ŞAM (SANA) – Sudan‘ın Şam Maslahatgüzarı Ahmed İbrahim Hasan, Darfur bölgesinin başkenti El Faşir kentinde, “Hızlı Destek Güçleri” milislerinin geçen ay şehre girmesiyle, BM Güvenlik Konseyi kararları ve uluslararası insani hukukun açıkça ihlal edilmesiyle, binlerce sivilin insani felakete, katliamlara ve insanlığa karşı suçlara tanık olduğunu belirtti.
Sudan’ın Şam Maslahatgüzarı, Darfur’daki El Faşir’in, BM Güvenlik Konseyi’nin kuşatmanın kaldırılmasını talep eden 2736 sayılı Kararı’na rağmen, Hızlı Destek Güçleri milislerinin şehre girmesinin ardından büyük bir insani felakete ve insanlığa karşı suçlara tanık olduğunu belirtti.
Hasan, bugün Şam’daki büyükelçilik binasında düzenlediği basın toplantısında, 48 saatten kısa bir sürede 5 binden fazla kişinin öldürüldüğünü belirtirken, şehrin 570 günden uzun süren kuşatmanın ardından 264 saldırıya maruz kaldığını ve tüm hizmetlerin tamamen çöktüğünü açıkladı.
BM raporlarına göre, milislerin kabile ve etnik köken temelinde toplu katliamlar gerçekleştirdiğini, evleri ve hastaneleri yaktığını, malları yağmaladığını, El Faşir’de yaklaşık 400 bin kişinin yerinden edildiğini ve Suudi hastanesinde yüzlerce hastanın öldürüldüğünü belirtti.
Hassan, çatışmanın 2023 yılında, dış destekle yaklaşık 100 bin savaşçıya ulaşan paramiliter bir grup olan Hızlı Destek Güçleri’nin isyanıyla başladığını belirtirken, grup, darbe girişiminde bulunarak kilit noktaların kontrolünü ele geçirdi ve ardından ordu tarafından Darfur’a hapsedildi. Ayrıca, yanlarında savaşan yabancı paralı askerlerin varlığı da kaydedildi.
İnsani açıdan ise Hasan, savaşın Sudan tarihindeki en büyük krizi yarattığını, 11,2 milyon kişinin ülke içinde yerinden edildiğini ve 4,8 milyon mültecinin bulunduğunu, 24 milyon kişinin çatışmadan etkilendiğini, BM insani yardım planının ise sadece yüzde 26’sının finanse edildiğini belirtti.
Hassan, Hızlı Destek Güçleri’nin terör örgütü olarak ilan edilmesini ve kendilerine verilen dış desteğin durdurulmasını talep etti.
Sudan hükümetinin barışa olan bağlılığını teyit eden Hassan, uluslararası toplumu güvenli insani koridorlar açmaya ve milisleri caydırmaya çağırdı.
Avrupa Birliği de yakın zamanda Hızlı Destek Güçleri’nin suçlarını kınadı ve liderlerine yaptırım uyguladı.