Cumhurbaşkanı Esad: “Kemer ve Yol” İnisiyatifi, Uluslararası İlişkilerde Stratejik Dönüşümdür (VİDEO)

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Çin’in başlattığı “Kemer ve Yol” girişiminin, dünyaya uluslararası ilişkiler düzeyinde stratejik bir dönüşüm oluşturduğunu, Batı egemenliği girişimleri yerine ortaklığa ve ortak çıkarlara dayandığını belirterek, Çin’in tüm ülkelerin sosyal, ekonomik ve güvenlik koşullarını iyileştiren ve dünyadaki istikrarı ve refahı destekleyen arkadaşlar ve ortak çıkarlara dayanarak, dünyada büyük güç olarak nüfuzunu arttırmaya çalıştığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Esad, Çin’in Phoenix Kanalı ile yaptığı röportajda Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinin başladığını, ancak geniş biçimde başlaması için, Çinli şirketlerden Suriye pazarına sürekli ve hızla gelişen yatırım fırsatları aramaya başlamalarını umdukları umutları vermek için daha fazla yatırım yapılması gerektiğini söyleyerek, Çin’in yeniden yapılanma alanında yardımlar yaptığına lakin, insani yardım konusunda yardım sağladığını, çoğu bölgenin terörizmden kurtarılmasıyla Suriye’nin, Suriye pazarına girmek ve yeniden yapılanma sürecine katkıda bulunmak için yaptırımları aşmak için bir dizi Çinli şirketle diyalog başlattığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Esad, Suriye’nin ABD’nin yasadışı mevcudiyetiyle ilişkilerindeki önceliğin teröristleri vurmak olduğunu, çünkü bunun onun varlığını zayıflattığını ve Amerikan kontrolü altında faaliyet gösteren Suriyeli grupları ülkenin göğsüne geri dönmeleri ve Suriye’nin tüm topraklarının kurtarılması çabalarına katılmaları yönünde ikna etmek olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Esad, Amerika Birleşik Devletlerinin bugün Suriye petrolünü çalarak, Suriye petrolünü çalmak ve satmak sürecinde tüm terörist gruplarla işbirliği yapan Türkiye’ye sattığına dikkat çekerek, Türkiye rejiminin, eskiden Nusra Cephesi terör örgütü, daha sonra da IŞİD ile, bugün de Amerikalı ile petrol satışında doğrudan katkıda bulunduğunu dile getirdi.

Röportajın Tam Metni Aşağıdadır:

Gazeteci:

Sayın Cumhurbaşkanı, bu röportajı kabul edip verdiğiniz için, Çinli Phoenix Kanalı adına çok teşekkür ederim.

Cumhurbaşkanı Esad:

Hoşgeldiniz..

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, direk olarak başlamama izin verin… Suriye, terörle mücadele alanında büyük başarılar elde etti ve çok sayıda Suriye toprağı kurtardı. Şimdi Suriye’de yeniden yapılanma alanında nereden başlayacaksınız?

Cumhurbaşkanı Esad:

Aslında, yeniden yapılanmaya başlamak için savaşın hiçbir aşamasının bitmesini ya da ötesine geçmeyi beklemiyorduk. Aslına bakarsanız, yeniden yapılanma hemen hemen herhangi bir bölgenin kurtarılmasından hemen sonra başlar, bu bölge ister küçük ister büyük, köy veya şehir olsun. Yeniden yapılanma aşamalar halinde başlar.

kulların, sağlık merkezlerinin ve hastanelerin yeniden inşası, ancak daha sonra gelen ve bu konuda bizim için en büyük meydan okuma teşkil eden yeniden yapılanmanın en önemli aşamasıdır, özellikle ekonomik açıdan olmak üzere yaşam tarzının restore edilmesidir. Bu, çok fazla çaba gerektirmektedir, iç ve dış ortamın koşulları da onu etkilemektedir. Batı ülkelerinin Suriye’ye dayattığı abluka sebebiyle olumsuz etkilemekte ve yavaşlatmaktadır.

