Caferi: Batılı Yaptırımlar, Suriyelilerin Kanını Döken Terörün Diğer Yüzüdür..

NEW YORK – Suriye’nin BM daimi temsilcisi Beşşar el Caferi ambargo siyasetlerinin ve tek taraflı ekonomik yaptırımların uygulamasının Suriyelilerin kanını döken ve başarılarını yok eden Batı’nın kör siyasetinin ve terörizmin diğer tarafının bir parçası olmaya devam ettiğini belirtti.

Video konferansı üzerinden bugün yapılan BMGK’in oturumunda bulunduğu kelimede Caferi; Suriye halkının yaşamını hedef almasının ve kamu hizmetlerini temin eden devlet kurumlarının önünde engellerin koyması Batı tarafından yapılan insani iddialarını reddettiklerini dile getirirken, Suriye halkına zarar verme girişimlerinin en son örneğinin, Lübnan’daki bazı partilerinin Dünya Gıda Programı’nın yıllardır ihtiyaç duyan Suriyelilere tanıttığı insani gıda yardımı gönderilerini Lübnan topraklarında yakmasıyla ortaya çıktığına işaret etti.

Caferi; ABD yönetimi ve Avrupa Birliği’nin Suriye halkına karşı uyguladıkları zorlayıcı ekonomik yaptırımlarına son verme çağrıları, bu sırada BM Genel Sekreteri ve Suriye’ye özel elçisinin Geir Pedersen’in çağrılarına yanıt vermediğine ve sözde Sezar yasasıyla bu yaptırımları yenilediklerine ve genişlediklerine dikkat çekerken, bunun ABD ve AB tarafından insanlığın uluslararası hukuktan biriken tüm başarılarına bir ihmal ve dünyaya amerikan yasalarını dayatmaya bir deneme temsil ettiğini söyledi.

Caferi; Güvenlik Konseyi’nin üç daimi üyesinin kendisine emanet edildiğini varsayan uluslararası barış ve güvenliğin korunmasının, bu ülkelerin NATO’daki Türk müttefiklerinin Suriye ve Libya’daki suçlu uygulamaları hakkındaki görüşleri ile tutarlı olmadığını vurgularken aynı zamanda Suriye’nin bazı bölgelerinin ABD-Türk işgaline kör bir gözle bakmak ve bunlarda terörizme kefil olmak ve bu iki ülkenin hükümet temsilcileri ile Suriye topraklarındaki terör örgütleri arasında toplantılar yapmaları ile tutarsız olduğunun altını çizdi. Buna örnek olarak Caferi; Türk rejiminin savunma ve içişleri bakanlarının Moskova anlaşmasından sonra hüküm süren sakinlikten yararlanıp Türk işgal güçlerinin ve terör örgütlerinin varlığını güçlendirmek için Suriye’nin İdlib’e sızmalarını ortaya koydu.

Caferi; Türk rejiminin işgal ettiği bölgelerde Suriye ulusal para biriminin yerine kendi para birimine değiştirmeye ve o bölgeleri türkleştirmeye çalıştığına işaret ederken, böylecce Erdoğan’ın kuvvetleri Suriye topraklarını işgal eden İsrail işgalinin uygulamalarına özdeş olacağını ve Amerikan operatörlerine hizmet etmek için tamamlayıcı ve uyumlu olacağına dikkat çekti.

Caferi; uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesinin, Güvenlik Konseyi’nin üç daimi üyesinin IŞİD’i ortadan kaldırmamaları ve bu ülkelerin çıkarları gerektirdiğinde kalıntılarını Irak ve Suriye arasında taşımamaları konusu ile tutarsız olduğuna dikkat çekti.

Caferi; iki hafta önce Suriye’nin birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne ve Güvenlik Konseyi Başkanına, çok uluslu terör örgütleri ve bölücü gruplarının desteklenmesi, finansmanı ve silahlandırılması ve Suriye topraklarına karşı doğrudan askeri müdahale etmesiyle ilgili BMGK’de üye olan ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye hakkında resmi bir şikayet gönderdiğini belirtti. Caferi; BM ve BMGK başkanına Suriye’nin gönderdiği şikayetinde bu ülkeler tarafından uygulanan demografik değiştirme girişimleri, yeraltı ve ulusal zenginliklerin yağmalanması, gıda kaynakların imha edilmesi gibi suçların not edildiğini belirtti.

Caferi; iki hafta önce Suriye’nin birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne ve Güvenlik Konseyi Başkanına, çok uluslu terör örgütleri ve bölücü gruplarının desteklenmesi, finansmanı ve silahlandırılması ve Suriye topraklarına karşı doğrudan askeri müdahale etmesiyle ilgili BMGK’de üye olan ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye hakkında resmi bir şikayet gönderdiğini belirtti.

Caferi ayrıca; Suriye tarafından BM Genel Sekretere ve Güvenlik Konseyinin başkanına gönderilen şikayette, Suriye karşıtı dış müdahaleye son vermesini talep edildiğini ve tüm üye devletlerinin Suriye’nin bağımsızlığı, bölgesel güvenliğini ve uluslararası ilişkilerini tehlikeye düşürmeyi amaçlayan uygulamalardan kaçınmayı zorlandığını belirtti.

Çeviri: P.M.