ŞAM – Halk Meclisi, Türk rejiminin “güvenli bölge” dediği şeyi kurma planının daha fazla işgal ve bariz bir saldırganlık olduğunu, bölgede zorla yerinden edilme ve demografik değişim bağlamında geldiğini belirterek, Suriye’nin işgal ve onun terörist ve paralı araçları ile mücadele etmek için tüm yöntemleri kullanma hakkını vurguladı.
Halk Meclisi SANA’nın bugün bir kopyasını aldığı bir açıklamada: “Türk rejimi başkanının, uluslararası ve insancıl yasalara, tüzüklere ve normlara meydan okuyan ve ihlal eden açıklamalarını sürdürüyor. Son olarak rejiminin, Suriye topraklarından yeni bölgelerini işgal etme arzusuyla uluslararası durumu istismar ederek, Suriye’nin kuzeyinde askeri hareketlenmelerinden bolca söz ettiğini dile getirdiğini” söyledi.
Halk Meclisi, “Türk rejimi, bu işgal yoluyla, bölgedeki nüfusun yeni bir yerinden edilme ve zorla tahliye sürecini yürütmek için “güvenli bölge” olarak adlandırdığı yanılsamaları canlandırmayı ve bölgede demografik değişim getirmeyi, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden yeni bir gerçeklik yaratmayı amaçladığını” belirtti.
Halk Meclisi, “Bilinen kötü niyetli Türk politikasının, uluslararası yasaları ve tüzükleri ihlal eden ve Birleşmiş Milletler kararlarının meşruiyetini açıkça ihlal eden ve çelişen, aşağılık hedeflere ve kazanımlara ulaşmak için Uluslararası çelişkiler ve etkileşimler üzerinde oynadığı ve insani durumları istismar ettiğinin bir sır omadığının kimsenin göüznden kaçmadığını” vurguladı.
Halk Meclisi, olayların gerçekliğinin, mekansal, bölgesel ve uluslararası koşulların, Suriye topraklarında bu işgalci askeri müdahalenin gerçekleşmesinin meşru olmadığını, Suriye topraklarında herhangi bir tırmanışa izin verilmemesi konusunda uluslararası bir konsensüs bulunduğunu, uluslararası toplumun daha önce sözde “güvenli bölge”yi reddetmesinin hala kaim olduğuna dikkat çekti.
Halk Meclisi, Suriye devletinin egemenliğini, kararının bağımsızlığını, topraklarının ve halkının birliği ve güvenliğini, kendisini ve halkını ABD, Türk ve İsrail işgalleriyle onlara bağlı terör örgütlerine karşı savunmak için tüm meşru siyasi ve askeri araçları kullanma hakkını vurguladı.
Halk Meclisi beyanında, Türk rejiminin işgal ve bariz saldırganlığın devamı sayılan, emrinde faaliyet gösteren uluslararası sınıflandırılmış terör örgütlerine güvenerek bölgenin nüfusunu ve demografik değişimini zorla yerinden etme gibi sözde “güvenli bölge” oluşturulması çağrısını ve bu yolla yapmayı planladığı açık yöntemleri ve yeni düzenlemelerini kınadı.
Halk Meclisi, Türk rejiminin Astana ve Soçi toplantılarında alınan kararlara ilişkin taahhütlerini uygulamadaki isteksizliği, manipülasyonu ve kaçınmasını da kınadı.
Halk Meclisi, işgalci Türk ordusu ve uluslararası düzeyde terörist olarak sınıflandırılan kiralıkları tarafından tarafından Suriye’nin kuzeyini bombalamalarının, güvenli ve savunmasız vatandaşların öldürülmesine, evlerinin ve mülklerinin tahrip edilmesine yol açan söz konusu saldırganlığını en sert dille kınadı.