Öyleyse yeniden yapılanma başladı, ancak geniş şekliyle başlaması için hem iç hem de dış olarak daha fazla yatırıma ihtiyacımız var.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye’nin Çin dahil olmak üzere dost ülkelerden yardım alması gereken en belirgin alanlar hangileri olduğu sorusunu soruyoruz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Özellikle Çin, yeniden yapılanma alanında, ancak insani yardım konusunda yardım sağlamaktadır. Daha önce de söylediğim gibi, hayat su ve elektrikle başlar ve bu alanda en çok ihtiyaç duyulan alanlarda kullandığımız insani yardımlar yoluyla destek olur. Geçtiğimiz yıllarda güvenlik durumunun bu süreçte yaygın bir şekilde başlatılması için uygun olmadığı göz önüne alındığında, özellikle Çin’le, bu süreç ile ilgili yeniden yapılanma konusunda kapsamlı bir start yapılmadı, ancak çoğu bölgenin kurtarılmasıyla, bu alanda bir dizi Çinli firma ile diyalog başlattık. Dediğim gibi, en önemli aşama ve en büyük zorluk, ekonomik yaşam döngüsünün yeniden kazanılması, bu durumda Çinli şirketlerden umduğumuz şey, güvenlik alanında sürekli ve hızla gelişen Suriye pazarını aramaya, araştırmaya ve incelemeye başlamaktır.

Yatırım fırsatlarına başlamak artık gerekli bir hal almıştır, çünkü savaşla kısmen veya tamamen tahrip olmuş ülkelerin yeniden inşa edilmesinin çok karlı bir yatırım alanı olduğu biliniyor. Bu, sadece ücretsiz bir kredi veya yardım süreci değil. Bu kelimenin tam anlamıyla karlı bir yatırım süreci. Suriye pazarına girmek için yaptırımlardan kaçınmak için bazı Çinli şirketlerle konuşmaya başladık, çünkü sürecin karlı olduğu göz önüne alındığında, onlardaki arzu da bulunmaktasdır, ancak yatırım şirketleri ve yaptırımların bunlar üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri bulunmaktadır.

Şimdi, tabii ki Suriye pazarına güvenli bir şekilde girmek için ilan edilmeyen dolayısıyla Suriye’deki yeniden yapılanma sürecine katkıda bulunacak belirli formüller bulduk. Bu yardımın sadece bir ekonomi olmadığını vurgulamak istiyorum. Yeniden yapılanma hakkında konuştuğumuzda bu, Suriye’deki istikrarın iki nedenden ötürü katkıda bulunduğu anlamına gelmektedir: Birincisi, son iki yılda yurt dışından milyonlarca kişi bölgelerine döndü ancak iş fırsatları yeterli derecede bulunmamaktadır. Bu da haddi zatında dış müdahale için bir etken, teröristlere yardım için de bir etkendir.

İkinci nokta ise, Suriye’de gerçekleşen yerleşim yerlerinin kısmen bir noktada silahlılarla veya teröristlerle çalışmaya giden işgücüyle ilgili olduğu ve onların silahlarını bıraktıklarında normal hayata dönmeye karar verdikleri, bu işin iş olanaklarına ihtiyacı olduğudur. Bu nedenle Çin’in bu alandaki katkısının önemi, dost ülkelerin Suriye’yi istikrara kavuşturmada, terörü vurma ve teröristlerle mücadelede askeri katkının önemi gibidir.

Soru:

Öyleyse burada, Suriye hükümetinin Çin’den ve diğer dost ülkelerden yatırımcıları çekmek için ne gibi somut icraatların alınabileceğini soruyoruz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Herhangi bir yatırımcının ihtiyaç duyduğu ilk şey güvenliktir, savaştan çıkan bir ülke hakkında konuştuğumuzda, biz burada tamamen savaştan çıktığımızı söylemiyoruz, ancak çıkıyor ve bu alanda büyük aşamaları kat ediyor.

