ŞAM (SANA) – Suriye’nin kuzeyindeki Halep kenti, yüzyıllar boyunca sanatın, zanaatın ve estetik arayışın merkezi olma özelliğini korudu. Bu nitelikler, Halep’i yalnızca tarihî bir şehir değil, aynı zamanda Suriye’nin kültürel kimliğinin temel sütunlarından biri hâline getirdi.
Halep’in kültürel mirası, geçmişin bir hatırası olmanın ötesinde, kentin kolektif bilincinde canlılığını sürdüren yaşayan bir hafıza niteliği taşıyor. Bu miras üzerine inşa edilen çok sayıda kültürel girişim, hem somut hem de somut olmayan kültürel değerleri belgelemeyi ve korumayı hedefleyerek Halep’in bölgenin en köklü kültür merkezlerinden biri olarak rolünü yeniden teyit ediyor.
Belgeleme ve Koruma Çalışmaları
Kültür Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Müdürlüğü Direktörü Rula Akili, SANA’ya yaptığı açıklamada, Halep’te yürütülen belgeleme çalışmalarının sözlü gelenekleri ve el sanatlarını kapsadığını belirtti. Akili, yerel mirasın zenginliği ve çeşitliliği nedeniyle bu çalışmaların kurumsal düzeyde büyük önem taşıdığını vurguladı.

Akili, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği içinde yürütülen sözlü miras belgeleme projesi kapsamında, Halep’in tarihî kent merkezindeki mahallelerde dört binden fazla envanter formunun toplandığını, bunun sonucunda atasözleri, efsaneler, halk hikâyeleri, yerel lehçeler, geleneksel müzik ve şarkılar dâhil olmak üzere 42 miras unsurunun kayıt altına alındığını açıkladı.
Ayrıca Suriye Kalkınma Örgütü ile ortak yürütülen başka bir proje sayesinde, Halep’in geleneksel üretim çeşitliliğini yansıtan 203 el sanatları ürününün tespit edildiğini ifade etti.
Somut Olmayan Miras ve Toplumsal Ruh
Akili’ye göre Halep, binlerce yıllık tarihini ve kültürel çoğulculuğunu yansıtan güçlü bir somut olmayan mirasa sahip. Nesiller boyunca aktarılan gelenekler, toplumsal dayanışma ruhunu beslerken, halk sanatları ve zanaatların sürekliliği kuşaklar arası bağı güçlendiriyor.
Toplumsal ve bayramsal pratiklerin Halep’in günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Akili, bu unsurların topluluk bağlarını pekiştirdiğini, katılım ve iş birliği değerlerini güçlendirdiğini, aynı zamanda kültürel turizmi destekleyerek kentin kriz sonrası toparlanma sürecine katkı sunduğunu kaydetti.
Sanatsal ve Zanaatkâr Zenginlik
Kültürel miras araştırmacısı Najla El-Hadra ise Halep’in, dünya çapında tanınan geleneksel el sanatlarıyla öne çıktığını ifade etti. Bu sanatlar arasında UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak tescillenen defne sabunu, bakır ve ahşap süslemeciliği, nakış, aghabani dokumacılığı, ipek üretimi ve el dokuması halılar yer alıyor.

El-Hadra, bu üretimlerin yalnızca geleneksel meslekler olmadığını; Halep’in tarihsel ekonomik ve endüstriyel hafızasını yansıttığını, zanaatkârların geçim kaynaklarını güvence altına aldığını ve yerel toplumsal dokunun korunmasına katkı sağladığını vurguladı.
Koruma ve Gelecek Perspektifi
El-Hadra, Halep’in mirasının korunmasının; saha belgeleme çalışmalarının sürdürülmesini, zanaat eğitim merkezlerinin yaygınlaştırılmasını ve geleneksel ürünlerin dijital platformlar aracılığıyla pazarlanmasını gerektirdiğini belirtti. Ayrıca bu ürünlerin kültürel ve turistik rotalara entegre edilmesinin önemine dikkat çekti.
Kültür Bakanlığı ile uluslararası kuruluşlar, özellikle UNESCO arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesinin, geleneksel el sanatlarının Suriye’nin ulusal kimliğinin vazgeçilmez bir parçası olarak sürdürülebilirliğini garanti altına alacağını ifade etti.
Uzmanlar, Halep’in kültürel mirasının korunması ve geleneksel sanatların gelecek nesillere aktarılmasının, yalnızca geçmişi muhafaza etmek değil, aynı zamanda Suriye’nin kültürel ve toplumsal kalkınmasında aktif bir rol üstlenmesini sağlamak anlamına geldiği konusunda hemfikir.