İsrail Bu Şekilde Bölge ve Tüm Dünyanın Güvenliğini Tehdit Ediyor

ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı bugün; İsrail’in son olarak Suriye’ye bulunduğu saldırı konusunda Birleşmiş Milletler genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına eş iki resmi mektup gönderdi.

BM ve BMGK arşivlerinde resmi bir belge niteliği taşıyan ve Suriye’nin kullanma hakkının saklı kaldığı resmi mektubunda bakanlık; İsrailli savaş uçakların Cuma günü saat 23:15 sularında Suriye hava sahasına girmeden başkent Şam kırsalına füze saldırılarında bulunduklarını belirtti.

Bakanlık İsrail’in bu saldırıdan amacının Suriye ve halkına karşı yürütülen muhtelif yönlü savaşın süresini uzatma ve çözümü engellemek olduğuna vurgu yaptı. İsrail’in Suriye’de arta kalan kiralık teröristlerin çöken psikolojilerini düzeltme ve onları teröre teşvik etme hedefi taşıdığına dikkat çeken bakanlık; İsrail’in geçen yıllar boyunca uluslararası terör örgütleri listesinde yer alan Nusra Cephesi dahil farklı isimler altındaki terör örgütlere sağladığı direk ve dolaylı sınırsız desteği hatırlattı. Bakanlık İsrail hükümetinin bu saldırı aracılığı ile İsrail içinde tırmanan iç sorunlardan kaçma ve kamuoyunun dikkatini uzaklaştırma amacı taşıdığını da belirtti.

İsrail’in Suriye’ye saldırıları ve tüm bölgenin güvenlik istikrarını tehdit eden bu davranışlarının ABD’nin ona temin ettiği siyasi, askeri ve medya örtüsü sayesinde olduğunu vurgulayan bakanlık; ABD ve daha başka bir kısım devletlerin İsrail’e dokunulmazlık temin ettiklerini kaydetti. Bakanlık bu dokunulmazlık neticesinde İsrail’in bölgede devlet terörü estirmeye devam ettiğine dikkat çekerken; bunun da bölge ve tüm dünyanın güvenliğine karşı ciddi bir tehdit teşkil ettiğinin altını çizdi.

Suriye’nin uluslararası güvenlik ve istikrarın korunmasında BM ve BMGK’yi bir kez daha tarafsız ve etkin bir şekilde görevlerini üstlenmelerine davet ettiğini ifade eden bakanlık; İsrail’in bu gibi saldırılarının tekrarlanmasını önlemek için etkin ve caydırıcı icraatlar alınmasını talep etti.

Bakanlık BM ve BMGK’nin İsrail’i uluslararası kanun ve kararlara uymaya zorlamaları gerektiğinin altını çizdi.