BERLİN (SANA) – Abdulbasit Abdullatif başkanlığındaki Suriye Geçiş Dönemi Adaleti Ulusal Komisyonu tarafından, Alman Komünist Diktatörlüğün Mirasıyla Başa Çıkma Vakfı iş birliğiyle Berlin’de düzenlenen bir çalıştay, Almanya’nın geçmişle başa çıkma deneyimini ve bunu mevcut aşamada Suriye’ye uygulama olasılığını değerlendirmeye odaklandı.

Bu çalıştay, Komisyon’dan bir heyetin Almanya Dışişleri Bakanlığı‘nın daveti üzerine gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında, “Geçmişin Mirasıyla Başa Çıkma Konusunda Suriye-Almanya Diyaloğu” başlıklı bir etkinlik kapsamında gerçekleşti. Etkinlik, geçiş dönemi adaleti mekanizmaları ve otoriter dönemin etkileriyle başa çıkma yolları konusunda deneyim paylaşımında bulunmayı amaçlıyordu.

Geçiş Dönemi Adaleti Ulusal Komisyonu üyesi Muhammed El-Duğeyim, SANA muhabirine yaptığı açıklamada, Komisyon’un en önemli görevlerinden birinin, benzer deneyimler yaşamış ülkeleri ziyaret ederek onların uzmanlıklarından yararlanmak olduğunu belirtti. El-Duğeyim, “Bugün Berlin’de, tek partili rejim dönemini ve Almanya’nın o dönemin mirasıyla nasıl başa çıktığını ele aldık ve bu deneyim ile Suriye’nin son yıllarda yaşadıkları arasındaki paralellikleri inceledik” diye ekledi.

Alman Komünist Diktatörlüğün Mirasıyla Mücadele Vakfı Direktörü Dr. Anna Kaminski ise, Suriye heyeti ile yapılan toplantıda tarihten ders çıkarmanın önemi konusunda derinlemesine görüşmeler yapıldığını belirtti. Alman deneyiminin, ihlalleri kabul edip belgelemenin ve mağdurları uzlaşma sürecine dahil etmenin, istikrarlı ve demokratik bir toplum inşa etmek için gerekli adımlar olduğunu gösterdiğini vurguladı. Vakfın bu alandaki uzmanlığını Suriye tarafıyla paylaşmaya hazır olduğunu ifade etti.

Çalıştayda her iki taraf da, geçmişin mirasıyla ciddi bir şekilde yüzleşmenin, gerçeği ortaya çıkarmanın ve ihlallerden sorumlu olanların hesap vermesini sağlamanın, başarılı bir geçiş adaleti süreci için temel önemde olduğunu vurguladı. Bu, otoriter uygulamaların tekrarlanmasını önlemeye katkıda bulunur ve insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet inşasının önünü açar.