Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
ŞAM 12 EYLÜL (SANA) – Küba’nın Şam Büyükelçisi Luis Mariano Fernandez Rodriguez, Havana’da yapılması planlanan 77’ler Grubu ve Çin devlet ve hükümet başkanları zirvesinin halkların kalkınması ve dünya barışı yararına başarılı olacağına dair güvenini dile getirdi.
Bu ayın 15’i ve 16’sında Kalkınmada Güncel Zorluklar ve Bilim, Teknoloji ve Yeniliğin Rolü başlığı altında yapılması planlanan zirveye ilişkin bugün bir basın brifinginde, Büyükelçi Rodriguez, zirveye katılan Suriye tarafına, modern teknolojilere ve bilime erişim ve bunları sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için kullanma hakları da dahil olmak üzere Güney ülkelerinin haklı davalarına verdiği destek nedeniyle teşekkür etti.
Büyükelçi, zirvenin Güney ülkelerinin uluslararası örgütler ve kuruluşlar nezdinde gerçek ve somut eylemler gerçekleştirmesi, birliklerini güçlendirmesi ve güncel zorluklarla etkili bir şekilde mücadele etmek için kolektif ve pratik önlemler alması açısından çok önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekerek, bu zirvenin başarısının Küba’nın, Suriye’nin ve gelişmekte olan dünyanın tüm ülkelerinin başarısı olduğunu vurguladı.
Rodriguez, ülkesinin Suriye’ye yardım etmeye ve onun yanında olmaya hazır olduğunu, çünkü iki ülkenin direndiğini, zafer için birlikte mücadele ettiğini, egemenlik ve bağımsızlıklarını koruduğunu vurgularken, yaptırım ve ablukaların ikili ilişkileri etkilemeyeceğini kaydetti.
Büyükelçi, Havana Zirvesi’nin somut tedbirlerle, uluslararası dayanışma ve iş birliğini güçlendirerek 2030 Gündemi’nin hedeflerini güçlendirmeyi ve sanayileşmiş ülkelerin kalkınma çabalarını destekleme sorumluluklarını yerine getirmesini amaçladığını belirtti.
Zirvede ayrıca gelişmekte olan ülkelerin ortak konumlarının güçlendirilmesi, grup birliğinin korunması ve güçlendirilmesi, çok taraflı forumlarda sesinin duyurulması, temel zorlukların ve temel konuların tartışılması amaçlanıyor.
Zirvede adaletsiz uluslararası ekonomik sistem, demokratik olmayan küresel mali yapı, aşırı zenginlik ve yoksulluğun devasa artışı, artan dış borç yükü, sağlık ve eğitim sistemlerinin kırılganlığı ve diğer konular ele alınıyor.
