Cumhurbaşkanı Esad Terör ve Radikalizmle Mücadele İçin Uluslararası Şam İslam Merkezinin Açılışını Yaptı (VİDEO)

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar Esad bugün öğlen saatlerinde terör ve radikalizmle mücadele için Vakıflar Bakanlığına bağlı Uluslararası Şam İslam Merkezinin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanı Esad’ı kerşılayanlar arasında Vakıflar Bakanı, Merkez Müdürü Şam ve Kırsalı Müftüsü Adnan Afyuni, Bilad el Şam Ulemalar Birliği Başkanı ve Şam üst düzey alimleri bulunuyordu.

Cumhurbaşkanı Esad, merkezi gezerek Şeyh El Afyuni’nin merkezin içerdiği tüm bölümleri hakkında bilgi verdi. İmamlar ve vaizlerin tüm şehirlerde hazırlanması için Ulusal Enstitü, Bilad el Şam Ulemalarından şeriat bilimlerine hasıl olmak isteyenler için Şeriat ve Arapça Bilimleri Uluslararası Enstitüsü, Aşırıcılık ideolojilerin ve tekfiri fetvaların internet ağı kanalıyla takip edilmesi ile nasıl analiz ve rehabilitasyon edileceği bölümlerini içeriyor.

Merkezde ayrıca, Radikal ideoloji ile mücadele bölümü, Bilimsel Araştırmalar merkezi, bir kütüphane yanı sıra ılımlı ve mutedil Şam Ulemaları programı gereğince merkezde okuyacakların eğitimi ve hazırlanması bölümlerini de içeriyor.

Şeyh Afyuni Cumhurbaşkanı Esad’a, yaklaşık iki yıl üç aydan beri çalışmalarına başlanılan ve yarından itibaren çalışmaya hazır olacak olan projenin tamamlanması aşamalarıyla ilgili birfing verdi.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Beşşar Esad Merkezin açılışına katılan Şam Ulemalarıyla bir araya gelerek yaptığı konuşmasında şunları söyledi.

Kur’an, Hüda ve Furkan ayı olan Ramazan ayı hepimize mübarek olsun ve hepiniz hoşgeldiniz.

Cumhurbaşkanı Esad, bu merkezin açılışı ve bu mübarek ayda çalışmalarına başlaması, bu ayın bazılarının anladığı gibi tembellik, geri kalmışlık ve erteleme ayı değil çalışma ve başarı ayı olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Esad: “Başlangıç olarak.. bu münasebetin özünde Merkezin öz çalışmalarına bağlı bazı noktaları hakkında konuşmamızı gerektirdiğinden söylemler ve hitap münasebeti değil açılış konuşması olmasından dolayı, benden oturup da Ulemalar önünde oturup onlarla birlikte terör ve aşırılıkla nasıl mücadele edeceklerini anlatacağımı beklemeyin çünkü sizler bu işe yıllardan beri başlamışsınız. Bütün Suriye halkı terör ve aşırılıkla evvela direniş kanalıyla mücadele ediyor. Kahraman ordumuz aşırılıktan doğan terörle mücadele ediyordu. Alimlerimiz aşırılıktan doğan terörle mücadele ediyorlardı bu yüzden aşırılıkla mücadelenin ılımlılıktan başlayacağını dememi beklemeyeceksiniz. Bunlar normaldir, İslam ise kendisine isnat edilen bu ithamlardan uzaktır. Tarihi olarak da Bilad el Şam dini ve sosyal çerçevede ılımlıdır. Müslüman Kardeşler’in dini çerçevedeki rolü, İslam’ı çarpıtmak ve yıllardır yaptıklarını sabote etmek için, özellikle de dine şiddet kavramını getirerek yaptıklarını, ihvancı ideolojinin muhtelif Vahhabi ideoliji ile ilişkisi hakkında da konuşmayacağım” dedi.

