Özellikle de bizim için—(Suriye Kıyısındaki Olayları Araştırma ve Gerçekleri Bulma Bağımsız Ulusal Komisyonu)—çünkü Komisyon’un çıktılarının sahada uygulanarak önce Suriyelilere, ardından uluslararası topluma, adalete saygı duyan ve hukuku uygulayan yeni bir Suriye’de yaşadığımızı kanıtlamasını son derece önemsiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Soruşturma Komisyonu Raporu
Bağımsız Ulusal Sahil Olayları Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komisyonu, 22 Temmuz’da ihlallere ilişkin raporunu yayımladı. Raporda, devrik rejim kalıntılarının 6 Mart’ta geniş kapsamlı düşmanca operasyonlar gerçekleştirdiği; bu operasyonlarda ordu ve güvenlik karargahlarını, kontrol noktalarını ve devriyelerini ağır, orta ve hafif silahlarla hedef aldığı, ana yolları kestiği ve Lazkiye, Tartus ve Hama vilayetlerinde güvenlik ve ordu personeli arasından 238 genci öldürdüğü belirtildi.
Kalıntılardan 265 sanık
Mağdurların aileleri, bölge sakinleri, devlet görevlileri, tutukluların sorgu kayıtları, dijital deliller ve diğer kanıtların incelenmesi sonucunda, devrik rejimle bağlantılı ve “kalıntılar” olarak bilinen yasadışı silahlı isyancı gruplara katılarak mezhepsel hakaret, silahlı soygun, kamu görevlilerine işkence ve cinayet, beden parçalama, sivilleri öldürme, mezhepsel fitne çıkarma ve Suriye devletinin toprak bütünlüğünü hedef alma gibi ağır suç ve ihlallerde bulunduğu değerlendirilen 265 potansiyel sanığın kimliklerine ulaşıldığı kaydedildi.
90’ı kadın olmak üzere toplam 1426 ölü
Komisyon, aile ifadeleri ile mezar inceleme kayıtları ve defin yerlerinden elde edilen bilgileri devlet kurumları, adli tıp, Kızılay ve Suriye Sivil Savunması tarafından sağlanan listelerle karşılaştırarak, 90’ı kadın olmak üzere 1426 ölünün kimliklerini doğruladığını açıkladı. Rapora göre ölenlerin çoğu sivildi; bir kısmı ise yetkili makamlarla anlaşma yapmış eski askerlerden oluşuyordu.
İhlallerle bağlantılı 298 kişi
Komisyon, faillerin kimliklerini tespit etmek için aile ve mağdur ifadeleri, olaylarla bağlantılı yüzlerce tanığın bilgileri, dijital deliller, gözaltına alınanların sorgu kayıtları ve Savunma Bakanlığı’nın fotoğraf ve videolardaki kişilerin kimliklendirilmesine ilişkin yanıtlarının incelendiğini belirtti.
Bu kapsamlı çalışmalar sonucunda, ihlallere karıştığından şüphelenilen 298 kişi tam adlarıyla tespit edildi.
Komitenin Kurulması
Devrik rejime bağlı unsurlar, 6 Mart 2025 tarihinde Tartus ve Lazkiye illerini kapsayan sahil bölgesinde eş zamanlı ve kapsamlı bir saldırı başlattı.
Devrik rejim kalıntıları olarak bilinen bu saldırganlar, İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik güçlerinin yol kontrol noktaları ile Suriye Arap Ordusu’na ait karakolları hedef aldı ve yüzlerce güvenlik görevlisi ile sivil hayatını kaybetti çok sayıda kişi de yaralandı.
Bu gelişme üzerine Savunma Bakanlığı sahil bölgesine acilen askeri takviye kuvvetler sevk etti. Hükümet olaylara karışan ve disiplinsiz unsurlar olarak nitelendirilen kişilerin bölgede cinayet, hırsızlık, yağma ve benzeri ağır suçlar işlediğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara, 9 Mart 2025 tarihinde olayların tüm yönleriyle soruşturulması ve toplumsal barışın korunması amacıyla iki ayrı komite kurulması talimatını verdi. Bu komiteler Gerçekleri Araştırma Komitesi ile Toplumsal Barışı Koruma Yüksek Komitesi olarak adlandırıldı.