Caferi: İsrail’in Arap Topraklarında Devam Eden İşgali Bölgenin Güvenliğini, İstikrarını Ve Uluslararası Barış Ve Güvenliğini Tehdit Ediyor

NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olan Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı Beşşar el Caferi, İsrail’in Arap topraklarını işgalinden bu yana 50 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bu işgalin bugün devam ettiğine, Güvenlik Konseyi’nin sorumluluklarını yerine getiremediği ve işgale son veremedeği durumunda, bölgemizde gerginliğin ve çatışmanın devam etmesindeki temel faktör olduğunu belirtti.

Ortadoğu’daki durumla ilgili bugünkü oturumda Güvenlik Konseyi başkanlığına sunduğu açıklamada el Caferi, Güvenlik Konseyi’nin İsrail işgal yetkililerini saldırgan eylemlerinden ve uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı’nı ihlallerinden ve işgal altındaki Arap topraklarındaki halkımıza karşı sistematik, baskıcı suç uygulamalarından sorumlu tutamadığından elli dört yıl geçtiğine işaret ederek, bunun Antlaşmanın ilkelerini, uluslararası barış ve güvenliği sürdürmede üyeliğin görev ve sorumluluklarını terk eden başta ABD’nin bulunduğu, Güvenlik Konseyi’nin bazı Batılı daimi üyelerinin sağladığı koruma ve özen sonucunda meydana gelen bir durum olduğunu belirtti.

El Caferi, Donald Trump başkanlığındaki önceki ABD yönetiminin İsrail işgaline ve planlarına karşı eşi benzeri görülmemiş bir önyargıya tanık olduğumuz için meselenin bununla sınırlı olmadığını dile getirerek, bu yönetimin Arap topraklarının siyasi ve hukuki gerçekliğini değiştirmeye yönelik tek taraflı, kışkırtıcı ve yasadışı tedbirler aldığına işaret etti. Caferi, bununla birlikte, bu Amerikan girişimleri Suriye’den ve konsey’de üye devletlerin ezici çoğunluğu tarafından açık ve güçlü bir kınama ile karşılaştığına dikkat çekerek, önceki Amerikan yönetiminin eylemlerinin Konsey’in çoğunluğu tarafından “dünya halklarının kaderini belirleme veya Suriye Arap Cumhuriyeti ve işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olan toprakları elden çıkarma konusunda siyasi, yasal veya ahlaki kapasitesi olmayan bir parti tarafından yapılan davranışlar” olarak nitelendirildiğini söyledi.

El Caferi, İsrail işgal yetkililerinin uluslararası hukuku ve uluslararası meşruiyet kararlarını göz ardı etmelerinin daha önce görülmemiş bir düzeye ulaştığını ve Suriye topraklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırıp sıklaştırarak Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması ile ilgili 1974 tarihli 350 sayılı Güvenlik Konseyi Kararının açık bir şekilde ihlal etmeye devam ettiğini belirtti. Son günlerde İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarının sıklığında bir artışa tanık olduğunun altını çizen el Caferi, en son Cuma günü, İsrail varlığının Hama civarında yeni bir saldırı düzenleyerek, bir baba, anne ve iki çocuktan oluşan bir ailenin şehit düşmesine, diğer dört kişinin ise yaralanmasına ve bazı masum sivillerin evlerinin yıkılmasına sonuçlandığını hatırlattı.

El Caferi, bu saldırganlığın İsrail saldırılarının bir devamı olduğunu ve bir yıldan kısa bir süre içinde elliden fazla saldırıya ulaşarak çok sayıda sivilin ölümüne ve mülklerinin tahrip edilmesine neden olduğuna dikkat çekerken, buna eşzamanlı olarak, “Aynı zamanda işgal yetkilileri, 1967’den beri işgal altındaki Suriye Golan’da devlet terörizmi uygulamaya devam edip sistematik ve ağır insan hakları ve uluslararası insani hukuk ihlallerini artırdılar” dedi. Bu bağlamda el Caferi, işgal yetkililerin yerleşim suçları, ırk ayrımcılığı, keyfi tutuklama, işkence, yerinden edilme, demografik değişim, Golan’ın doğal kaynaklarının çalmasının yanı sıra şantaj yoluyla “milliyetini” empoze etme girişiminde de bulunduğunu belirtti. Caferi, İsrail işgalinin Avrupa’da okuyan ve tatillerini aileleri arasında geçirmeye gelen Golan öğrencilerine İsrail vatandaşlığını kabul etmeye zorladığına, aksi takdirde Avrupaya gitme ve eğitimlerine devam etmeyi engellemeye tehdit ettiklerine dikkat çekti.

Öte yandan el Caferi, Suriye’nin BM Güvenlik Konseyi’nden 1981 tarihli 497 sayılı Kararın uygulanmasını sağlamak için acil önlem alma ve İsrail işgal teşkilatını işgal altındaki Suriye Golan’daki yerleşim uygulamalarını ve halkımıza yönelik baskıcı önlemlerini durdurmaya zorlama ve işgal altındaki Golan’ın tamamından 4 Haziran 1967 hattına kadar geri çekilme talebini yeniledi.

El Caferi, Suriye’nin eski Birleşmiş Milletler Ortadoğu elçisi Nikolay Mladinov’un önyargılı ve öznel yaklaşıma karşı güçlü protestosunu defalarca dile getirdiği ve işgal altındaki Suriye Golan’daki durum hakkında Güvenlik Konseyi’ne periyodik brifinglerde konuşmayı kasıtlı olarak ihmal ettiğine işaret etti. El Caferi, yeni elçi Winsland’ı selefinin hatalarını ve yolunu düzeltmeye, kendisine emanet edilen yetkiye tarafsız, profesyonel ve şeffaf bir şekilde bağlı kalmaya çağırdı. Caferi, Winsland’tan işgal altındaki Suriye Golan’daki durum ve İsrail’in oradaki halkımıza yönelik uygulamalarının konusu onun görev ve çabalarında bir öncelik olmasını talep etti.

El Caferi, Suriye’nin, bölgenin istikrarının ve Birleşmiş Milletler’in güvenilirliğinin korunmasının, İsrail’in Suriye Golan dahil işgal altındaki Arap topraklarını işgalini sona erdirmek için ilgili uluslararası kararların uygulanmasını sağlamak için tedbirler alınmasını gerektirdiği şeklindeki tutumunu bir kez daha teyit etti. Bu bağlamda Caferi, özellikle BM’in 242, 338, 497 ve 2334 sayılı kararların uygulanması öneminin altını çizdi.

Son olarak Caferi, Suriye’nin Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve başkenti Kudüs olmak üzere tüm ulusal topraklarında bağımsız bir devlet kurma hakkına verdiği desteği vurgularken, mültecilerin hakkına ise 1948 tarihli 194 sayılı karara uygun olarak evlerine dönme haklarının güvence altına alınmasının önemine işaret etti.

P.M.

 

Check Also

UNRWA: Gazze’de uluslararası İnsani Hukuka Yönelik Bariz İhmal Devam Ediyor

İŞGAL EDİLEN KUDÜS (SANA) –  Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Genel …