Esad: ” Sizin için, alim olarak, bu doğal bir şeydir, sadece sizin için değil, aynı zamanda çoğu Suriye vatandaşı için de geçerlidir, bence Arap ve İslam dünyasındaki birçok vatandaş ve bilim insanı için de aynıdır. Bu sadece sizin veya bizim bildiğimiz bir bilgi değildir lakin iş daha da büyüktür. Bunlar gerçeklerdirç Detaylardır. Günlük olarak yaşadığımız verilerdir. Sonuçlarından ve olumusz etkilerinden günlük belki de her saat başı şikayet etttiğimiz şeylerdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad, gerçekte bu merkezin açılışına katılmam söz konusu olduğunda bu konuların hiçbirini düşünmemiştim. Hangi konuların okutulacağı hakkında da bir düşünce sahibi değildim. Merkezden istediğmiz başlıklar nelerdir bununla ilgili de bilgi sahibi değildim. Özellikle de terörle ve aşırılıkla mücadele bu merkezle başlamadı. Bu Suriye’de terörün zuhur ettiği ilk aylardan beri başladı” diye söyledi.

Esad: “Gerçekte merkezin açılış konusu öne sürüldüğünde aklıma gelen ilk soru, Suriye olarak aşırılık ve aşırılıktan doğan terörle mücadele konusunda nerede duruyoruz? Sorusu geldi. Sebebp ise merkezin terörle mücadelenin ilk durağı olmasında yatıyordu. Dediğim gibi başlangıç değildir, geleceğe doğru hareket ettiğimiz bir durakta durduğumuzda, nerede durduğumuzu düşünmemiz gerekiyor. Yerimiz nersiidr. Mevkiimiz nedir? Çünkü geleceğe doğru planlar yaptığımızda şüphesiz şimdiki zamandan hareket etmemiz gerekiyor” diye ifade etti.

Başkan Esad: Teorik fikirlerden başlamamız imkansızdır. Bugün yaşadığımız gerçeklikten yola çıkmalıyız. Bu soruyu herhangi bir Suriye vatandaşına bugün nerede durduğumuz sorarsak, Suriye’nin terörizm çerçevesinde ve aşırılıkçılık çerçevesinde dokuz yıl süren savaşın ardından nerede durduğunu sorarsak , cevap, muhtemelen bu aşırılıkçılığın bir duruma yol açtığı şeklinde gelecektir. Toplum için aşırılıkçılık endeksi, öncelikle bu aşırılıkçılık, Suriye’deki mezhepsel durumun görülmemiş derecede artmasına ve dönüşü olmayan bir noktaya yol açtığıdır. Bazıları belki de çok karamsar olacak, bazıları daha az karamsar olacak ve bu taifecilik durumunun dönüşü olmayan bir noktaya vardığını söyleyecek. Bu durumun tedavisinin çok zor olduğu bir aşamaya vardık, deme noktasına gelecektir” dedi.

Başkan Esad: “Elbette bu, savaşın sonucu çıkan tepkiler, bunun bir kısmı bu fikirleri veya yanılsamaları döndürmek için yurtdışından pazarlanan aşırılık yanlısı bir mezhep söylemiyle başlayan ve bir kısmı yurtdışından pazarlanan tepkilere dayanıyor. Gördüğüm gibi .. zamanla evhamlar akıllarda bir gerçeğe dönüşüyor ve kaçınılmaz bir gerçek haline geliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad: ” Tüm bu görüşlere kendilerine olan saygımla katılmadığımı güvenle söyleyebilirim, bunun doğal bir tepki olduğunu söyleyebilirim, savaşın başında bir araç olarak kullanılan mezhepçi bir teklif olduğunda, bu çok doğaldır. Tepki aynı zamanda mezhepsel bir tepkidir, ancak gerçek eylem ile tepkiler arasında büyük bir fark var, daha önce de söylediğim gibi, bu vizyonun yanlış ve gerçekçi olmayan bir vizyon olduğunu güvenle söylüyorum. Suriye toplumu için durum savaşın başlangıcından daha iyi değil, ancak bugün savaş öncesinden daha iyi. Bu sözler sürpriz olabilir. Herkes beni salt laf söylemek için laf söylemediğimi bilir. Bizler savaşın kalbindeyiz, iltifatlara yer yok, hayali bir şekilde moralleri yükseltmeye de yer yok, çünkü bu işin içinde insanı aldatmak var” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad: “Güvenle söylüyorum … daha iyi bir konumdayız ve ben gerçeklerden hareket ediyorum. Yapıcı bir şekilde konuşmadığımız zaman somut gerçekler ve gerçekler bağlamında konuşmalıyız” diye belirtti.