Yatırımcının sorduğu ilk soru güvenlikle ilgilidir. Teröristlerle savaşarak ve birbiri ardına olan alanları özgürleştirerek her gün üzerinde çalıştığımız şey budur. Yatırım ortamına gelince, yatırımcının savaşı olan bir ülkede veya savaşı olmayan bir ülkede ihtiyacı olan yatırım için güvenli bir ortam var. Burada iki şey yapıyoruz: Birincisi, acil bir şey, yatırım ortamı ile ilgili prosedürleri şeffaf bir varlık olarak ele alarak bu yatırım ortamını iyileştirmektir. Yatırımcının haklarının ne olduğu ve bu ülkedeki görevlerinin ne olduğu konusunda netlik kazanmasıdır. Yatırımlarıyla ilgili yasal veya adli yönleri nelerdir? Tüm bu faktörler, yatırımcının gelmesi için şimdi net kanıtlar koymaya çalışıyoruz ve önündeki her şey netleşecek, ancak en önemli ve kapsamlı adım, yatırım yasasını incelemek olup bu konuda çok önemli aşamalar katettik. Yatırım yasasının geliştirilmesinde, dünyanın bir çok ülkesinde var olan yatırım yasalarının çoğuna benzer olması ve dolayısıyla yatırımlarla ilgili uluslararası standartlara güvenilmesi. Bu yasa, Suriye’ye yaptığı yatırımlarla ilgili olarak yatırımcıya ne teminat verildiğini açıkça tanımlamaktadır. Yasal teminatlar.. finansal teminatlar .. açık bir şekilde mevcut muafiyetler.. yatırımlarına ilişkin vergi durumu ve bu yatırımın tamamen güvenli ve kârlı olmasını garanti eden diğer hususlar. Bu kanunun son aşamalarındayız ve yakında çıkacaktır.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, buradaki sorumuz, Çinli yatırımcının gelip güvenlik sorunlarına maruz kalmamasını güvence altına alan güvenli bir yatırım ortamı sağlamak için özel önlemler var mı? Çinli yatırımcı bu konuya çok ilgi duyuyor.

Cumhurbaşkanı Esad:

Bu doğrudur, bu büyük bir meydan okumadır, iki zorluk var: Birincisi: Suriye ve Çin arasında para transferleri için yeterli veya etkili finansal kanalların bulunmaması ve bu sorun ablukanın temel nedenlerinden biri nedeniyle gerçek. Yatırımcıların Suriye’ye gelmesini istiyorsak bu noktaya bir çözüm bulunmalı ve bu çözüm iki ülkenin finans kurumları arasında olmalı ve bunun için iki ülke düzeyinde tartışma ve diyalog gerekiyor. Bu, çözülmesi gereken önemli bir engeldir.

İkinci nokta, birçok Çinli şirketin hala sahip olduğu endişedir. Şimdi Suriye’ye uzman gönderen şirketler var ve bu iyi, çünkü Suriye’deki pek çok sanayici, Çin’den fabrika satın alan Suriye fabrikaları gibi, Çin pazarına girmeye başlıyor. Başlangıçta, herhangi bir Çinli uzmanın Suriye’ye gelmesinde büyük bir korku vardı. Son zamanlarda iyileşmeye başladı.. Bu iyi bir aşama. Ancak Çin sermayesiyle Çin yatırımlarından bahsettiğimizde bunun daha fazla güvenceye ihtiyacı var. Suriye ülkesi olarak bizim için çok çaba sarf etmemiz gerekiyor. Çin Devletinin de, Çin Yatırım Garantisi Kurumu gibi ilgili kurumlardan yatırımcıları, en azından tamamen güvenli olan bölgelere gelmelerini teşvik etmelerini sağlamasıdır, Ben de bu sözlerimi burada bu görüşme yoluyla belirtiyorum sen de Suriye’de bulunuyorsun, Suriye’nin son olarak vardığı güven ortamını mübalağalı olmayan gerçek imajı ileteceğini umuyoruz.

Müdahale:

Yani Suriye hükümeti, Suriye’ye gelebilecek tüm Çinli şirketler için güvenliği garanti ediyor ve güvenlikle ilgili bir sorun yok?

