NEW YORK (SANA) – Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara, eski CIA Direktörü General David Petraeus ile New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun yan etkinliği olan Concordia Zirvesi kapsamında bir görüşme gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı El Şara görüşmede, bölgedeki mevcut durumun önceki dönemlerden tamamen farklı olduğunu belirtti. Irak’ın işgali, Filistin ve Suriye’deki çok sayıda çatışma ve karşılaşılan büyük zorluklar ile bilinçlenmenin, o dönemdeki tercihleri etkilediğini ifade etti. Bölgedeki insan haklarının korunması ve kadınlar ile çocukların maruz kaldığı zulme karşı savunmanın açık bir niyet olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı El Şara, yaşanan hataların zorlu bir sürecin parçası olduğunu, ancak sivil halkın korunmasına ve bölgeyi tehdit eden istikrarsızlık riskleriyle mücadeleye odaklanmanın önemine dikkat çekti. “Bu kararlılığımızın sonucu olarak New York’tayız ve burada dostlarımız ve müttefiklerimizle bir aradayız” dedi.
Şam’ın kurtarılması ve devrik rejimin sona erdirilmesi mücadelesinin yönetimindeki etkinlikle ilgili bir soruya cevaben, güç dengesinin sadece askeri araçlarla değil, irade ve stratejik planlama ile ölçüldüğünü belirtti. Suriye meselesinin adil bir hak olduğunu, çocuklara yönelik katliamlar, askeri bombardıman, kaçırmalar ve cinsel şiddet gibi zulümlere maruz kalan Suriyeli halkın savunulmasının gerekliliğini vurguladı. Bu nedenle asil amaçların askeri destekle korunmasının haklı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı El Şara, başarının güçlü irade, detaylı planlama, askeri eğitim ve savaş sırasında temel hizmetleri sağlayan kurumlar ile sivillerin desteği sayesinde mümkün olduğunu, böylece Şam’a kısa sürede ve en az maliyetle ulaşılabildiğini ekledi.
Savaş sırasında sivillere yaklaşım konusunda ise, askeri kuralların insanlara nezaket, merhamet ve hoşgörüyle davranmayı emrettiğini, sivil kayıpların azaltılmasına özen gösterildiğini ifade etti. Devrik rejimin, mezhep ve etnik ayrımlarla Suriye halkını bölmeye çalıştığını belirterek, önceliğin şimdi güvenlik, istikrar, Suriye topraklarının birliği, silahların yayılmasının önlenmesi ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı El Şara, Suriye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin son yıllarda kopukluk yaşadığını, ancak eski rejimin düşmesinden sonra Suriyeliler ile Batı ve ABD arasında gerçek ortak çıkarlar için bir fırsat doğduğunu söyledi. Suriye’nin sadece ilişkiler, dostluk ve bağış aramadığını, eski rejimin politikaları nedeniyle uygulanan ve bugün Suriye halkını hedef alan yaptırımların kırılmaya çalışıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı El Şara, yaptırımların kaldırılmasının acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladı, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu konuda cesur adımlar atmasını takdir etti ve Kongre’yi, uzun yıllar işkence ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Suriyelilerin durumunu iyileştirmek için çabaları sürdürmeye çağırdı. “Suriye yeni bir hayat ve kalkınma fırsatına ihtiyaç duyuyor” dedi.
Suriye’nin birçok sorun ve karmaşa miras aldığını, bazı tarafların kendi çıkarları için mezhepsel kışkırtmalar yapmaya çalıştığını ve Suriye’yi bölgesel hesaplaşmalar için bir alan haline getirmeye çalıştığını ifade etti. Ancak Suriye devletinin tüm vatandaşlarına eşit mesafede durduğunu, onları koruma ve yasalar çerçevesinde hak ve sorumluluklarını güvence altına alma taahhüdünde olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı El Şara, silahsızlanma ve silahların yalnızca devlet kontrolünde olması için kararlı adımlar attıklarını, tüm askeri grupların Suriye ordusuna entegre edilmesinin gerekliliğini vurguladı. “SDG” güçlerinin tecrübelerinden faydalanmak için bu birlikteliğin önemine değindi ve merkezi, kapsamlı, yasalara bağlı bir askeri ve güvenlik yapısının şart olduğunu söyledi. Hukuka tabi olmayan silahların ileride büyük zararlar vereceğini ifade ederek, bu nedenle devletin elinde silahların sınırlandırılması ve yeni Suriye ordusunun oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı El Şara, SDG komutanı Mazlum Abdi ile ilk oturduklarında Kürtlerin haklarının korunacağını vurguladıklarını, eğer Kürt hakları için savaşıyorlarsa hiç kan dökmelerine gerek olmadığını ve sadece Suriye devletine entegre olmaları gerektiğini söyledi. Suriye Anayasası’nın Kürtlerin haklarını güvence altına alacağını belirtti ve Kürtlerin de tıpkı diğer Suriyeliler gibi yaşadıkları haksızlıklara karşı eşit muamele göreceklerini ekledi. Yeni devletin tüm Suriyelileri birleştirmeyi amaçladığını vurguladı.