Esad: “İlk gerçek, eğer bu durum, bir çok Suriyeliden de duyduğunuz gibi, Suriye ve Suriye toplumu eğer direnmeseydi durum daha da kötü olurdu. Suriye ilk başlardan parça paröa bölünmüş olacaktı. Sözlerinin doğru olduğunu farz edelim. Durum savaştan önce daha iyiydi diye farz edelim. Oysa durum öyle değil. Bu Suriye’nin bir kaç ay veya bir kaç sene direnecekti, anlamına geliyor. Dokuz yıldan sonra o mantığa göre durum çok çok daha kötü olacak idi. Sonuç ne olacaktı? Suriye ilk aylarda parçalanmazsa daha sonra muhakkak parçalanacak. Dokuz yıldan sonra bu sözler kesinlikle mantıklı değildir. Bu birinci gerçek, ikinci gerçek ise, savaşın hepimiz için çok sert bir sınav olmasıydı. Sert hatta şok bir durumdu ve bütün herkese bütün üyeleri tekrar gözden geçirmemizi dayattı” diye ifade etti.

Esad, bu savaşın dış savaş olduğunu lakin iç unsurlara dayanan bir dış savaş olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Esad: Çok sert bir dersti ve bu dersten iyi kalpli olanlar ki Suriye halkının çoğunluğunu teşkil ediyordu. Ders almayanlar da oldu bu da bütün dünya toplumlarında mevcuttur. Ancak bunlar Suriye halkının çoğunluğunu temsil etmiyorlar. Bundan dolayıdır ki bu merkez terörle mücadelede sıfırdan başlamayacağımız anlamına geliyor. Nerden başlayacağımız ve nereye yöneleceğimizi çok iyi bilmeliyiz. Bu yüzden bir şeye dikkat çekmeliyim ki bizler bugün savaş öncesinden çok daha iyiyiz bu da terörle ve aşırılıkla mücadelede daha hızlı yol katetmek için önümüzde açılmış kapılar olacaktır” dedi.

Başkan Esad: “Bütün bu söylediklerimizden çıkaracağımız ders toplum olarak dini alanda dahil tüm sektörleri kapsayan toplum olarak savaştan öncesini ayort edebilecek bir toplum düzeyine gelmiş bir toplum haline gelmiş bulunmaktayız” dedi.

Cunhurbaşkanı Esad: “Benim bakış açım nedir? Ayrımcılık sürecinde neyi kastediyorum? Bir işitme sorunu olduğunda, bir kişi iyi konuşulan konuşmayı ayırt edemez ve tüm kelimeleri anlamamaktadır. Aklında bir sorun olduğunda, bazı şeyleri doğru şekilde ayırt edemez. Bu gibi görüş sorunu olan bir insanın önüne bir satranç tahtası koyduğunuzda siyah ve beyaz kareleri biri birinden ayırt edemez sınırlarınız nerede olduğunu bilemez, iç içe görür. Bizim durumumuz böyleydi. Ancak ideoljik açıdan da sizlere örnekler vereceğim” dedi.

Başkan Esad: ” Savaş öncesi dinleşme ile taassup arasındaki farkı çıkarmaya kadir değildik. Çoğu din adamının durumu bu şekildeydi. Ancak bazıları taassuba her yöneldiğimizde dini daha fazla koruyabiliriz düşüncesindeydi. Ne kadar mutaassıp olursak dini de o kadar korurduk düşüncesindeydi. Ben kötü niyetleri daima uzakta tutarım ben iyi niyetlerden bahsediyorum. Onlar bunun taassup olduğunu bilmiyorlardı. Bilakis bunun dinsel açıdan iyi olduğunu düşünüyorlardı” diye ifade etti.