Cumhurbaşkanı Esad:

kesinlikle.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, burada “kemer ve yol konusunu soruyorum, bu girişimi genel olarak nasıl görüyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Stratejik olarak konuşmak istersek, bunun dünya düzeyinde stratejik bir değişim olduğunu söyleyebiliriz.. Uluslararası ilişkiler türünde bir değişim. Yani, şu anki durumda dünyaya bakarsak, Batı’nın, özellikle de ABD’nin hükmetme girişimleriyle yönetildiğini göreceğiz. Öncesinde olan aşama, ülkeler arasındaki çatışma aşaması olan Soğuk Savaş aşamasıydı ve bu çatışma, her bir kutbun, özellikle de Batı Kutbu’nun, diğer kutba bakma konusundaki çıkarlarını elde etmek için bir grup ülkeye egemen olma derecesine bağlıdır. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve bundan önce gelen, tam bir sömürgecilik aşamasıydı. Ülkeler işgal ediliyor ve bu ülkeleri işgal ettikleri her yerde, halkın çıkarlarının oraya nasıl gittiğini ve çoğu zaman ortak çıkarlar olmadıklarını belirliyorlar. İnsanlar daha güçlü ülkelerin çıkarları tarafından köleleştirilmişti. Şimdi, dünyada etkisini arttırmaya çalışan bir süper gücün, Çin olduğunu görüyoruz, ama ne tür bir etki? Etki, düşündüğümüz anlamda değil, olumsuz anlamda değil, arkadaşlara güvenme anlamında etkidir.. ortak çıkarlara güvenme anlamında etkidir. Suriye’de bizler, İpek Yolu’nun bir parçası olacağımızı düşündüğümüzde, Suriye uluslararası, coğrafi, demografik, ekonomik ve askeri standartlara sahip küçük bir ülkedir…

Müdahale:

Ancak tarihsel olarak İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır.

Cumhurbaşkanı Esad:

İpek Yolu’nda, tamamen üzerindedir, ama daha da önemlisi, bu yeni yöntem, tarihten türetilmiş, ancak yirmi birinci yüzyıla oranla uyumludur. Başa başlığa dayanan yöntemdir.

Bu yolun bir parçası olduğumuzda, Çin bizimle küçük veya büyük bir ülke olarak değil, akran bir şekilde işbirliği yapıyor. Ortak çıkarlar var.. Çin ve Suriye’ye ve bu yolda olan tüm ülkelere fayda var. Başka bir yönü daha var: Çin’in sadece bu ülkelerle ikili olarak ilişkisi değil, aynı zamanda bu eksendeki tüm ülkeler arasındaki ilişki. Bu nedenle, tüm bu mevcut ülkelerin sosyal, ekonomik ve güvenlik koşullarında refah, yatırım ve iyileşmenin sonucuna yol açan kültürel bir ilişkidir. Bu, dünyada daha fazla istikrar anlamına gelir ve dünyanın son ya da eski tarihinden bildiğimiz her şeye aykırıdır. Bu, İpek Yolu’nda gördüğümüz şeydir … istikrar ve refah

Soru:

Suriye kendi yönünden, Kemer ve Yol girişimi için katkıda bulunma isteğini dile getirdi. Bu konuda herhangi bir gelişme var mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Aslında, önceki aşamalarda, yani, savaşın ilk yıllarında ve kararsızlık nedeniyle, önceliğimiz değildi. Belki de altyapı meselesi hakkında konuşmamız da mantıksızdı, bir hayat memat aşaması yaşıyorsunuz, burada Suriye’yi kastediyorum, şahısları kastetmiyorum, kastım bizim için vatan bir bütün olarak . Şimdi, bu aşamanın geçmesi, istikrarın başlangıcı ve Suriye’deki ekonomik tekerleğin hareketi ile bu yıl özellikle Suriye’nin İpek Yolu’nun bir parçası olabileceği konusunda Çin hükümetiyle ciddi diyaloglarla başladık. Şu anda, Suriye yolda değil, farklı yollar var ve Suriye bunlardan biri değil. Bu, kültürel, eğitimsel veya bilimsel bölüm olan İpek Yolu’nun Suriye ile aramızdaki doğrudan ilişkiden geçtiğini ve bu yıllar boyunca artan çok sayıda bağışlar bulunuyordu, bizler de şimdi bu bilimsel bağışlardan faydalanıyoruz.. Alt yapı hakkındaki diyalog son olarak başladı, Suriye’yi gelecekte İpek Yolu’nun bir parçası haline getirebilecek en önemli unsurlardandır. Birkaç ay önce birkaç proje sunduk.

