Caferi: Suriye, Bölgeyi Kitle İmha Silahlarından Boşaltma Talebini ve İsrail İşgalini Nükleer Tesis ve Faaliyetlerini Uluslararası Ajans’ın Kontrolüne Tabi Tutmaya Mecbur Etme İhtiyacını Yeniledi (VİDEO)

NEW YORK – Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Beşşar Caferi, Suriye’nin üye devletlere Orta Doğu bölgesinin nükleer silahlardan ve tüm kitle imha silahlarından arınmış olması için çalışma çağrısını yineleyerek, İsrail işgal varlığına baskı yapmanın ve onu nükleer olmayan bir taraf olarak Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na katılmaya mecbur bırakarak, tüm nükleer tesis ve faaliyetlerini Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetimine tabi tutmanın gerekliliğini vurguladı.

Genel Kurul’deki Silahsızlanma ve uluslararası güvenlik konusundaki Birinci Komite toplantısında Caferi, İsrail işgal varlığının nükleer, kimyasal ve biyolojik silah tersanesinin Ortadoğu bölgesinde barış ve güvenliğe yönelik en büyük tehdidi temsil ettiğini belirtirken, onlarca yıldır oluştuğunu, silahsızlanma ve silahların yayılmasını önleme sistemine hala zorlu bir meydan okuma olduğuna işaret etti.

Caferi, BM üye devletlerinin çoğunun işgal varlığının nükleer olmayan bir taraf olarak Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na katılmasını talep etmesine rağmen, ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Almanya ve diğer üye devletlerin sağladığı desteklerden ve İsrail’in nükleer programı ile askeri, biyolojik ve kimyasal programlarına sponsorluğundan yararlanarak uzlaşmazlığını sürdürdüğünü açıkladı.

Amerika Birleşik Devletleri Ve “İsrail”, Ortadoğu’nun Nükleer Silahlardan Arındırılmasını Reddediyor

Caferi ayrıca, Suriye’nin 1968’den beri Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’na taraf olduğunu, 1972’den beri Biyolojik Silahlar Antlaşması’nı imzaladığını ve 2013’ten beri de Kimyasal Silahlar Antlaşması’na taraf olduğunu herkesin bildiğini belirtti.

Caferi, Suriye’nin, Orta Doğu’da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge kurmak için konferansı memnuniyetle karşıladığını belirtirken, ABD’nin nükleer ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın emanetçisi olarak ABD’nin ve İsrail’in konferansa katılmayı reddetmelerine rağmen, bölgedeki diğer ülkelerle eylemlerine katıldığını belirtti.

Caferi, Suriye’nin 2003 yılı sonunda Güvenlik Konseyi üyeliği sırasında Ortadoğu’yu başta nükleer silahlar olmak üzere tüm kitle imha silahlarından arındırmayı amaçlayan bir karar taslağı sunduğunu hatırlatırken, o sırada ABD delegasyonunun taslak kararının oylamaya sunulması halinde veto kullanmakla tehdit ettiğini ve mavi renkli projenin, bu ana kadar Güvenlik Konseyi çekmecelerinde kilitli kaldığına işaret etti.

Suriye, Kitle İmha Silahlarının Her Türlü Kullanımını Şiddetle Kınadı

Caferi, Suriye’nin kimyasal silahlar da dahil olmak üzere kitle imha silahlarının herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir koşulda ve yerde kullanılmasını şiddetle kınadığını ifade ederek, Kimyasal Silahlar Antlaşması’na 2013 yılında katıldıktan sonra, yükümlülüklerini yerine getirdiği için kimyasal silah kullanmadığını ve kullanmayacağını vurguladı.

Caferi, BM Ortak Komitesi ve KSYÖ başkanı Sigrid Kaag’ın, Haziran 2014’te Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporunda Suriye’nin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini ve bu silah stoklarının Amerikan gemisinde ve diğerlerinde imha edildiğini doğruladığını belirtti.

ABD Yönetimi, Kimyasal Silah Sorunuyla İkiyüzlülük Davraniyor

Caferi, Suriye’nin, müzakereye doymuş olan çözülmemiş sorunların çözümünü ve bu dosyanın nihai olarak kapatılmasını sağlamak için Yasak Teşkilatı Teknik Sekreterliği ve Reklam Değerlendirme Ekibi ile işbirliğine devam ettiğini belirtti.

Caferi, Suriye’nin BM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi, Yasaklama Teşkilatı, 1540 sayılı Karar Komitesi ve terörle mücadele komitelerine 200’den fazla mektup gönderdiğini belirtirken, bu mesajlarda, terör örgütlerinin zehirli kimyasallar bulundurması ve bilinen ülke hükümetleri ile istihbarat servislerinin desteğiyle sivillere ve orduya karşı kullanımı hakkında doğru bilgilerin yer aldığına işaret etti.

Caferi, bu hükümetlerin “IŞİD” ve “Nusra Cephesi” gibi terör örgütlerine, terör örgütü “Beyaz Kasklılar” ile işbirliği içinde bunları fiilen kullanmaları veya sözde kullanımlarını uydurmaları ve Suriye’ye yönelik suçlamalar oluşturmak için fotoğraf ve videolar çekip onları istismar etmeleri için zehirli kimyasallar sağladığını belirtti.

KSYÖ’nün Teknik Rolünün Siyasallaşmasına Karşı Sesin Yükseltilmesini Talep Ediyoruz

Caferi, Suriye’nin 10 Aralık 2012’de Türk gazetesi “Yurt”un, “Nusra Cephesi terör örgütünün Gaziantep şehrindeki laboratuarlarda zehirli kimyasal gazlarla kimyasal silahlar ürettiğinin ve tavşanlar üzerinde zehirli kimyasal gazlarla testler yaptığının ortaya çıkmasıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler’e ilettiklerini hatırladığını belirtti.

Çeviri: M.Y

Check Also

UNRWA: Gazze’de uluslararası İnsani Hukuka Yönelik Bariz İhmal Devam Ediyor

İŞGAL EDİLEN KUDÜS (SANA) –  Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Genel …