TARTUS (SANA) – Tartus Valisi Ahmed El-Şami, bugün ilde yaşanan olayların, devrik rejimin kalıntılarının her türlü olayı kaos çıkarmak için kullanma girişimlerinin bir parçası olduğunu belirtirken, devrik rejimin düşüşünden bu yana bazı dış unsurların söylentiler yaymak ve huzursuzluk çıkarmak için çalıştığını, gösteri ve protesto eylemleri çağrılarıyla kıyı bölgesini karanlık ve kanunsuzluk yeri olarak göstermeye çalıştıklarını vurguladı.
El-Şami, bugün Suriye Haber Kanalı ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazal Gazal olarak bilinen kişi, Humus’taki bir camiye yönelik bombalı saldırıyı fırsat bilerek gösterilere çağrıda bulunduğunu, bunun kurbanlara ve masum insanlara hizmet etmediğini, aksine bölgenin IŞİD ve hareketlerinin tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde bölgeyi istikrarsızlaştırmayı amaçlayan yabancı gündemlere hizmet ettiğini açıkladı.
Vali, barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğünün Suriye toplumunun tüm kesimleri için güvence altına alınmış haklar olduğunu belirtirken, “bu hakların silah kullanmak, kaos yaratmak veya bomba atmak için istismar etmenin güvenlik ve istikrarı tehdit ettiği, bu nedenle, herhangi bir gösterinin yapılacağı yerin güvenliğinin sağlanması için ilgili makamlarla koordinasyon kurulması gereklidir” dedi.
Vali, El-Anaza bölgesinde bugün yaşananların bunun açık bir örneği olduğunu belirterek, rejimin kalıntılarından birinin bir güvenlik merkezine bomba attığını, iki güvenlik görevlisini yaraladığını ve bir başka kişinin de kontrol noktalarından birinde iki bombayla yakalandığını belirtti.
El-Şami ayrıca, bazı tarafların Tartus’taki El-Saadi kavşağında yapılan gösteriyi güvenlik güçlerine ateş açarak istismar etmeye çalıştıklarını vurgularken, bu gibi durumlarda önceliğin ilk andan itibaren bölgenin güvenliğini sağlamak, ardından da gösterinin tamamen sona ermesine kadar korunmasını sağlamak olduğuna, böylece olayların karıştırılması veya kaos çıkarılması girişimlerinin önlenmesi olduğuna işaret etti.
Tartus valisi, karşılıklı güveni sağlamak amacıyla ilk günden itibaren ilin önde gelen şahsiyetleri ve ileri gelenleriyle sık sık görüşmeler yaptığını belirtirken, bu görüşmeler zamanla gelişti ve olaylara dair ortak bir anlayış oluşturulmasına ve durum hakkında birleşik bir bakış açısının sağlanmasına katkıda bulunduğunu vurguladı.
El-Şami, il halkını bilinçli ve akıllı davranmaya, yurtdışındaki bazı kişilerin fitne çıkarmayı ve Tartus’u istikrarsızlığa sürüklemeyi amaçlayan şüpheli çağrılarına kapılmamaya çağırırken, devletin etrafında kenetlenmenin ve ulusal güvenliği baltalamaya çalışanları engellemek için bölünme çağrılarını reddetmenin gerekliliğini vurguladı.
Devrik rejimin çöküşünden bu yana, onunla bağlantılı bazı grupların toplumsal etki ve kitlesel mobilizasyon kapasitesi, protesto çağrıları üzerinden yeniden görünür olma çabalarına rağmen belirgin biçimde gerilemiştir. Önceki gösterilerin beklenen siyasi sonuçları üretmemesi ve kitlesel desteğin zayıflamasıyla birlikte, bu çevreler sivil bir görünüm altında daha sert ve kışkırtıcı bir çizgiye yönelmiş, bölücü sloganlar eşliğinde sokak tansiyonunu yükseltmeye çalışmıştır.
Son dönemde yaşanan gelişmeler, bu sürecin söylem düzeyini aşarak fiili şiddet boyutuna taşındığını göstermektedir. Güvenliği sağlamakla görevli unsurların hedef alınması ve kamuya ait mülklere zarar verilmesi, protesto görüntüsü altında bir kaos ortamı üretme ve mevcut güvenlik gerilimlerini istismar etme çabasına işaret etmekte; bu yaklaşım, devrik rejim kalıntılarının etkisini daha riskli yöntemlerle yeniden canlandırmayı hedefleyen bir yönelimi yansıtmaktadır.