Müdahale:

Belirli konularda?

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabii. Altyapı konuları Çin hükümetine “kemer ve yol” metodolojisine uyan yaklaşık 6 proje sunduk ve şimdi Çin hükümetinin Çin düşünce tarzına uygun projeyi (veya daha fazlasını) seçmesini bekliyoruz. Bu altyapı zaman içinde geliştiğinde Suriye’deki İpek Yolu’nun geçişinin bir belirteç haline geleceğini düşünüyorum. Sadece haritada çizdiğiniz bir yol değil. İpek Yolu’nun tarih boyunca Suriye’den, Irak’tan ve bu bölgeden geçtiği doğrudur, aynı zamanda İpek Yolu da bugün bu yol için mevcut altyapıyı dikkate almaktadır. Dolayısıyla, bu altyapının adanmışlığı veya konsolidasyonu ve gelişmesiyle birlikte, İpek Yolu gelecekte Suriye’den de geçecektir.

Soru:

Şimdi, Suriye’nin bu girişime katılmaya güvenlik açısından hazır olduğunu düşünüyor musunuz?

Başkan Esad:

Kesinlikle, güvenlik açısından hazır olduğumuz için, dost Çin tarafı ile diyalog başlattık. Ondan önce, böyle bir diyalogu başlatmak mantıklı ve gerçekçi değildi.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, Amerika’daki durumu sormak istiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak, eğer Trump yeni bir dönem için yeniden seçilmezse, sizce böyle bir başarısızlık Suriye için faydalı olacak mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Röportajlardan birinde Trump hakkında konuştum ve onun en iyisi olduğunu söyledim, çünkü en şeffaf olanı, elbette en iyisi, iyi olduğu anlamına gelmiyor, ancak şeffaflık, özellikle Batı niyetinde her zaman kullandığımız, aynı zamanda Batı niyetlerini tümüyle bilmemiz gereken gerçekleri gizleyen maskeler için de iyi bir şey. Amerikan siyasal sistemi, bizim anladığımız anlamda bir devlet sistemi değildir. Bu bir lobiler sistemidir. Amerika’da ister petrol ister silahlar, bankalar veya diğer lobiler olsun hükmeden para lobileridir… Bu lobiler, Amerikan politikasının tüm eklemlerini hakimiyeti altına almaktadır, Trump’ın sınırlı da olsa bağımsız olmayı istediğinde de ona karşı bir saldırı başladı. Şimdi de başkanı izole etme sürecine tanıklık ediyoruz, amacı ise onu hatta geri döndürmektir. Lobiler hattına.. Bu nedenle, 1974’te Nixon’dan bu yana Suriye’de işbirliği yaptığımız tüm başkanlar – Amerika ile ilişkilerimiz normale döndüğünde – ve bugün Trump bile, lobiler tarafından yönetiliyor, , bu başkanının niyeti ne kadar iyi olursa olsun, lobilerin politikasından sapamıyor. Bu nedenle, başkanların değişimi üzerine oynanan bahis, yanlış yerleştirilmiş ve gerçekçi olmayan bir bahistir. Amerikan politikasının bu önümüzdeki yıllarda değişeceğini sanmıyorum. Bu nedenle, seçim kampanyasındaki cumhurbaşkanının bir şey söylediğini ve seçimlerinden yalnızca haftalar sonra sözlerine tamamen aykırı bir şey yaptığını görüyoruz. Yani biz Suriye’de, Amerikan başkanlarından kimin geldiğini ve kimin gideceğini düşünmeyiz.

Müdahale:

Öyleyse yine bu bağlamda soruyu soruyoruz. Amerikan başkanı, Amerikan güçlerini Suriye’den çekme niyetini açıkladıktan sonra aniden kararından saptı, ve Fırat bölgesinin doğusundaki petrol sahasını korumak için Amerikan askeri güçlerini Suriye’de tutacağını söyledi. Birdenbire buna karar verir, aynı anda da aksini yapar.