10 Mart’ta varılan anlaşmanın uygulanmasında yavaşlama olduğunu belirten El Şara, SDG’nin kuzeydoğu Suriye’de herhangi bir isim altında kalmasının Irak ve Türkiye için büyük riskler oluşturduğunu ve Suriye’nin de iç tehditlere maruz kaldığını söyledi. Bu tarihi anın hem Suriye hem de SDG lehine değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yaklaşan Halk Meclisi seçimleri hakkında ise, devrim sonrası geçiş döneminin istikrarı sağlamak için araçlar ve garantiler gerektirdiğini söyledi. Ulusal diyaloğun başarıyla tamamlandığını, toplumun tüm kesimlerini temsil eden bir hükümet kurulduğunu, iktidarın bölüşülmesi prensibinin reddedildiğini ve Suriye’nin benzer süreçlerden geçen diğer ülkelerle kıyaslandığında çok hızlı bir şekilde yeniden inşa yolunda ilerlediğini ifade etti.
İsrail ile görüşmelere ilişkin olarak Şara, Suriye’nin 1974 anlaşmasına dönerek çatışmaya girmemek ve bölgeyi istikrara kavuşturmak istediğini belirtti. İsrail’in geri çekilmesinin ve bölgesel ile uluslararası arabulucular aracılığıyla güvenlik kaygılarının konuşulmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı El Şara, İsrail’in hala BM tarafından Suriye toprağı olarak tanınan Golan’ı işgal altında tuttuğunu, İbrahim Anlaşmaları’na yönelen ülkelerin İsrail’den toprak almadığını ve İsrail ile sınırlarının olmadığını söyledi. Suriye’ye yönelik İsrail saldırılarının yoğunluğuna değinerek, 1000’den fazla hava saldırısı ile birçok askeri, güvenlik ve sivil tesisin tahrip edildiğini, ayrıca 400’den fazla kara operasyonu yapıldığını, sivillerin gözaltına alındığını ve bazılarının öldürüldüğünü belirtti. Cumhurbaşkanlığı sarayına iki kez yapılan saldırının savaş ilanı anlamına geldiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı El Şara, konunun artık İsrail ve uluslararası toplumun sahasında olduğunu, İsrail’in gerçek niyetlerinin – güvenlik kaygıları mı yoksa genişleme hedefleri mi – anlaşmanın şartlarına bağlı olarak netleşeceğini söyledi.
Son olarak, kendisinin yalnız olmadığını, yanında büyük bir ekibin ve güçlü, sabırlı bir halkın olduğunu belirtti. Arap ve İslam dünyasının Gazze’de yaşananlara yönelik büyük öfkesini dile getirerek, Suriye hükümetinin halkın sesini bu hassas konuda yansıtması gerektiğini vurguladı.
Görüşmenin sonunda, Suriye’nin yeni bir kalkınma ve ekonomik büyüme dönemine girdiğini, ülkenin yetenekli insanlara, kaynaklara sahip olduğunu ve yaptırımların kaldırılmasıyla bölgesel ve uluslararası rolünü yeniden kazanacağını söyledi: “Suriyeden endişe etmeyin, yaptırımları kaldırın ve sonuçlara bakın.”
Buna karşılık, General David Petraeus, Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara’ya hayranlık duyduğunu, kendisi için umut verici olduğunu ve güçlü, net bir vizyonu olduğunu belirtti. Başarı ve hikmet diledi.
