MOSKOVA (SANA)- Ukrayna Neo-Nazi Suçlarına İlişkin Uluslararası Sosyal Mahkeme Başkanı, Rusya Federasyonu Kamu Odası Üyesi Maksim Grigoriyev, işgalci İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan halkına karşı işlediği suçları sert bir şekilde kınayarak Amerika ve Batı’nın desteğiyle işlediğine dikkat çekti.
Rusya’nın özel askeri operasyonu üyesi Grigoriyev, Moskova’da SANA muhabirine verdiği röportajda, “İsrail”in Gazze Şeridi’nde insanlığa karşı suçlar açısından yaptıklarının hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceğini söyledi.
Gazze’de işlenen bu suçların şu anda Lübnan’da işlendiğini dikkate alarak, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 40.000’den fazla insanı kasten ve önceden planlayarak öldürmeyi, evleri, mahalleleri tamamen yok etmeyi aklı başında hiçbir insan hayal edemez olduğuna atıfta bulundu.
Grigoriyev, İsraillilerin masum Lübnan vatandaşlarını kitlesel olarak gelişigüzel öldürmek amacıyla mayınlandıktan sonra siber iletişim araçlarını kullanmasının, tıpkı yerleşim yerlerinin bombalanması ve burada yaşayanların üzerinde evlerin yıkılmasının da uluslararası insani hukuk tarafından suç sayıldığını açıkladı.
Amerika’nın İsrail varlığına mali, güvenlik ve askeri desteği olmasaydı bu suçların işlenmeyeceğine dikkat çekti.
Muhabirle yapılan benzer bir röportajda Rusya Dışişleri Bakanlığı Büyükelçisi Rodiyon Miroşnik, Amerika’nın saldırgan yaklaşımının, bu politikayı uygulayanların ayak bastığı her toprakta açık bir iz bıraktığına dikkat çekti.
Ortadoğu’daki Siyonist saldırganlığın biçimi ve özü ile neo-Nazilerin Ukrayna’daki uygulamaları arasında da derin bir benzerlik ve özdeşlik bulunğunu ifade etti.
Miroşnik şunları söyledi: işgalci İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’daki vahşi suçları, kör bir nefretle, insani hukukun gözetimi olmadan ve herkesin vicdanından uzak bir şekilde işleniyor ve Neo-Naziler’in Donbass’ta işlediği suçların benzeridir.
Miroşnik, birçok askeri ve siyasi analistin, örnekler ve kanıtlarla desteklenen tartışmalarında, Gazze’de Filistinlilere ve Donbass topraklarında Ruslara karşı yaşanan olayların saldırgan doğasındaki açık benzerliğe vurgu yaptığını belirtti.