Cumhurbaşkanı Esad:

Aynen dediğin gibi. Politikayı yönetenlerin lobi olduğunu söylediklerimi doğruluyor. Aynı zamanda, bu devletin prensiplere tabi olmadığını, aksine bu şirketlerin çıkarlarına tabi olduğunu onaylıyor, eğer çıkarları petrol kuyusu işgal etmek ve bunları bir şekilde veya başka bir şekilde çalmak ve satmak ise, o zaman bu devlet ve bu sistem ne olursa olsun, uluslararası hukuktan bağımsız olarak bu şirketler için çalışmaya devam edecektir. ABD yasalarında, şirketler için ABD yasalarını bile ihlal ediyorlar, çünkü onları tatmin etmeden başkanın izole olması mümkündür.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda Suriye topraklarındaki Amerikan kuvvetlerinin sayısı kaçtır?

Cumhurbaşkanı Esad:

Amerikan siyasetindeki en güzel şey, sayıyı binlerce ve yüzlerce arasında duyurmalarıdır. “Binlerce” derken, savaş yanlısı lobiye, özellikle silah şirketlerine, şu anda savaşta olduğumuzu ve sizi şirket olarak tatmin ettiğini söylemek istiyorlar. “yüzlerce” dediklerinde, savaşa karşı duran insanlara birkaç yüz askerimiz olduğunu söylemek için hitap ediyorlar. Gerçek şu ki, her iki sayı da basit bir nedenden ötürü yanlıştır. Çünkü eğer bu sayılar doğruysa Amerikan askerlerinin sayısına dayanır, Amerikan ordusuyla savaşanların sayısına dayanmaz. Amerikan sistemi, Blackwater gibi Irak’ta ve başka yerlerde bulunan özel şirketler üzerindeki savaşlarına büyük ölçüde güveniyorlar, eğer Suriye’de birkaç yüz Amerikan askeri varsa, şu anda şirketlerde çalışan binlerce, belki de on binlerce sivil vardır ve Suriye’de savaşanlar da bunlardır. Bu yüzden gerçek sayının ne olduğunu bilmek zor, ama kesinlikle binlerce.

Soru:

Amerikalılar, Doğu Fırat bölgesinde,  Suriye’deki petrol kuyularını koruyacaklarını açıklıyorlar, ancak sonunda bu kuyulardan üretilen petrolle nasıl hareket edecekler?

Cumhurbaşkanı Esad:

Amerikan gelmeden önce başlangıçta bu kuyuları (Nusra Cephesi) kullanıyordu. Işid gelip Nusra’yı çıkarınca, tabi pratikte çıkarmadı, ancak (IŞİD) (Nusra) ile birleştiğinde ve “IŞİD” olarak adlandığında, bu petrolü çalarak ve sattı, nerede? Satış Türkiye üzerinden gerçekleşiyordu. Bugün de Amerika petrolü çalıyor ve Türkiye’ye satıyor. Türkiye, petrol satma sürecinde tüm bu gruplarla suç ortağıdır. Hazır bir Türkiye sorunu yok çünkü Türkiye rejimi, daha önce (Nusra) daha sonra da (IŞİD), bugün de Amerikalılarla petrol satışına doğrudan katkıda bulunuyor.

Soru:

Peki bu durum ışığında, Suriye’nin petrol gelirleri üzerindeki hacmi ne kadar büyük?

Cumhurbaşkanı Esad:

Savaşın başlangıcındaki bir noktada, petrol gelirleri neredeyse sıfırdı.. Bugün, son iki yılda kuyuların küçük bir bölümünü geri kazandıktan sonra, petrolden küçük bir bölüm elimize geçer oldu. Şimdiye kadar petrolün Suriye ekonomisi üzerindeki olumlu etkisi hâlâ sınırlı, çünkü kuyuların çoğu, tamamen Amerikan komutası altında faaliyet gösteren terörist veya yasadışı grupların kontrolü altındadır. Dolayısıyla bu noktada petrol konusu ile ilgili durum fazla değişmedi.

Soru:

Evet, öyleyse Suriye hükümeti, Fırat’ın doğusundaki petrol sahalarındaki Amerikan varlığı konusuyla nasıl baş edecek?

