NEW YORK (SANA) – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde düzenlenen oturumda, üye devlet temsilcileri Suriye’deki siyasi sürecin desteklenmesi, üzerindeki yaptırımların kaldırılması, terörle mücadele çabalarının güçlendirilmesi ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşünün hızlandırılması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, Suriye topraklarının bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve İsrail’in tekrarlayan saldırılarının durdurulması talep edildi.
Konsey üyeleri, Suriye’de kalıcı istikrarın sağlanması için Suriye hükümetiyle gerçek bir ortaklık kurulmasının önemine işaret ederek, son Halk Meclisi seçimlerinin Suriyelilerin devlet kurumlarını yeniden inşa etme ve ulusal egemenliği güçlendirme iradesini yansıttığını ifade etti.
El Olabi: Suriye Yeni Bir Siyasi ve Kurumsal Döneme Girdi
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi İbrahim El Olabi, oturumdaki konuşmasında, Suriye’nin gerçek halk iradesine dayalı yeni bir siyasi ve kurumsal döneme girdiğini belirtti. Son Halk Meclisi seçimlerinin Suriyeliler için gerçek bir siyasi fırsat sunduğunu, hükümetin yasa boşluğunu doldurma ve devlet kurumlarını yeni temeller üzerine yeniden inşa etme kararlılığını ortaya koyduğunu aktardı.
BM’ye Güçlü Dönüş
Olabi, yakın zamanda Birleşmiş Milletler’de gerçekleşen üst düzey haftanın, Suriye’nin uluslararası örgüte güçlü dönüşü için bir dönüm noktası olduğunu ve uluslararası ile ekonomik heyetlerin ülkeye akışının sürdüğünü kaydetti. Suriye’nin artık aktif şekilde dinleyen, tartışan ve karar veren bir ülke haline geldiğini vurguladı.
Son seçimlerin on yıllardır Suriyeliler için gerçek bir siyasi fırsat olduğunu ve devrik rejimin mirasıyla milyonlarca göçmen ve belgelerini kaybetmiş vatandaşların bulunduğu bir toplumda kurumların yeniden inşasına uygun şekilde tasarlandığını ifade etti.
Süveyda İline Destek
Büyükelçi Olabi, Suriye hükümetinin Süveyda ilindeki taahhütlerini sürdürdüğünü, bölgede yaraların sarılması için çalışmaların devam ettiğini belirtti. Uluslararası soruşturma komitesine kısıtlamasız erişim sağlandığını, hesap verebilirlik süreçlerinin başlatıldığını ve köylerin yeniden inşasının başladığını aktardı. Ayrıca, “Süveyda Bizdendir” adlı halk kampanyası kapsamında 14 milyon dolardan fazla bağış toplandığını söyledi. Olabi, “Bu bir lütuf değil, bir haktır; bugün Süveyda halkına güveniyoruz ki boş ve sonuçsuz maceralara kapılmayacaklardır.” dedi.
Uyuşturucu ve Terörle Mücadele
Olabi, hükümetin uyuşturucuya karşı mücadele ve eski rejimin bölge halklarına yönelik baskıcı uygulamalarına son verme çabalarının sürdüğünü belirtti. Suriye’nin uluslararası ve bölgesel terörle mücadele çalışmalarını devam ettirdiğini ve özellikle DAEŞ’e karşı sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladı.
Mültecilerin Geri Dönüşü ve Uluslararası Ortaklık Çağrısı
Olabi, bir milyondan fazla mültecinin Suriye’ye geri döndüğünü belirterek, bunun hükümetin politikalarına ve başarısına duyulan güvenin göstergesi olduğunu ifade etti. Uluslararası toplumu, Suriye ve halkıyla gerçek bir ortaklık kurarak destek olmaya ve bölgede istikrarı tehdit eden İsrail saldırılarını durdurmaya çağırdı.
Büyükelçi Olabi, Suriye’nin bugün kendi tarihini kendi elleriyle yazdığını vurgulayarak, “Suriye’nin yaşadığı bu süreç, bir daha tekrarlanmayacak bir fırsattır. Aynı zamanda uluslararası toplum için, bu tarihin olumlu bir ortak olarak yazılmasında rol alma fırsatıdır.” dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde gerçekleşen oturumda, Arap Grubu ve çeşitli BM üyesi ülkeler, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve siyasi istikrarına desteklerini yineledi.
Umman’ın BM Daimi Temsilcisi Khalid bin Saleh Al Rubkhi, Arap Grubu adına yaptığı konuşmada, grubun Suriye ile tam dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Rubkhi, İsrail’in Suriye topraklarına yönelik tekrarlayan saldırılarını kınayarak, işgal altındaki Golan Tepeleri’nden çekilmenin uluslararası hukuka uygun olarak sağlanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Suriye liderliğinde yürütülen siyasi sürecin kalıcı barış için tek yol olduğunu ve mültecilerin geri dönüşü ile yaptırımların kaldırılmasının insani ve ekonomik açıdan önemini ifade etti.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmed Yıldız, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasının önemine dikkat çekerek, son Halk Meclisi seçimlerinin hükümetin ulusal diyaloğa bağlılığını yansıttığını belirtti. Yıldız, Türkiye’nin yaptırımların kaldırılmasını desteklediğini ve Suriye’nin istikrarının yönetim kapasitesine bağlı olduğunu vurguladı.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, ülkesinin Suriye’de barış ve istikrar sağlama çabalarını desteklediğini ifade etti. Waltz, yaptırımların kaldırılmasının Suriye’nin toparlanması için şart olduğunu belirterek, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ile işbirliğini övdü. Ayrıca, bölgesel ülkelerin Suriye’ye sağladığı destekleri takdir etti ve DAEŞ tehdidinin yeniden ortaya çıkmasının önlenmesinin önemine vurgu yaptı.
Birleşik Krallık BM Temsilcisi James Kariuki, Suriye’de çok sesliliğin istikrar için zorunlu olduğunu söyledi. Kariuki, parlamentonun seçimlerini olumlu karşıladı, insani yardımların tüm ülkeye ulaşmasını talep etti ve Birleşik Krallık’ın gıda güvenliği ile tarım alanındaki desteğini yineledi.
Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Jerome Bonnafont, Suriye’deki siyasi sürecin umut verici olduğunu belirtti. Bonnafont, şeffaf ve kapsayıcı bir yapıya geçişin başladığını, geçiş adaleti ve terörle mücadelenin önemini vurguladı. İsrail’in saldırılarının sona erdirilmesi ve Golan’dan çekilmesi çağrısını yineledi.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, Suriye’nin siyasi istikrar ve ekonomik toparlanma sürecine desteklerini teyit etti. Nebenzya,dış müdahalelerin durdurulması ve İsrail’in saldırılarının sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı. Rusya’nın Moskova-Şam ilişkilerinin derinliğine dikkat çekti.
Çin’in BM Temsilcisi Zhang Jun, Suriye’de barış ve güvenliğin sağlanmasının uluslararası toplumun ortak hedefi olduğunu belirtti. Zhang, Suriye’nin egemenliğine saygı çağrısında bulundu ve İsrail’in askeri operasyonlarını durdurmasını istedi.
BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı Necat Rüşdi, geçiş sürecinde yeni kurumların inşasının önemine değindi. Rüşdi, yaptırımların kaldırılması ve uluslararası desteğin artırılması gerektiğini söyledi; adalet, hesap verebilirlik ve kadın haklarının korunmasının altını çizdi.