HALEP (SANA) – Halep’in köklü sanat mirasından doğan isimlerden biri olan plastik sanatçı Abdülmuhsin El-Hancî, özgün üslubuyla bakırı yaşam dolu sanat eserlerine dönüştürmeyi başaran önemli sanatçılar arasında yer alıyor. El-Hancî, çalışmalarında geleneksel değerlerle modern sanat anlayışını bir araya getirerek, kendine has bir estetik ifade dili oluşturuyor.
Sanatçı, SANA muhabirine yaptığı açıklamada, “Yaratıcılığın sırrı, temel malzemeye hâkim olmak ve ona hükmedebilmekte yatar” diyerek, gerçek sanatçının çalıştığı malzemenin özelliklerini sabır ve keşif ruhuyla kavrayan kişi olduğunu vurguladı.
El-Hancî, bakır ile kurduğu bağın çok eskiye dayandığını belirterek şöyle konuştu:
“Bakırda kendimi buldum. O, Doğu’nun sıcaklığını ve tarihin kokusunu taşıyor. Bu tutku 1970’li yıllardan bugünlere kadar benimle birlikte. Bakırın yumuşak yapısı, sanatçının özgün biçimler yaratmasına imkân tanıyor.”
Sanatsal Başlangıç ve Eğitim
1950 yılında Halep’te doğan El-Hancî, eğitimini eğitim bilimleri alanında tamamladı. Plastik sanatlar alanındaki ilk eğitimini Halep’teki Fethi Muhammed Plastik Sanatlar Merkezinde aldı. Ayrıca Arap ve yabancı sanatçıların deneyimlerini inceleyerek kendini sürekli geliştirdi.

Sanat Kariyeri ve Sergiler
El-Hancî, 1990 yılında Halep’te kendi adını taşıyan “El-Hancî” adlı bir sanat galerisi kurdu. Galeri, hem kendi eserlerini hem de Suriyeli ve Arap sanatçıların eserlerini sergileyen önemli bir sanat mekânı haline geldi.
Sanatçı, ilk kişisel sergisini 2003 yılında Şam’da açtı. Halep’teki sergilerinin yanı sıra Cidde’deki “Roşan” galerisinde, Abu Dabi Kültür Kompleksi’nde, Doha, Dubai ve Trablus’ta; ayrıca İtalya ve İspanya’da da eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.
Sanatsal Üslup ve Estetik Yaklaşım
El-Hancî’nin sanatsal yaklaşımı cesur ve deneysel bir yapı taşıyor. Sanatçı, köklü geleneklerden beslenirken ifadesini geniş bir sanatsal alana yayıyor; eserlerinde gerçekçilikten dışavurumculuğa, sembolizme ve hatta tasavvufî nitelikli anlatımlara uzanan farklı yönelimlere yer veriyor.
Kadın figürü, sanatçının çalışmalarında önemli bir yere sahip. El-Hancî, kadını yalnızca estetik bir unsur olarak değil; düşünce, duygu ve hayal dünyasını taşıyan bir “varlık” olarak ele alıyor.
Bakır İşçiliğinde Yenilikçi Teknikler
El Hancî, bakırla çalışırken ince metal levhaları el ile veya basit araçlarla şekillendiriyor. Bu levhalar, çoğu zaman ahşap zeminlere sabitleniyor ya da bağımsız birer sanat eseri olarak sergileniyor.
“2015’ten itibaren bakırı tuval resimlerimle birleştirmeye başladım. Metalin parıltısı ile renklerin ve çizgilerin ruhu arasında bir denge kurmayı hedefledim.”
diyen sanatçı, bu yaklaşımın Suriye içinde ve Körfez ülkelerinde gördüğü ilginin oldukça yüksek olduğunu ifade etti.
Öne Çıkan Eserler ve Teknik Çeşitlilik
El-Hancî, Arap hat sanatı ve doğu bezemelerini konu alan birçok eser ortaya koydu. Ayrıca doğu dokumaları, altın varak tonları, boncuk ve süslemeler gibi öğeleri bir araya getirerek kolaj tekniklerini de resimlerine taşıdı.
Sanatçı, merhum Suriyeli sanatçı Lüey Kiyalî’ye ithafen yaptığı eseri en değerli çalışmalarından biri olarak değerlendiriyor. Ayrıca Arap dünyasının birçok kentinde onun imzasını taşıyan duvar panoları bulunuyor.
Renk paleti hakkında ise şunları söylüyor:
“Renklerimi, içinde bulunduğum sanatsal döneme göre seçiyorum. Renk uyumuna önem veriyorum. Bazı zamanlarda ise yeni boyutsal etkiler yaratmak için renk karşıtlıklarına yöneliyorum.”
El-Hancî’nin sanatsal üretimi, dekorasyon, fotoğraf, resim ve heykel gibi pek çok alanı kapsasa da en büyük tutkusu bakır şekillendirme olmuştur. Halep’te bakır işçiliğini bağımsız bir sanat atölyesi düzeyine taşıyan ilk sanatçı olarak kabul edilmektedir.




