NEW YORK (SANA) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Aralık 2024’ten bu yana Güney Suriye’nin bazı bölgelerini işgal eden İsrail güçlerinin, zorla yerinden etme de dahil olmak üzere bir dizi ağır insan hakları ihlali gerçekleştirdiğini ve bunun savaş suçu teşkil ettiğini açıkladı.
Örgüt ayrıca, İsrail’in evleri yıkıp el koyduğunu, halkı mülklerinden ve geçim kaynaklarından mahrum bıraktığını, keyfi gözaltılar gerçekleştirdiğini ve bazı kişileri İsrail’e transfer ettiğini belirtti.
Güney SuriyeÖrgüt, hükümetlere çağrıda bulunarak İsrail’in Güney Suriye’deki insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerini kolaylaştırabilecek her türlü askeri desteğin askıya alınmasını ve bu ihlallerden sorumlu kişilere yaptırım uygulanmasını talep etti.
Örgütün bugün internet sitesinde yayımladığı raporda, Aralık 2024’te önceki rejimin çöküşünden bu yana İsrail’in, Birleşmiş Milletler gözetimindeki silahtan arındırılmış bölgeye girdiği ve işgal altındaki Golan ile Suriye toprakları arasındaki sınırı fiilen genişlettiği ifade edildi.
Raporda, İsrail’in Hermon Dağı’ndan Kuneytra kentine ve Dera’nın batı kesimlerine kadar uzanan dokuz askeri nokta kurduğu, aynı zamanda bölgedeki askeri altyapıya yönelik hava saldırılarını artırdığı bildirildi. İsrailli yetkililerin, “Güney Suriye’yi tamamen silahsızlandırma” niyetlerini sıkça dile getirdiği ve İsrail güçlerinin son dönemde ele geçirdikleri bölgelerde süresiz kalacağını açıkladıkları vurgulandı.
Human Rights Watch, ayrıca İsrail’in 1967’den bu yana on binlerce Suriyeli yerinden edilmiş kişinin Golan’a geri dönmesini engellediğini hatırlattı.
Son medya raporlarına göre, İsrail’in Kuneytra’da yeni kara harekâtları gerçekleştirdiği ve Kuneytra ile Dera üzerinde yoğun hava faaliyetleri yürüttüğü aktarıldı. Bu durum, İsrail’in Güney Suriye’deki operasyonlarının sürdüğünü gösteriyor.
Örgüt, Aralık 2024’ten bu yana Kuneytra kırsalındaki Hamidiyye köyünden Suriyeli sivillerin tanıklıklarına başvurduğunu, İsrail güçlerinin silah zoruyla bu kişileri evlerinden çıkardığını, 12 evin yıkıldığını ve bu alana askeri üs kurulduğunu belgeledi. Ayrıca Cebata el-Haşab köyünden çiftçilerin tarım arazilerine erişiminin engellendiği, bazı alanların buldozerlerle düzlenerek askeri bölgeye dönüştürüldüğü belirtildi.
Örgüt, İsrail güçlerinin aralarında 17 yaşında bir çocuk ve engelli bireylerin de bulunduğu bazı Suriyeli sivilleri keyfi olarak gözaltına aldığını, bunlardan bazılarının İsrail’e götürüldüğünü ve hiçbir suçlama olmaksızın alıkonulduklarını aktardı.
Araştırmacıların tanıklarla yapılan görüşmelerde elde edilen fotoğraf ve videoları incelediği, uydu görüntüleriyle doğrulama yaptığı, askeri tesislerin nerede ve ne zaman inşa edildiğini belirlediği ve tahrip edilen alanların büyüklüğünü ölçtüğü kaydedildi.
Rapor, uluslararası insancıl hukuka göre, özellikle 4. Cenevre Sözleşmesi’nin 49. maddesine atıfta bulunarak, işgal altındaki topraklarda sivillerin zorla yerinden edilmesinin ciddi bir savaş suçu olduğunu hatırlattı.
Human Rights Watch, ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve diğer ülkelere, İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde hesap vermesi için destek çağrısı yaptı ve insan hakları ihlallerinin durdurulması amacıyla somut adımlar atılmasını talep etti.
Örgütün Suriye araştırmacılarından Kıdemli Araştırmacı Heba Zayadin, “İsrail askeri güçlerinin Suriye’de evleri ele geçirip yıkması ve aileleri yerlerinden etmesi kabul edilemez” dedi. Zayadin, İsrail’in Güney Suriye’de attığı son adımların hiçbir meşru askeri gerekçesinin bulunmadığını, bu uygulamaların işgal altındaki Filistin topraklarında ve bölgedeki diğer yerlerde de benzer şekilde sürdüğünü ifade etti.
Zayadin, “Hükümetlerin İsrail’in yasadışı eylemlerine karşı sessiz kalması, bu baskıcı yöntemlerin cezasız kalmasına yol açıyor” dedi ve uluslararası toplumu, askeri desteği askıya alma ve uluslararası yargı yolları da dahil olmak üzere hesap verilebilirliği destekleme konusunda harekete geçmeye çağırdı.