Esad: “Savaş geldiğinde sonuçlarını gördük. Sonuçlarını almaya başladığımızda, mütedeyyin ve mutaassıp insan arasındaki farkı gözetlemeye başladık. Dinleşmenin bina mutaassıplığın da yıkım olduğunu ayırt etmeye başladık” dedi.

Başkan Esad, öte yanda başka şahıslar vardı. Dini sokak diye söylemek istemiyorum. Diğer sokak kimdir? Ateist sokaktır.. Kesinlikle böyke değildir. Çünkü Suriye toplumunbun çoğunluğu dindardır lakin dindarlığın dereceleri vardır. Ateistlik durumdur ben de bunun kök olduğunu sanmıyorum aşırılık da öyledir. Gördüğüm üzere ferdi hallerdir. Suriye sahasında da hiçbir ağırlığı yoktur. Bu yüzden din sokağı demiyorum çünkü karşı sokak da ateist sokak olur ki bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Kriz bir çok insanı bu daha az bu daha çok dindar olarak ayırt etmeyi başardı.

Cumhurbaşkanı Esad: “Dikkat ederseniz bazılarının yaptığı gibi din karşılığında laikliği koymadım. Ateizme karşı imanı koydum. Bu basit bir nedenden dolayı doğal bir çelişkidir çünkü laiklik ile dindarlık arasında bir ilişki yoktur. Laiklik ile ateizm arasında bir ilişki yoktur. İnsan ya inançlıdır ya da ateisttir çünkü iman ile ateizm bir doktirne bağlıdır. Bu doktrine inanıyorum veya bu doktrine veya bu inanca inanmıyorum. Laiklik ise uygulamadır laiklik diye bir doktirn yoktur. Laiklik ile dindarlık arasında ne olumsuz ne de olumlu bir ilişki yoktur. Bu ilişki dinsel veya dindar olmayan bazı kişiler tarafından kurulur. Hatalı bir diyalog vardır. Bu ateisttir bu da laiktir. Bu dindardır bu laiktir. Bu hatadır. Aynı bu salonda oturanların yarısı ev sahibi veya yarısı kirada oturuyordur. Diğer yarısı da şeriatta sertifika taşıyordur. Birincisi ile ikincisi arasındaki fark nedir. Diyeceksiniz ki nedir bu mantıksız sözler? Aynı şey. İlişkisi yoktur. Laiklik uygulamadır. Biz devlette bize biri geldiğinde, aranızdan herhengi bir şahıs. Bir satış işlemi ya da alış veyahut da kayıt işlemi yapmak için geldiğinde, biz onun dininin ne olduğunu, mezhebinin ne olduğunu sormuyoruz, bizi de ilgilendirmez. Bu bizim için ve sizin için normaldir. Sizler yolda muhtaç bir kişiyi gördüğünüzde ona yardım ediyorsunuz. Yardım ediyorsunuz çünkü sadece Müslüman olduğundan yardım ediyorsunuz. Eğer Müslüman değilse Cehenneme kadar yolun vardır diyorsunuz. Bu da İslamla örtüşmez. Liaklik işte budur. Biz de bunu istiyoruz. Uygulamadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad, anavatanına ihanet eden adamın içten bir inanan olmasının imkansız olduğunu söyledi.

Diyaloğun önemi konusunda ısrar eden Cumhurbaşkanı Esad, diyaloğu olmayan dinin, içeriği olmayan sloganlardan ibaret olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad, Ulemaların çalışmalarına devam etmesine, Suriye’deki ve diğer yerlerdeki vatanları ve Müslüman toplumları için başarıya ulaşmalarına duyduğu güveni dile getirdi.

Çeviri: S.Şahut

Check Also

UNRWA: Gazze’de uluslararası İnsani Hukuka Yönelik Bariz İhmal Devam Ediyor

İŞGAL EDİLEN KUDÜS (SANA) –  Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) Genel …