ŞAM (SANA) – Suriye diplomasisi bugün tarihi bir ana tanıklık ediyor. Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara, ülkesinin 1946’daki bağımsızlığından bu yana Beyaz Saray’a giren ilk Suriye lideri olarak ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Washington’a ulaştı. Bu ziyaret, derin bir siyasi sembolizm taşıyor ve Suriye’nin uluslararası arenada yeniden etkin bir devlet olarak dönüşünü simgeleyen yeni bir dönemin doruk noktasını oluşturuyor.
Bu ziyaret, son dönemde Suriye’ye yönelik ABD tutumlarında gözlenen açıklık ve iş birliği isteğinin bir devamı niteliğinde. Suriye hükümetinin iç ve dış politikada elde ettiği başarılar sayesinde Washington artık Şam’ı bölgesel istikrarın güçlendirilmesinde önemli ve temel bir ortak olarak görüyor.
– Cumhurbaşkanı El-Şara, Trump ile görüşmek üzere Washington’da
Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara, Brezilya’nın Belém kentinde 6–7 Kasım tarihlerinde düzenlenen “COP30” İklim Zirvesi’ne katılımının ardından Washington’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmek üzere ABD’ye geldi. El-Şara zirve sırasında birçok devlet ve hükümet başkanıyla, ayrıca uluslararası kuruluş temsilcileriyle bir araya geldi.
El-Şara’nın Beyaz Saray’da Başkan Trump ile bir araya gelerek başta Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve terörle mücadele çabaları olmak üzere bir dizi önemli konuyu ele alması bekleniyor.
Bu görüşme, El-Şara ile Trump arasında gerçekleşecek üçüncü buluşma olacak. İki lider daha önce ilki geçtiğimiz mayıs ayında Riyad’da, ikincisi ise eylül ayında BM Genel Kurulu marjında New York’ta bir araya gelmişti.
– “Sezar Yasası” ekonomik toparlanmanın anahtarı
Cumhurbaşkanı El-Şara’nın ziyareti çok yönlü boyutlar taşıyor ve özellikle Suriye’ye uygulanan yaptırımların, başta “Sezar Yasası” olmak üzere, kaldırılması yönündeki çabalar açısından dönüm noktası niteliğinde. Söz konusu yaptırımlar Suriye ekonomisi üzerinde büyük etkiler bırakmış ve yeniden inşa sürecini yavaşlatmıştı.
El-Şara, Washington’daki Suriyeli kuruluşlarla yaptığı görüşmede, “Yaptırımlar artık son aşamasında, bunların tamamen kaldırılması için çalışmaya devam etmeliyiz.” ifadelerini kullanarak, Suriye’nin yeniden inşasında ülke içindeki ve dışındaki vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz 30 Haziran’da Suriye’ye yönelik yaptırım programının sona erdirilmesi yönünde bir başkanlık kararnamesi imzalamış, ancak insan hakları ihlalcisi olan Beşşar Esed ve yakın çevresine yönelik bireysel yaptırımların süreceğini açıklamıştı. Ardından 10 Ekim’de Sezar Yasası’nın kaldırılması için Senato’da yapılan oylama, yasanın yürürlükten kalkması sürecinin önünü açtı. Şu anda tasarının yasalaşması için Temsilciler Meclisi onayı ve başkanın imzası bekleniyor.
Göreve geldiğinden bu yana Cumhurbaşkanı El-Şara, ekonomiye özel bir önem verdi. Birçok kez, güvenlik ve istikrarın ancak kalkınma yoluyla sağlanabileceğini vurguladı. Bu doğrultuda Suriye’yi, uzun yıllar süren savaş ve izolasyonun ardından bölgedeki başlıca yatırım merkezlerinden biri haline getirmeyi hedefliyor.
Sonuç olarak, Suriye diplomasisinin son dönemdeki başarılarını “tarihi” olarak nitelendirmek abartı değil, aksine ülkenin yaşadığı derin dönüşümün gerçeğine dayanıyor. 2011’de tarihin en kanlı baskı aygıtlarından birine karşı ayaklanan bir halkın, yıllar süren savaş, göç ve yerinden edilmenin ardından, bugün yeniden stratejik ve kalkınmacı ortaklıklar kurarak uluslararası arenada yerini alması; Suriye’nin uluslararasındaki itibarını yeniden kazanması anlamına geliyor.
Bu nedenle, elde edilen bu diplomatik başarılar gerçekten tarihi nitelikte olup, hem Suriye’ye hem de bölgeye derin bir etki bırakmaktadır.