LAHEY (SANA) – Suriye’nin Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü nezdindeki Daimi Temsilcisi Muhammed Kattub, ülkesinin geniş çaplı kimyasal silah kullanımının yaşandığı dönemden kurtuluşunun ardından bugün kritik bir aşamada bulunduğunu belirterek, Şam’ın tüm zorluklara rağmen bilgi toplama ve şüpheli görülen bölgelerin değerlendirilmesinde önemli ilerlemeler kaydettiğini ve Kimyasal Silahlar Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ulusal sorumluluk ve uluslararası iş birliği anlayışıyla sürdürdüğünü vurguladı.
Kattub, Lahey’de düzenlenen Taraf Devletler 30. Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Suriye, sivillere karşı geniş ölçekte kimyasal silah kullanılan karanlık Esad dönemi geride bırakılarak özgürleşmesinin birinci yılını yakında idrak edecek. Bu yıl, umut, çaba ve zorluklarla dolu bir yıl oldu.” dedi.
Kimyasal Dosyada Geçmişten Günümüze Tarihi Bir Dönüşüm
Kattub, Şam’ın, devrik rejimin hüküm sürdüğü karanlık dönem ile bugünün tüm zorlukları ve geleceğin sunduğu fırsatlar arasında kimyasal silahlar dosyasında tarihi bir dönüşüm yaşadığına dikkat çekti.
Ayrıca, kimyasal saldırıların Esad rejiminin çöküşüne dek sürdüğünü ifade eden Kattub, son saldırının 5 Aralık 2024’te, yani Suriye’nin özgürleşmesinden yalnızca üç gün önce kayda geçtiğini, 2012 yılı sonundan bu tarihe kadar 200’ü aşkın kimyasal saldırının belgelendiğini aktardı.
Kurtuluş Sonrası Dönem Büyük Çaba Gerektiriyor
Suriye Temsilcisi, kurtuluş sonrası dönemde karmaşık ve ağır bir mirasla karşı karşıya olduklarını ifade ederek, kimyasal program, depolama ve üretim tesisleri hakkında bilgi toplama sürecinin ciddi zorluklar içerdiğini, devrik rejimin programı büyük gizlilik içinde yürütmesinin bu süreci, programa resmî şekilde sahip olan ve sözleşmeye katılan ülkelerle kıyaslandığında çok daha güç hâle getirdiğine işaret etti.
Ulusal ekiplerin ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) denetim ekiplerinin mayınlar ve savaş kalıntılarıyla dolu bir ortamda çalıştığını, ayrıca İsrail saldırılarının ve sonuçlarının oluşturduğu risklerin devam ettiğini belirten Kattub, tüm bu koşullara rağmen Suriye’nin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme yolunda önemli başarılar kaydettiğini vurguladı.
Bilgi Toplama ve Şüpheli Alanların Değerlendirilmesinde İlerleme
Kattub, bu kararlılığın somut sonuçlar doğurduğunu belirterek, bilgi toplama, keşif ve şüpheli bölgelerin değerlendirilmesinde kayda değer ilerleme sağlandığını, ulusal ekiplerin söz konusu bölgelerde 23 ziyareti kolaylaştırdığını, ayrıca 15 şüpheli bölgenin yer aldığı bir listenin incelendiğini ve daha fazla bölgenin tespit edilmesine yönelik bilgi tabanı oluşturma çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi.
Kimyasal silahlar dosyasının yalnızca imha dosyası değil, aynı zamanda bir “hesap verebilirlik” meselesi olduğunu ifade eden Kattub, bunun süreci daha da karmaşık hâle getirdiğini söyledi. Denetim ve doğrulama çalışmalarının delillerin korunması açısından kritik önem taşıdığını belirten Kattub, imha çalışmalarının ise ulusal ekiplerin kısıtlı imkânları sebebiyle hâlen duraksadığını aktardı.
Kattub, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin imha sürecinin sorumluluğunu bütünüyle üstlendiğini, ancak Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nü ortak değerler taşıyan taraf devletler arasında uluslararası iş birliği için bir alan olarak gördüğünü vurguladı. Yürütme Konseyi’nin son oturumunda imha sürecine ilişkin teorik çerçevenin belirlendiğini, pratik çerçevenin ise enkazdan yeniden doğan bir ülkede yoğun çabalarla şekillendirildiğini dile getirdi.
Suriyeliler, kimyasal silahın kullanımına karşı birleşti
Kattub, ulusal ekiplere Suriye’nin tüm bölgelerinde gerekli kolaylıkların sağlandığını belirterek, bugün Suriyelilerin kimyasal silahın her türünün kullanımına karşı birleştiğini ifade etti.
Kattub, konferans kapsamında ayrıca, Suriye’nin örgüt içindeki haklarının iadesine ilişkin tartışılan karar taslağı üzerine yaptığı konuşmada, ülkesinin Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ile karşılıklı iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılığını vurguladı; Suriye’nin artık Esad döneminde olduğu gibi bir tehdit teşkil etmediğini, 2021’de ayrıcalıklarından mahrum bırakıldığı dönemdeki Suriye’den tamamen farklı bir ülke olduğunu ve pusulasının kurbanların ve hayatta kalanların çıkarlarına, kimyasal silah kalıntılarının tamamen imhasına ve örgütte tüm haklarının yeniden kazanılmasına yöneldiğini ifade etti.
Suriye’nin, 21 Kasım 2025 Perşembe günü, Lahey’deki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü nezdindeki daimi temsilciliğini yeniden faal hâle getirdiği ve Dr. Muhammed Kattub’u ülkenin örgütteki daimî temsilcisi olarak atadığı belirtiliyor.