Cumhurbaşkanı Esad:

Birincisi, Amerikalı teröristlere itimat ediyor, şüphesiz teröristlerin vurulması gerekiyor, Suriye’de ilk önceliğimiz bu. Teröristleri vurmak Amerikan varlığını bir şekilde zayıflatır. Daha sonra, Amerikan kontrolü altında faaliyet gösteren Suriyeli gruplar var ki; bu Suriye gruplarını bir şekilde ya da başka bir biçimde, özellikle de diyalogla, Suriye’nin herkesin çıkarlarına ilgi gösterdiği ve tüm toprakları özgürleştirme çabalarına katılmaları konusunda Suriye’yi ilgilendiren herkesi ilgilendirmesi gerektiği konusunda ikna etmek gerekiyor. O zaman doğal olarak, Amerikalıların kalması için bir ihtimal olmayacak, ancak kalırsa ki, onların bir  Irak tecrübesi var. Halk direnişi olacak. Bedel ödemek zorunda. Sonuçta, Amerikalı çıkacak.

Soru:

Sayın Cumhurbaşkanı, Son dönemde Irak, Lübnan ve hatta İran gibi bazı komşu ülkelerdeki popüler protestolara ve isyanlara şahit olduk, aslında bu ülkeler bir ölçüde Suriye’nin müttefikleri sayılıyor, bu ülkelerde ne olduğunu ve neler olacağını nasıl görüyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabii ki, komşu ülkelerle doğrudan ilişki itibariyle bizi doğrudan etkiliyor. Ailevi ve ekonomik, komşu iki ülke arasında var olan her türlü ilişki. Fakat aynı zamanda, Orta Doğu tek bir bölgedir, çünkü sosyal yapı benzerdir.. inançlar benzerdir, bu ülkeler yakın çevrenizde olmasa bile çıkarlar birbirine bağlıdır, bu nedenle vatandaşların yaşadığı sorunları gidermek için ortaya çıkan bu hareketlerin, koşulların iyileştirilmesine yol açacaklarını varsayarsak, bu ülkelerin her birinde ekonomik, politik ve diğer, bu yansımanın olumlu olacağını söyleyebilirim, ancak mantıklı düşünürsek.. Batı ülkeleri, özellikle de ABD, bu ülkeleri kendiliğinden hareket etmeye terk edecek mi? Şüphesiz müdahale edecek ve kaos yaratma yolunda her hareketten faydalanacak, çünkü Amerika’nın politikası – en azından 2000’den beri ve Irak savaş döneminden beri – kaos yaratmaktı ve buna, Condoleezza Rice ve George Bush zamanında “yapıcı kaos” adını verdiler. Aradıkları bu “yapıcı kaos”, çıkarlarını karşılayan bir kaos, bu kaos, bu ya da diğer bölgelerde meydana geldiğinde, hiç şüphesiz bizi de olumsuz yönde etkilemelidir. Kaos, hastalık gibi bulaşıcıdır. Bu nedenle, bu hareketlerin, kendiliğinden ve popüler hareket çerçevesinde kalmasını umuyoruz.

Soru:

Nerede kaos varsa, Amerika’nın rolünü arayabiliriz, diyebilir miyiz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Bu normaldir. Şimdi de dünyada biliniyor oldu. Süper güçlerin politikaları arasındaki fark, Amerika’nın, Fransa ve İngiltere gibi onunla birlikte olanların inandığına inanıyor – ya da öyle düşünüyor bizler de bunun hatalı bir düşünce olduğunu düşünüyoruz – bu ülkelerin ya da bu eksenin tek derdi kaos yaratmak iken, Rusya, Çin ve  dünyanın birçok ülkesi, Uluslararası hukuk ve istikrar, ister büyük ister küçük olsun, dünyanın çıkarlarını sağlayan yasalardır.

Gazeteci:

Bize bu fırsatı sağladığınız için çok teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanı, başarılarınızın devamını dileriz.

Cumhurbaşkanı Esad:

Ben teşekkür ederim bu röportaj için de Phoenix’e teşekkür ederim.

Gazeteci:

Çok teşekkürler

Cumhurbaşkanı Esad:

Rica ederim.

Check Also

Mikdad, Sırp Mevkidaşı İle Telefonda Orta Doğu Ve Orta Avrupa’daki Gelişmeleri Görüştü

ŞAM (SANA) –  Bugün Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Faysal Mikdad, Sırbistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ivica …