ŞAM – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı Suriye’nin bir kısım kentlerine ilaveten Tunus, Kuveyt, Irak ve daha başka devletlerin terör eylemlerine maruz kalmalarının uluslar arası toplumun terörü destekleyen devletlere sessiz kalmalarının doğal bir sonucu olduğunu belirtti.
Bakanlık bugün Birleşmiş Milletler genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına gönderdiği iki eş mektupta Suriye’nin tüm bu terör eylemlerini keskin ibarelerle kınadığını ifade etti. Tüm bu terör eylemlerinin Suriye’de teröre her türlü destek ve örtüyü temin eden devletlerin görmezden gelinmelerinin doğal bir sonucu olduğuna dikkat çeken bakanlık; terörün yurdu yada sınırı olmadığını ifade eden Suriye’nin vizyonunun doğruluğunu da kanıtladığına işaret etti.
Suriye’nin bir kez daha terör tehlikesine karşı uyarısını yineleyen bakanlık; bu tehlikeye karşı uluslar arası ciddi ve dürüst bir mücadelenin verilmesi çağrısını da yineledi.
Bakanlık mektubunda Suriye’de muhtelif adlandırmalar altında faaliyet gösteren fakat cevher ve nitelik açısından bir olan terör örgütleri destekleyen devletlerin artık herkes tarafından bilindiğine, bu devletlere karşı sessiz kalmanın bölge ve tüm dünyanın güvenlik istikrarına büyük bir tehlike teşkil ettiğinin de net bir şekilde göründüğüne vurgu yaptı. Bu devletlerin başında İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Fransa ve daha başka devletlerin yer aldığına vurgu yapan bakanlık; söz konusu bu devletlerin destekledikleri teröristlerin son olarak Haseke ve Dera kentlerinin yanı sıra Halep iline tabi Ayn Arap Kasabasına bulundukları vahşi terör saldırılarına ışık tuttu.
Bu saldırılarda kurban gidenlerin genelinin çocuk ve kadınlardan ibaret olduğunun altını çizen bakanlık; aynı zamanda saldırılar sonucunda sabote edilen hizmet kurumları ve bu kurumların vatandaşlar açısından önemine vurgu yaptı.
Dolayısıyla muhtelif bahaneler ve yöntemlerle terör örgütlerini destekleyen devletlerin bu desteklerini kesmelerine zorlanmaları önemini ifade eden Bakanlık; bu desteğin aleni ve direk hale geldiğini belirtti. Bakanlık bu konuda muhtelif medya araçlarının Türkiye ve İsrail’in IŞİD; Nusra ve daha başka örgütlere desteklerine dikkat çektiklerini, buna ilişkin video görüntüleri ve fotoğraflar yayınladıklarını ifade etti.
Mektubunda bakanlık 25 Haziran Perşembe günü Türkiye sınırlarından sızan teröristlerin Ayn Arap Kasabasında işledikleri katliama dikkat çekerken bu katliamda geneli çocuk, kadın ve yaşlılardan 120 masum insanın yaşamını yitirdiklerini, onlarcasının da yaralandığını ifade etti. Bu katliamı işleyenlerin Türkiye sınırlarından girdiklerini kanıtlayan video görüntülerine işaret eden bakanlık; Türkiye’deki rejimin tekfirci çetelere desteğini açıkça sunduğunu, bunun da mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Dera Kentinde sivil yerleşim alanlarını top ve füzelerle hedef alan teröristlerin de Ürdün ve İsrail tarafından açık ve aleni bir şekilde desteklendiklerini belirten bakanlık; bu saldırılar sonucunda meydana gelen beşeri ve maddi hasara da dikkat çekti.
Terör örgütlerinin adlarının muhtelif olmasına rağmen Dera, Ayn Arap yada Haseke Kentinde yaşanmakta olan terör vahşetlerini bir birinden ayırmanın mümkün olmadığını ifade eden bakanlık; geneli yabancılardan oluşan IŞİD teröristlerinin ABD’nin komutasındaki koalisyon uçaklarının gözü önünde Haseke Kentinde sivil yerleşim alanlarını hedef alan saldırılarına da vurgu yaptı.
Bu çetelerin tüyleri ürperten vahşetlerine ışık tutan bakanlık; ölüm ve yıkıma ilaveten yol açtıkları tehcirle Suriye halkına yaşattıkları acıların insani boyutlarının altını çizdi.
Türkiye, ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Katar, İngiltere, Ürdün ve daha başka devletlerin istihbarat cihazlarından subayların Ürdün ve Türkiye’de mevcut iki operasyon odasından teröristleri yönlendirip komuta ettiklerini belirten bakanlık; Suriye’deki teröristlerin tüm vahşetlerini bu iki operasyon odasından aldıkları direktiflerle gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Teröre karşı ilan edilen savaşta yer alan bir dizi devletin bizzat kendisinin terörü desteklediğini belirten bakanlık; bu gibi yalan ve dolanlarla artık dünya kamuoyunu kandırmanın mümkün olmadığını ifade etti.
Bakanlık mektubunun bitiminde özellikle 2179, 2178 ve 21 99 başta olmak üzere Güvenlik Konseyinin terörle mücadele kararlarının tarafsız ve dürüst bir şekilde hayata geçirilmeleri gerektiğinin altını çizdi. Aksi halde tekfirci terörün daha geniş bölgelere yayılma tehlikesine karşı uyaran bakanlık; dünya ülkeleri ve kamuoyunu teröre karşı ciddiyet ve sorumluluğa çağırdı.
A.A.