Büyükelçi Ala: “İsrail”, Bölgenin Güvenliği Ve Istikrarına Yönelik Ana Tehdit Kaynağı Olan Nükleer De Dahil Olmak Üzere Cephaneliğini Geliştirmeye Devam Ediyor

CENEVRE – Suriye, İsrail işgalinin nükleer silahlar da dahil olmak üzere silah cephaneliğini geliştirmeye devam etmesinin bölgenin güvenliği ve istikrarına yönelik ana tehdit kaynağı olduğunu yineleyerek, bunun, uluslararası toplumun Ortadoğu’da kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge oluşturma taahhütlerini yerine getirmesini ve İsrail’in Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na katılımını sağlamak için ciddi adımlar atmasını gerektirdiğini belirtti.

Suriye’nin Cenevre’deki Birleşmiş Milletler ofisi ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Husam el Din Ala, bugün Silahsızlanma Konferansı “2022 oturumu” öncesinde yaptığı açıklamada, “Bugün dünya, dünyanın birçok bölgesinde artan gerilimler, saldırgan eğilimler ve askeri provokasyonlarla karakterize edilen ve uluslararası barış ve güvenliği benzeri görülmemiş risklerin önüne geçiren bir güvenlik ortamında benzeri görülmemiş zorluklar ve risklerle karşı karşıyadır” dedi. Büyükelçi Ala, “Bölgemizde, İsrail’in saldırgan tavrının ve nükleer silahlar da dahil olmak üzere konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan silah cephaneliğini biriktirmeye ve geliştirmeye devam etmesinin, bölgenin güvenliği ve istikrarına yönelik ana tehdit kaynağı olmaya devam ettiğini” kaydederek, uluslararası toplumun Ortadoğu’da kitle imha silahlarından arınmış bir bölge kurulmasına ilişkin taahhütlerini yerine getirmemesine son verme gereğini vurgulamadı.

Büyükelçi Ala, “nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bölgelerin kurulmasının, silahsızlanma hedeflerine ulaşılmasına ve nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin güçlendirilmesine önemli bir katkı teşkil ettiği inancına dayanarak, Suriye’nin, bölgenin nükleer silahlardan ve tüm kitle imha silahlarından arındırılmasına büyük önem verdi ve 1969’da Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’na katılan ülkelerden biri olduğunu belirtti. Bu bağlamada Ala ayrıca, “1972 yılında Biyolojik Silahların Geliştirilmesi, Üretimi ve Stoklanmasının Önlenmesi Sözleşmesini imzalamıştır. 2013 yılında Kimyasal Silahlar Sözleşmesine katılmıştır. BM Güvenlik Konseyi üyeliği sırasında Ortadoğu’yu nükleer silahlardan arındırmak için bir karar taslağı sunmuştur. silahlar ve diğer kitle imha silahları 2003 sonunda, ancak Konsey, Amerika Birleşik Devletleri’nin Güvenlik Konseyi’ndeki konumu nedeniyle bunu kabul edemedi” ifadeleri ekledi.

Büyükelçi Ala, ABD ve İsrail’in New York’ta Birleşmiş Milletler himayesinde düzenlenen konferansa katılmayı reddetmelerinin devam ettiğine işaret ederek, bunun, Ortadoğu’da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bölge” iradesinin açık bir şekilde göz ardı edilmesi olduğunu belirtti.

Dünyanın birçok bölgesinde askeri provokasyonların ve güç kullanımı veya tehdidinin tehlikeleriyle yüzleşmek, çok taraflı diplomasinin rolünün yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.

Suriye’nin Cenevre delegesi, ortak küresel tehlikelerle yüzleşmenin, bunları aşmak için uluslararası dayanışma ve işbirliğini gerektirdiğine işaret etti.Benzer şekilde, dünyanın birçok bölgesinde askeri provokasyon riskleri ve güç kullanımı veya tehdidi ile yüzleşmek, çok taraflılığın rolünün yeniden gözden geçirilmesi ve diplomasi ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine saygı gösterme taahhüdü gerektirdiğine işaret etti.

Büyükelçi Ala ayrıca, Suriye’nin dört ana maddeyi içeren müzakere yetkisine sahip kapsamlı ve dengeli bir çalışma programı benimseme lehindeki tutumunu yineledi ve nükleer silahsızlanmanın ve anlaşmayla ilgili taahhüt ve taahhütlerin uygulanmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.